Home page
Haber Menüsü


Yazara e-mail atmak için fotoğrafın üzerine tıklayınız
 
Bahçeli’ye mektup
 
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Kopenhag kriterlerinin PKK için olduğunu söylüyor, partisinin AB’ye tek başına direneceği anlamına gelen sözcükler kullanıyor. Sanki Kopenhag kriterleri dün ortaya çıktı, Türkiye Ulusal Programını ondan önce yaptı.
 
Şükrü Küçükşahin
NTV-MSNBC
 
23 Haziran—  Türkiye, A Millilerin üstün başarısı ile mutluluktan coşuyor; gerçekten de bunu hak ediyor. Türkiye’ye bu mutlulukları tattıranlara binlerce teşekkür. Keyifle yaşadık o dakikaları, keyifle fırladık sokaklara, ülkemizin adını haykırdık, başarının ne kadar güzel olduğunu bir kez daha yaşadık.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Medyamız başarının öyküleri ve görüntüleri ile dolu. Bugünkü gazeteler de hakkını vermiş bu başarının. Ama gazete sayfaları arasında küçük yer kapmış bir haber daha vardı.


       MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Kopenhag kriterlerinin PKK için olduğunu söylüyor, partisinin AB’ye tek başına direneceği anlamına gelen sözcükler kullanıyor. Sanki Kopenhag kriterleri dün ortaya çıktı, Türkiye Ulusal Programını ondan önce yaptı ve Sayın Bahçeli de bu nedenle imzasını programın altına koydu.
       Bütün bunları unutarak Sayın Bahçeli’ye, en az kendisi kadar ülkenin bütünlüğü konusunda hassas biri olarak, kısa bir mektup göndermek istiyorum. Sayın Bahçeli, Türkiye büyük bir mutluluğu yaşarken, kaderini de sizin iki dudağınız arasından çıkacak sözlere bağlamış durumda. Sadece sizin dudaklarınız, önemli olan.
       Çünkü biliyoruz ki, partiniz için söyledikleriniz esastır. Yoksa öyle kurullarda görüşmeden Çin’den o ünlü çıkışınızı yapar mıydınız?
       
KİM DAHA ÇOK MİLLİYETÇİ?
       Sayın Bahçeli, Kabul etmelisiniz ki bu ülkenin vatandaşlarının çok büyük bir bölümü, yurtseverlik, milliyetçilik, bölünmeme, büyüme, gelişme, onurlu bir dünya ülkesi olma; kendi kimliğini ve kişiliğini koruma gibi konularda en az sizin ve partili arkadaşlarınız kadar hassas.
       Bunun aksini düşünmek size de ülkeye de büyük haksızlık olur. İnanıyorum ki siz, İstanbul İl Başkanınız gibi, “Bizim dışımızda herkes bu ülkenin düşmanı” demiyorsunuz.
       Bir ülkeye yapılabilecek ne büyük kötülük bu. Arada anlayış farklılığı olabilir. Sayın Bahçeli, Bakın; bu farklılık dün bir kez daha ortaya çıktı. Partili arkadaşlarınız, dün, yine bozkurt işaretleri ve üç hilalli bayraklarla ulusal takımın başarısını kutladılar. Bu aslında, arkadaşlarınızın genel eğilimi. Onlar, tüm ulusal maçlarda böyle davrandılar; stadlarda, sokaklarda. On binlerin içinde küçük bir grup olarak kaldılar; ancak farklı bayrak ve işaretlerle ortaya çıktıkları için fark edildiler.
       Sizce onlar diğer on binlerden daha mı yurtsever? Ya da aksini söyleyelim, diğer on binler böyle yapmadıkları, partilerini, ideolojik kimliklerini öne çıkarmayıp, ellerinde sadece Türk bayrakları veya Türkiye’yi temsil eden takımın bayrakları ile ortalığa çıktılarsa daha az mı yurtsever, milliyetçi oldular? Yoksa ülkelerini her şeyin önünde tuttuklarını mı gösterdiler? Bir de böyle düşünseniz.
       Yani onlarla sizinkiler arasındaki bu farkın başka bir anlamı, mesajı olabileceğini de düşünemez misiniz? Yani onlar ellerinde bozkurt işareti yapmayıp, üç hilal taşımadıkları, sadece Türk bayrağı taşıdıkları için kendilerini daha az mı Türk sanıyorlar?
       İnanıyorum ki onlar da en az sizinkiler kadar kendilerin Türk görüyor, bu ülkenin sevincini, başarısın paylaşıyor; ülkeleri ile gurur duyuyor, onu seviyor.
       
TEK RAKİP TÜRKİYE
       Sayın Bahçeli, Bu ülkenin insanlarına güvenin; yolları açıldığında yapabileceklerini görün. Bakın Müslüman dünya içinde batıyla en dişli rekabete yapan ülke hangisi; Türkiye.
       Dünya Kupası’nda batıyı temsil eden iki ülkeden biri hangisi; Türkiye. Yapılacak şey basit, bu ülkenin insanına güvenmek, olanakları önlerine sermek. Sporda yapılan sadece bu. Altyapıyı iyi kuran, destekleyen devlet gerisine karışmasın yeter.
       Sadece sporda değil, müteahitlerimizin dünya çapındaki başarıları farklı mı? Bilimde, sanatta, ticarette, savunmada, teknolojide, eksikliklerini bilsek de yine de Batı ile yarışabilen bir ülke değil miyiz? Sayın Bahçeli, Gelin açın Türkiye’nin önünü. Bakın bu ülke AB’ye girdiğinde de bu insanları ile onlarla yarışır, kimliklerini, kişiliklerini korur; ülkeyi de böldürmez.
       
TÜRKİYE’NİN MERİÇ ÖTESİNDEKİ GÜCÜ
       Neden korkuyoruz, korkularımız neden bizi kuşatıyor? Siz hiçbir Alman gazetesinde, ulusal takımlarının gösterdiği başarı karşısında, dünyanın dört bir yanından kutlama haberi verirken, “Burası Üsküp”, Burası Afganistan”, “Burası Azerbaycan”, “Burası Bulgaristan”, “Burası Yunanistan”, “Burası Belçika”, “Burası Almanya”, “Burası Fransa”, “Burası Hollanda”, “Burası İngiltere”..... diye başlık atıp oralarda, ellerinde Alman bayrağı ile sokaklara taşanlara yer verebilir mi?
       Sayın Bahçeli, Türkiye’nin bu gücünü görelim. Türkiye’nin gücü Meriç nehrinde bitmiyor; onun batısına geçiyor.
       Avrupa’nın her yerinde karış karış sesini duyuruyor. Bundan korkulmaz,bundan mutluluk duyulur, bundan güç alınır, güven duyulur. Bu işten korkması gereken Türkiye değil, başkaları. Bunu göremiyor muyuz?
       
APO’YA DEĞİL YAŞAR KEMAL’E BAKALIM
       Sayın Bahçeli, Sizin bir korkunuz var; bu ülkenin bölünebileceği, parçalanabileceği....
       Bu herkesinde üzerinde durması gereken bir duyarlılıktır. Ancak bu duyarlılık dile getirilirken, bu ülkenin Kürt vatandaşlarına güvenilmiyor gibi bir izlenimin de yaratılmaması gerekiyor. Oysa zaman zaman bu izlenim görülebiliyor.
       Bu haksızlıktır. Birincisi dünyanın en güçlü ülkesini bile yaratsak, bazıları hep ayrılıkçılığı savunacak; ama ülkenin gücü onun üstesinden rahatlıkla gelecektir. Türkiye bunu kanıtladı.
       Sadece ayrılıkçı Kürtlere değil, bu ülkenin eti tırnağı olan Kürtlere bakın; onların sayısı çok daha fazla. Onlara güvenin. Neden Öcalan’a gözünüzü dikmişsiniz de Yaşar Kemal’i görmüyorsunuz?
       Sorun sadece onlara kendi kimlikleri ile gurur duyma hakkı vermektir; tek kural bu ülkenin sınırlarını tanımaktır. Gerisinden korkmayalım. Sayın Bahçeli, gelin AB yolunu açın. Gelin, APO’yu Türkiye’nin önüne koymayın. Bu konudaki gerçeği en iyi anlatacak kişi de sizsiniz.
       
TARİH SİZİ NASIL YAZACAK?
       Şehit Anneleri bile “Türkiye’nin yararına olacaksa Apo asılmasın” derken, hala bu konuyu iç siyasetin bir parçası yapmanın anlamı var mı?
       Gelin, ulusal konuları parti çıkarlarının önüne koyun, sadece bayrağımızla ortaya çıkalım, parti kimliğimizle değil. Türkiye’ye, bu ülkenin insanlarına güvenin, onlar AB içinde girdiklerinde kaybolmazlar, daha da güçlü olurlar.
       40 yıldır Almanya’da kimliklerini koruyanlar kimler? Ellerinde Türk bayrakları ile sokağa çıkanlar kimler? Açın Türkiye’nin yolunu, daha güzel bir Türkiye bizi bekleyecek. Karşınızda birinciliğe oynayan bir ülke bulacaksınız... Karar sizin.. Tarihe nasıl geçmek istersiniz?
 
       
   
MSNBC News Tutarlı mı, popülist mi?
MSNBC News Yılmaz'ın defans oyunculuğu
MSNBC News Ah şu siyasi çıkarlar
MSNBC News Enkaz severler
MSNBC News Nerde o eski diyaloglar!
TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları