Valencia’nın hocasına yazık oldu   Yine de Tanıtım Fonu, UEFA’nın verdiği kadar bir parayı kamuya yararlı bir dernek olan Galatasaray’a vermelidir.. Aslında bir teknik direktörün şansızlığını yazacaktım nereye geldik.   Okay Karacan   25 Mayıs—  Avrupa futbolunun en büyük üç kupasından ikisi sahiplerinin elinde yükseliyor... UEFA Kupası Galatasaray’ın, Şampiyonlar Ligi Kupası Real Madrid’in oldu. Paris ve Kopenhag’dan mutlu ayrılanların yeşil sahadaki başarısını alkışlamayan kesinlikle kötü niyetlidir.

		Bir yarış böyle geçti

			İki takımın ortak özelliğine bakalım, ekonomik anlamda kriz yaşıyorlar. Her fikir sahibinin Galatasaray’a devlet yardımını konuştuğu bir ortamda cümlelerin doğru seçilmesi gerektiğinin farkındayım.        Real Madrid, sezon başında tarihinin en büyük transfer atılımlarından birini gerçekleştirerek, bütçesini aşıp dev transferler gerçekleştirdi. Lorenzo Sanz’ın takımı 150 milyon dolarlık bir borcun altına girdi. Ligin başında istediği başarıyı bulamayan Real Madrid, Toschak’ı gönderip, takımın yeniden yapılanmasıyla toparlansa da, seyircinin küsmesi tribün gelirlerini düşürdü.        Her pesetanın hesabının yapıldığı bir dönemde gelen Avrupa Şampiyonluğu manidardır..        Bir tarafta Real, bir tarafta Galatasaray; ekonomik iflasa rağmen futbolun en büyük zirvesindeler.        Monaco, Süper Kupa’ya ev sahibi olacak... O güne kadar bütçeleri dengeleme adına neler yapılacağını merak edenlerin sayısı bir hayli fazla.        Real Madrid, yıllarca Franco’nun takımı olarak bilindi. İspanya ise bugün dünyanın en çok turist çeken ülkesi ve ekonomisi son 10 yılda rekor büyümeye ulaştı.        Bugün yeryüzündeki hemen herkes İspanya’yı tanımaktadır ve reklama çok da ihtiyaçları yoktur. Bu yüzden, İspanya’da devletin yardım yapmasını kimse beklemez..        Bizde ise, tartışmalara son noktayı koymak neredeyse imkansızdır. Her iyi fikir antitezini doğrurur…        Herkesten özür dileyerek bir parantez de biz açmak istiyoruz.. ”Lütfen Devlet, Galatasaray takımına kredi versin”...        Ali Sami Yen projesinde kullanılmak üzere, en az 3 yıl geri ödemesiz, çok düşük faizli ve gerektiği kadar bir bedel olsun…        Böylece Galatasaray, Avrupa’da oynayacağı her maçta modern bir tesisle ülkeyi de tanıtma şansını bulacaktır. Böylece diğer kulüp yöneticilerinin, haksız rekabet sızlanmaları ortadan kalkar.        Yine de Tanıtım Fonu, UEFA’nın verdiği kadar bir parayı kamuya yararlı bir dernek olan Galatasaray’a vermelidir..        Asıl yapılması gerekenler ise, Dernekler Kanunu’na göre yönetilen bir kulübün genel kuruluna düşüyor. Takımınız Londra Borsası’na kayıtlı şirketleri bir defa geçer, ikincisinde işler değişir..        Bugün Arsenal, Leeds, Chelsea transfer üstüne transfer yaparken, bizler neyi konuşuyoruz. Çok çabuk hareket edilip değişiklik yapılamazsa, ön eleme turlarının ötesine gidemeyeceğiz.        Aslında bir teknik direktörün şansızlığını yazacaktım nereden nereye geldik.        Arjantin’li Hector Cuper Mallorca takımını İspanya birinci liginde inanılmaz bir başarıya taşıdı. Kulüp, tarihinde ilk kez 98’de Kral Kupası finali oynadı. Valencia’da oynanan maçta rakipleri Barcelona idi. Müthiş bir maç sonunda uzatmalarda kaybettiler.        Hector Cuper’in takımı o yıl ligi 3’ncü bitirdi. 99’da Avrupa Kupa Galipleri Kupası finaline yükselip bu kez Lazio’ya kaybettiler. Cuper’in başarısı dikkat çekiyordu. Bu sezon başında Valencia’nın başına getirildi. Mallorca ise, hocasından sonra, Dini inanışları nedeniyle Kaleci Roa’nın futbolu bırakması ve Dani başta olmak üzere yıldız futbolcularının kapışılması sonucu gücünü kaybetti.        Hector Cuper, Valencia’yı çabuk toparladı. Aynı dili konuştuğu futbolcularıyla bir kez daha finale yükseldi.        Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmak istiyordu. Paris’te 3-0 yenildiler. Hector Cuper üçüncü kez finalde kaybediyordu...        Cuper milenyumun en iyi hocalarından birisi şüphesiz. En iyiler arasındaki diğer isimler Real’in hocası Del Bosgue ve tabii ki Fatih Terim…        Bugün Mallorca süper bir stadyuma ve yeniden doğan bir takıma sahip. Hector Cuper dünyanın tanıdığı bir hoca ve şimdi de Real Madrid veya Barcelona için adı geçiyor.        Kısacası, bu yarışı sürdürmek için Galatasaray’ın öncelikle (hep şampiyon olunacak diye bir kural yok) çağdaş bir stada sahip olmasını, Fatih Terim’in ülkeyi tanıtmak için yurtdışında bu başarılarını sürdürmesini dilemek geliyor insanın içinden. Tabii ki diğer takımlara gidecek Türk futbolcularda büyük tanıtım yapacaklardır.        Galatasaray ise, bu prensipleri koruyarak nice Fatihler, Hakanlar yetiştirecektir.        Aksi taktirde, ilk başarısızlıklarında bugün alkış tutanların davranışlarını düşünmek bile istemiyoruz.        Artık büyük düşünmenin zamanıdır…

	NTVMSNBC 'ye iyi erisim için • Microsoft Internet Explorer • Windows Media Player   kullanın
	Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları