Home page
Haber Menüsü


 
Bizden de bir SOHO çıkar mı?
 
İleride şirketinizin bordrosunda kalmaya devam etseniz bile, dışarıda sizin işinizi, sizden daha ucuza ve iyiye yapacak birilerinin olması, sizi kendinizi geliştirmeye zorlayacak.
 
Hakan Yaman
NTV-MSNBC
 
29 Eylül—  Başlığı görür görmez “Londra’nın o popüler mahallesini ben iyi bilirim” mi dediniz? Yok, benim bahsedeceğim başka bir şey. SOHO; Small Office Home Office (Küçük Ofis, Ev Ofisi) sözcüklerinin ilk harflerinden üretilmiş bir kısaltma.

   
 
       
   
MSNBC News Hakan Yaman: Hafızasızlığın tatlı rehaveti
MSNBC News Hakan Yaman: Köy olmak isteyen il
MSNBC News Hakan Yaman: Para insan hakları satın alabilir mi?
MSNBC News Hakan Yaman: AB(a) altındaki sopa
MSNBC News Hakan Yaman: Marka icat oldu, mertlik bozuldu
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  “İngilizce’de Yeni Kelimeler Sözlüğü” terimi şöyle açıklamış: Küçük bir ofisten veya evden yönetilen, bir veya iki kişiden oluşan şirket. Ayrıca New York’da bu tip şirketlerin yoğun olduğu SOHO bölgesi de kısaltmaya ilham vermiş.
       SOHOları, son yirmi yılın bilgi teknolojisi “yuppie”leri sayılan “freelance” kişi-şirketler olarak da adlandırabiliriz. Bu arada, ben tam bir sözlük sevdalısıyım, ev ofisimde (!) her tür sözlük kol mesafemdedir. İşte bunlardan Cynical Dictionary (sinik, alaycı sözlük) “freelance”i şöyle tariflemiş: “Yöneticilere nasıl çalışmaları gerektiğini öğreten işsiz kalmış kimse.”
       1980’lerde başlayan telekomünikasyon teknolojilerindeki gelişmeler ve iletişim maliyetlerinin ucuzlaması freelance çalışma biçiminin önünü açıyordu. İşlerin, dışarıdaki kişilerce daha kaliteli ve ucuza yapıldığını fark eden şirketler giderek daha çok işi freelancelere sipariş etmeye başladılar.
       Geçtiğimiz yıllarda ABD’de yapılan bir araştırma, yöneticilerin yüzde 56’sının freelancelerle çalışmaktan çok memnun olduğunu saptamış.
       
BÜYÜRKEN HAFİFLEMEK Mİ?
       İş dediğimiz şey iletişimden ibarettir, işyerleri de aslında koordinasyon merkezleridir. 21. yüzyıl iletişim teknolojileri sağolsun, iş yapmak için artık aynı mekanda bulunmak şart değil. E uluslararası dev şirketler durur mu? Teknolojinin rüzgarıyla gurbet pazarlarında önlerden yer kapmak ve daha bol kepçe cirolara hükmetmek için harekete geçtiler bile.
       Ama daha uzağa gitmek için daha cüsseli gemiler inşa etmek gerekiyor. Bugün megaşirketler birleşme ve satın almaları artık olağan işlerden sayıyorlar. Compaq, Digital’ı alıyor, HP de Compaq’ı. Citibank, Travelers ile birleşiyor. Otomotiv ise başka bir alem; yakında sadece 5 veya 6 firma kalacağı söyleniyor. Daha abartılısı, ileride ulusların değil dev şirketlerin vatandaşı olacakmışız. Hadi canım siz de! Peki o zaman milliyetçilik ne işe yarayacak? Neyse konumuz bu değil...
       Bütün bunlar olurken, yüzeyin hemen altındaki ters akıntılar şirket yapısını başka bir biçime doğru sürüklüyor. Dev organizasyonlar büyürken hantallaşacaklarına, çözülüp hafifliyorlar. Orhan Veli’nin dediği gibi: “Bir acayip bilmece”.
       Deneyimli çalışanlar bu sırada şirketlerden ayrılıp daha küçük firmalara geçiyorlar, ya da kendi şirketlerini kurarak freelance veya geçici çalışan (temp) olarak ayrıldıkları şirketlere hizmet satmaya başlıyorlar. Bazı firmaların çalışanlarına, iş kurmaları için maddi destek sağladığını bile okuyoruz. Gelecekte, dev şirketlerin bordrosunda sadece yönetim kurulu üyelerinin olacağını düşünenler bile var.
       25 sene önce ABD’de, beş çalışandan birisi, Fortune 500 listesindeki bir şirketin elemanıyken, bugün bu oran onda birin de altına düştü. Şimdi sıkı durun; Amerika’nın özel sektördeki en büyük işvereni kim dersiniz? GE mi, yoksa GM mi? Bilemediniz; en büyük patron Manpower Inc.; firma bir yılda tam iki milyon freelance bireyi geçici işlere yerleştirmiş.
       
TÜRKİYE’DE İŞLER NASIL?
       Yakında ikinci yılını tamamlayacak tanrı misafiri krizimiz, kapasitesi ve deneyimi uluslararası kalitede birçok freelance yarattı. Etrafınıza bakın, özellikle son 4-5 yılda, tek başına çalışmaya başlayan tanıdıklarınızın çoğaldığını fark edeceksiniz.
       Onlardan bazen komik hikayeler de çıkmıyor değil. Bir arkadaşım, yıllarca takım elbiseyle çalıştıktan sonra, freelance hayatının çömez döneminde, evde nasıl bir iş kıyafeti seçeceğine uzun süre karar veremediğini anlatmıştı. Kendi cümleleriyle: “Pijamalar dikkatimi dağıtıyordu. Gömlek-pantalon kombinasyonu ise fazla resmi kaçıyordu.”
       Bir başkası, yeni kurduğu şirketi onaylamak için evlerine gelen vergi dairesi görevlisinin, kendisine işyeri diye gösterilen -yatak odasının solunda, tuvaletin yanında- küçük çalışma odasını ironik teftişini, ilk freelance deneyimi olarak anlatıyordu.
       Kim bilir, belki onların çoğu için bu kötü dönem sonu hayırlı bitecek bir başlangıçtır. Eğer fırsatları iyi değerlendirirseniz, ilk bakışın felaketlerini gizli lütuflar haline dönüştürebilirsiniz.
       
HENÜZ HAZIR DEĞİLİZ
       Bunlar güzel de biz freelanceliğe tam alışamadık.
* Freelance sayısı ekonominin mimarisi ile doğrudan ilintili. Türkiye’nin endüstri yapısı nedeniyle bu tarz çalışma alanı hala çok sınırlı. Bilgi teknolojileri ve yaratıcılığa dayanan sektörlerden ekmek yiyen ekonomilerde freelanceler daha kolay gelişip büyüyebiliyorlar. Örneğin ABD’de, bilgiye ve yaratıcılığa dayanan sektörler, ekonominin neredeyse üçte birini oluşturuyor...
* Şirketlerimizde freelancelerle çalışma alışkanlığı tam oturmadı. Tanımlanmış ve yerleşmiş prosedürler yok. Kendi içlerine kapalı eski tip yönetimler, hala süt için inek beslemeyi doğru kabul ediyorlar. Hatta işleri dışarıda daha ucuza ve daha kaliteli yaptırmak yerine, her proje için işe yeni eleman almayı tercih ediyorlar. Şirketin başarısını, çalışan sayısıyla ölçenler çoğunlukta.
* Öte yandan ülkedeki freelance beceri ve deneyim arzının da yeterli derinlikte olduğu söylenemez. Bu tarzı benimseyecek kişide en az 10 senelik birikim sermayesi olması şart. Örneğin, çalıştığım yabancı ortaklı organizasyonun Avrupa’daki merkezlerinde freelance olarak iş yapanların hemen hepsi, en az 10-15 sene bu şirkette çalışmış kişilerdir. Bizde ise bu kıdemdeki profesyoneller daha yeni yetişiyor. Bu başlık altındaki bir başka engel de Türk profesyonelinin değer yargıları. Biz hala ismi bilinen şirketlerdeki bir yöneticilik pozisyonunu, sevdiğimiz işi yapmaya tercih ediyoruz. Yani açık söylemek gerekirse makam ve rütbe meraklısıyız. Çevremizdekilerin düşüncelerini iç sesimizden daha gür duyuyoruz. Böyle olunca da freelance yaşam tarzı, bazılarımız için fazla maceracı kaçabiliyor.
* Hastalıklı bir ekonomi, freelance gelişimi için çok elverişli bir ortam sağlamıyor. Çünkü zor dönemlerde işlerini ilk kaybedenler taşeronlar oluyor, projeler erteleniyor, ödemelerde sıra en son onlara geliyor.
* Türkiye’de freelancelerin iş yaratmak için kapı kapı dolaşmaları gerekiyor. Bu da zaman ve değer kaybı demek. Ayrıca işlerini geliştirebilmek amacıyla finansman sağlarken neredeyse bireysel tüketicilerden daha çok zorlanıyorlar.
       Oysa gelişmiş ekonomilerde, şirketlerin aradığı yetenek ve deneyim ile freelanceleri buluşturan, tıpkı eş bulma ajansları gibi çalışan aracı şirketler var. Aynı şirketler, belli ürün ve hizmetleri de satın alıp düşük fiyata freelancelere sunuyorlar.
       
FREELANCE FELSEFESİ
       Hal böyleyken, freelance çalışma ve hayat tarzının kısa dönemde, kalifiye işsizlerimizin tümüne kurtuluş sağlayacağını iddia etmek biraz epik olurdu.
       Asıl bu fırsatla başka bir noktaya değinmek gerek. İleride şirketinizin bordrosunda kalmaya devam etseniz bile, dışarıda sizin işinizi, sizden daha ucuza ve iyiye yapacak birilerinin olması, sizi kendinizi geliştirmeye zorlayacak.
       Öyleyse “şirketimde bu işi en iyi bilen kişi benim” demekten vazgeçip, sektördeki en iyi profesyonel olmayı kafaya koymalısınız. Şu soruyla işe başlayabiliriz: “Eğer ben bir freelance olsaydım şirketim benimle çalışır mıydı?”
       Yoksa siz hala “şirketim sağolsun, beni potansiyel yönetici olarak seçti ve bana özel bir kariyer planı hazırladı” mı diyorsunuz? Hadi yapmayın; sizin müdürlük zamanınız geldiğinde, bölümünüzün hala var olacağından emin misiniz?
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları