|
Birinci ve en önemli itiraf, Öcalanın asılması ile ilgili. Bahçeli, Özkökün, Peki dosya Meclise geldiği taktirde bazı milletvekilleri, biraz da seçim ortamının etkisiyle, Getirin şu dosyayı oylayalım derse ne olacak sorusuna şu yanıtı veriyor: MOROTORYUMA SADIĞIZ İdam cezaları uygulanmayacak, diyen o morotoryumu kim imzaladı? Altında bizim imzamız yok mu? Elbete imzamıza sadık kalacağız. Bu sözlerin anlamını soran var mı? Ya da bu sözlerde açıklanmaya ihtiyaç duyacak herhangi bir karanlık nokta var mı? Evet, Bahçeli, Öcalanın asılmayacağını açıkça itiraf ediyor. O zaman da, Peki ülkeyi niye oyalıyoruz, bunca kavgayı niye yapıyoruz? diye sormak hakmımız değil mi? İKİNCİ İTİRAF Aslında bu konudaki itiraf ilk kez olmuyor MHP kanadında. Bahçelinin ardından partinin iki numaralı ismi olan Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin de, yine Hürriyet Gazetesinde yaklaşık bir ay önce yayınlanan demecinde, Aponun asılmayacağını biz de biliyoruz dememiş miydi? Peki bu haberi yalanlamış mıydı? Hayır. O zaman yukardaki soruyu yinelemek gerekmiyor mu? Aslında Bahçelinin çelişkileri bence sadece bununla da sınırlı değil. Bakın Bahçeli aynı demecinde, aynen şınları diyor: Bazı çevreler Avrupa Birliğini destekleyen kişilere, teslimiyetçi diyor. Bu yanlış. Ama öteki taraf da hemen AB karşıtı olarak damgalanıyor. Bu da yanlış. Bu iki suçlama dışında çok büyük bir kesim var. İşte biz oradayız. Yanı insaf demek gerekir. Teslimiyetçi suçlaması kime ait. Tamamen Bahçelinin, hem de ortakları ANAPa yönelik tüm eleştirilerinin en başta gelen sözcüğü değil mi? Bahçeli, bu demecinin yayınlandığı gün yapılan MHP grup toplantısında bile defalarca teslimiyet veya, teslimiyetçiler ibarelerini kullanıyor. Şimdi bir başka soru daha sormak gerek: Hangi Bahçeli? DÜĞÜMÜ BAHÇELİ ÇÖZECEK Gelinen noktada MHP ve onunu lideri Bahçeli, AByi asıl kendilerinin istediğini, Ulusal Programın gerçekleşmesinin de kendi destekleri ve katkıları ile olduğunu söylüyor. Şimdiye kadar yapılanlara bakıldığında bunu inkar etmek mümkün değil. Ama yapılanlar yetmiyor ve MHP, Artık biz yokuz diyor; tek adım ileri gitmiyor. Bunu da siyaseten yaptığını, Bahçelinin yukardaki demeci ortaya koymuyor mu? Bugün, AB önündeki düğümleri çözmesi gereken tek parti MHP ve tek lider Bahçelidir. Bu iş muhalefetle zor. Her ne kadar tüm muhalefet partileri eksiksiz, AB yolunu açmak için elemizden gelen her çabayı göstereceğiz diyorsa da, yola çıkan yolu kısaltmaya değil, yola engel döşemeye başlıyor. Muhalefetin çok da haklı bir eleştirisi var. Sadece idamı değil, AB önünde engel oluşturan tüm düzenlemeleri birlikte yapalım diye. Bu çarpıcı ve pratik çözümü DSP ve ANAP kabul etmiyor. Gerekçeleri de, Hükümet bozulmasın, MHP kırılmasın. Buyrun buradan yakın. Yani ne öyle, ne böyle... O zaman her iki parti dönsün sorunu ortakları ile çözsün veya kendilerine yeni ortak arayışında olsunlar. Çünkü, MHP bırakın geçen haftaya göre, düne göre bile AB konusunda daha geri noktaya geçiyor. Düğüm MHPnin çözümünü bekliyor. Aslında bununla da siyaset yapabilirler. Türkiye; AB kriterlerini yerine getirdikten sonra bile, üyelik için takvim almazsa, MHP meydanlarda, Bakın biz söylememiş miydik? deme hakkına sahip olacak ve AB karşıtı havayı oya da dönüştürebilecek. AB tarih verirse de, Bizim katkımızla oldu diyebilecek. Bütün bunları yaparken de kaybedilecek birşey yok. Halk onların haklı olduğunu görüp daha çok oy verirse, onlar da istedikleri düzenlemeleri yaparlar. Olamız mı yani? HÜSAM OPERASYONU Başbakan Bülent Ecevitin kader ortağı, en yakın ismi Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, 2 aydır Başbakanı görmüyor, yanına yaklaşamıyor. Bu olanağı dün yapılan DSP grup toplantısında da kullanmadı. Ben, Özkanın eşinin rahatsızlığı nedeniyle toplantıya katılmadığı yönündeki açıklamaları çok da ciddiye almıyorum. Haber vereyim, toplantıya Özkan ile birlikte katılmayan üç isim daha vardı: Meclis Başkanvekili Ali Ilıksoy, Kültür Bakanı İstemihan Talay, Devlet Bakanları Mustafa Yılmaz ve Hasan Gemici, Meclis İdare Amiri Hakan Tartan. Kim mi bu isimler? Özkanın en yakın arkadaşları. Daha fazla lafa gerek var mı? Özkan, yolları ayırmak üzere veya bir başka anlatımla Rahşan Ecevit sonunda Hüsamettin Özkan operasyonu yapmak için oldukça mesafe almış durumda. Birşey daha belirtelim: Eğer Özkan Meclise gelseydi, her zamankinin aksine, Ecevitin yanına oturamayacak, arka sıralarda kendine bir yer arayacaktı. Bu tablo kendisi için daha da zor olacaktı. Çünkü Ecevitin etrafında Özkanın yerine Emrehan Halıcı ve Mecit Şekercioğlu vardı artık. Biri | |||||||||
Başbakanın sağında, diğeri solundaki yerini almıştı. Yani boş yer kalmamıştı. Sanıyorum özetlemeye çalıştığım gelişme vaya tablo önümüzdeki kısa sürede daha da net görülecek. Eğer Rahşan Hanım istediği operasyonu kabinede de yapabilecek durumdaysa, siz seyreyleyin DSPnin durumunu... Özkan böyle bir durumda, Ecevit gidince ben de giderim sözünü bir kenara bırakacak gibi. İşte o noktada sol muhalefet ve İsmail Cemle yolları buluşabilir. O zaman olası bir DSP kongresi ne getirir ki acaba! Benim şu anda yazdıklarım sadece bir senaryo gibi geliyor; ama sıcak bir yaz yaşayacağımız da kesin. | |||||||||
Bahçeli'ye mektup Tutarlı mı, popülist mi? Yılmaz'ın defans oyunculuğu Ah şu siyasi çıkarlar Enkaz severler Nerde o eski diyaloglar! Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||