|
|
Neredeyse bir buçuk yıldır, içinde olageldiğimiz sürecin kırılma işaretleri henuz ortalıkta görünmüyor ve kırılgan ortamın yeniden yüksek faizlere, yüksek kurlara dönüşün işaretleri ve tedirginliği de artıyor üstelik. İlginç bir dönemden geçiyoruz. Artık rakamların ve analizlerin yaşananlarla hiçbir bağlantısı ve anlamı kalmadı. Ekonomi kendi başına nispeten iyi sinyaller vermesine karşın, bu rakamların finsnasl piyasalarda, döviz kurlarında ve faizler üzerinde hiçbir rahatlatıcı etkisi olamıyor. Bu durum henüz ekonomik faaliyetin, bayram öncesi çarşıdan yapılan alışverişler düzeyinde hareket edip etmediğini gösteriyor bizlere. SİYASET VE BÜROKRASİNİN YENİLENMESİ GEREKLİ Böylesi, kırılgan ortamların gerek siyasi mekanizmayı gerek bürokratik işleyişi değiştirmek zorunda oluşu kesin gibi. Bu öylesine ilginç bir ortam ki iktidar partilerinin bu durumu kavramış olmamaları bir yana yönetimden uzak güya daha halkla içiçe olan muhalefet partilerinin de durumun uzağında olduklarını görmek gerçekten çok şaşırtıcı. İşte bakın enflasyondan arındırılmış bilançolar aslında bu krizin gerçek faturasını gösteriyor. Bu bankalara değil de başka kuruluşlara da uygulansaydı aynı sonuçlar çıkardı. Bakın ben bunu Derviş ilk geldiği gün de yazdım, ona her zaman inanıyor ve güveniyorum ancak topluma siyasetçi olarak da değil belki 24 Şubat örneğinde olduğu gibi belki teknokrat olarak bir soyut ülkü, toplumu heyecanlandırıcı yeni hedeflerin ortaya konması gerekiyor. Türk siyasetçisi veya teknokratı, Türk toplumu ve siyasetçisi için yeni jenerasyon, sermaye biriktirmeye muktedir ve aday kesimlerin yeni bir dönüşüm için kendilerini ortaya koymasını istemek zorunda. DEĞİŞİKLİKLER YAPILABİLİR Türkiyede, ekonomik büyüme isteniyorsa toplumu ekonomik aktiviteyi sürdüren kesimlerine bir yol haritası vermek zorundasınız. Bu yol haritası için, ille bir seçim mi gerekiyor. İlle de değil. Bu yapılmalıydı. Yapılmadı. Ancak hala yapılabilir. Bu hükümet ile olur veya olamaz. Ancak uluslararası sermayeyi ülkeye çağıran teknokratik ve bürokratik mekanizmanın da sadece programın getireceği istikrarı savunarak dışarı açılma ve büyüme çağrısının güdük kalacağını düşünüyoruz. İstiyoruz ki Avrupa Birliği bize hemencecik bir takvim belirlesin, biz de dünyayı yeniden çağıralım. YENİDEN DÖNÜŞÜM İÇİN ANLAŞMA Ben nacizane bir öneride bulunmak istiyorum. Hükümet hemen yeni bir ekonomik akt üzerine seçime kadar anlaşsın ve bu akt içerisinde yeni bir dönüşüm programı başlatsın. Bu Avrupa Birliği ile uyumlu olur olmaz o da ayrı bir konu, Türkiye verilere bakıp büyümeyi beklerse büyüyemez gibi geliyor bana. Bu bir ekonomik uzlaşma ile sağlanabilir, sağlanmalıdır da. Eğer bu yeni proje ortaya konamaz, yeni kuşaklar bir yeni ümit içerisinde bağlanamaz ve bu dünyaya sunulamaz ise, beyhude yabancı sermaye çağrıları ve soyut rakamlara boğuşmaktan; bir iki göstergeye bakıp alışverişin hareketlenmesinden medet ummaktan öte bir çağrı olamaz. Bu hükümet olsun veya seçim olsun, olmasın. Bu hazırlık bu dönüşüm mutlaka gerekli, yeni bir heyecan dalgasının yartılması işte asıl piyasalara iyimserlik dalgasını aşılayacak şey burada, gizli. Bütün bunları yazarken acaba safdillik mi ediyorum diye düşünmekten kendimi de alamıyorum. Olsun, krizleri tahmin eden yetkin öngörülerin soğuk rasyonelliğindense, yaparak öğrenmek ve ortaklaşa çabalara yelken açmak her zaman tercih edilmeli. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||