|
Tablo çok değişecek gibi. Tablodaki değişimi haber veren üç önemli gelişmeyi şöyle özetlemek mümkün: 1- Başbakan Bülent Ecevitin sağlığı ile ilgili gelişmeler, kendisini bir karar vermek zorunda bırakacak noktaya gidiyor. Kamuoyu baskısı da oldukça artmış durumda. Her ne kadar kamuoyu baskıları karşısında inatçı bir direniş içinde olma alışkanlığı bulunan Ecevit bu kez de aynı şeyi yapacaktır. Fakat bu direnişin uzun sürmeyeceğini öngörmek gerek. 2- AB için gerekli olan düzenlemeler konusunda MHPnin tutumu aynı noktada. MHP direnişini sürdürünce DSP ve ANAP muhalefetle arayış içine girdi. Bu arayış idam konusunda sonuç getirse de kültürel haklar konusunda durum çıkmazı gösteriyor. MHP bu tutumunu sürdürürse son baharda yeni bir hükümet modeli gelebilme olasılığı son derece yüksek ve bu durumda da Türkiye gelecek Nisanda seçime gidebilir. 3- Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesinde önemli değişiklik olacak. TSK, Türkiyenin en iyi kurumsallaşmış örgütü. Bu bir gerçek; ancak buna rağmen yeni komuta kademesinin ABye biraz daha esnek bakış açısına sahip olacağı belirtiliyor. Yani idam ve kültürel haklar konusunda biraz daha yumuşak tutum sergilenebileceği konuşuluyor. ŞANSSIZLIK Yeni bir kriz ortamını anımsatan belirtiler ortada. Oysa, yapılan son liderler zirvesinin ardından, bu belirtiler çok kolay ortadan kaldırılabilirdi. Süreci kısaca anımsamak gerekirse; önce Başbakanın sağlık sorunu ortaya çıktı; ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Çinden muhtıra gibi açıklamalar yaptı ve bu açıklama AB süreci ile ilgili MHP ile ANAP arasında sert bir tartışma başlattı. Son darbe de yeni bankacılık operasyonu ile geldi. Oysa aynı süreçte, ekonomide pek çok olumlu gelişme yaşanıyordu; faizler ve enflasyon düşerken, piyasalar da canlanıyordu. İşte bu ortamda toplanan liderler zirvesinde, koalisyonun devamı ile ilgili kararlılığın yanına bir de AB sürecini kolaylaştıran tutum konulabilseydi, ortalık bir anda yeniden sakinleşebilirdi. Ama olmadı, Türkiye yine bir şanssızlık yaşadı. TÜRKİYENİN TEK PARTİSİ MHP Mİ? Son iki yazımda MHP ile ilgili değerlendirmelerde bulundum. Ortaya çıkan tablo karşısında bunu sürdürmek gerekiyor. Bahçeli, kararlılık (!) gösteriyor, Ben bir siyasi partiyim diyor. İyi güzel de gelin bir de şöyle bakalım. İdam konusunda Muhalefetle anlaşabilirsiniz diyen MHP ve Bahçeli, ne oldu da sonradan ortaya bir de kültürel haklar konusunu çıkardı? Hepimiz çok iyi biliyoruz, MHP yılın başında bu konuda RTÜK yasasında düzenleme yapılmasına taraftardı ve bu yasanın 4üncü maddesinin d bendinin ilk paragrafındaki ...ancak... diyerek başlayan cümlesinin çıkarılarak sorunun giderilmesini öneren de bu partiydi. Ama sonra bu tutum unutuldu ve hiç beklenmedik şekilde, ortaya bir de kültürel haklarla ilgili kriz çıktı. MHPye göre kendileri tutarlı ve kararlı. Peki ama devletin işleri tıkanıyorsa buna ne demeli? Ya da idam konusunu diğer partiler çözecek, MHP hükümette olmaya devam edecek ve de bu düzenleme yapıldığında ortaya çıkıp, Biz asacaktık; ama diğer partiler buna izin vermedi. Onlar hain, biz yurtseveriz diyerek oy toplayacak... Ve de Bahçelinin deyimi ile, sadece MHPnin bir parti olduğu unutuluyor. Diğerleri parti değil sanki... Peki ama Bahçeli hükümette kalmayı sürdürürken, muhalefet partilerin parti olduğunu düşünmüyor mu? MHP kendini koruyacak; ama muhalefet bunu düşünmeyecek? Nerde bu bakla! DEVLETİ TIKADILAR Bu anlayış devleti tıkıyor. Bugüne kadar, gerçekten önemli kararların altına imza atmış olan, AB hedefini benimsediğini söyleyen ve ulusal programı çıkaran MHP, artık tıkaç görevi görmeye başlıyor. Herkesten önce bunu öncelikle Bahçeli görmeli. MHPnin kaybedeceği hiçbir şey yok. Aponun asılmayacağını Bahçeli de itiraf etti, partisinin diğer yöneticileri de. Hadi bunu geçelim. MHP, AB konusundaki düzenlemelere yol versin, nasılsa onların bildiği bir gerçek var; Türkiyeye üyelik perspektifi verilmeyecek... O zaman seçimler nasıl olsa yaklaştı, Türkiyeye bu perspektif verilmez ve MHP de seçmene gider, | |||||||||
Biz dememiş miydik diye propaganda yapar ve millet de onları dinlerse Meclise daha güçlü olarak yeniden gönderir. Ya tarih verilirse ne mi olur? MHP de Türkiyenin ABye girmesini canı gönülden istemiyor mu? Yolu kendilerinin açtığını rahatlıkla söyleyebilir. Ama MHP böyle yapmazsa ne mi olabilir? Örneğin onların mandacı, bayrağa saygısız ve de teslimiyetçi gördükleri, ama koalisyon ortaklığını sürdürdükleri ANAP ortaya çıkar, Türkiyeyi ABye sokacaktık; ama izin vermediler diyerek beklenmedik bir sonuç alabilir. MHP, hükümette kaldığı sürece, sorunu çözün baskısı altında kalacaktır. Ya, Teslimiyetçi, bayrağa saygısız, mandacılarla hükümet olmaya son vermeli, ya da Hükümeti muhalefete muhtaç durumdan kurtarmalı. Türkiye çıkışı bulmak zorunda, çıkış için anahtar da MHPnin elinde. | |||||||||
Bahçeli'nin "asmayacağız" itirafı Bahçeli'ye mektup Tutarlı mı, popülist mi? Yılmaz'ın defans oyunculuğu Ah şu siyasi çıkarlar Enkaz severler Nerde o eski diyaloglar! Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||