|
|
İskender Özturanlı: Bir siyasi kuşak değişirken -2 İskender Özturanlı: Bir siyasi kuşak değişirken... İskender Özturanlı: Türkiye büyümeye nereden başlayacak? |
|||
Basitmiş gibi görünen ama gerçekte oldukça zor olan, siyasal transformasyon süreci bana göre ancak toplumun kendini yenilemek istediği hallerde, o dinamik içerisinde gelişirse ve şartlar da ona imkan verirse olanaklı hale gelir. Dolayısıyla gerçekte, aslında toplum ve siyaset hatta piyasa ve toplum diye birbirine çelişik iki ayrı kuvvet, tersine doğru hareket ettiği düşünülen iki ayrı dünya olamayacağını bilmemiz gerekiyor. Ancak bu durum nice değerli analisti nice genç beyni bir deformasyon profesyonel etkisiyle tuzağa düşürerek, toplumun belirlediği piyasa yerine piyasanın belirlediği toplum olma zoraki inadına iteleyiveriyor. PİYASAYI NE ATEŞLEYECEK? Oysa toplumun önünü görmesiyle ve tüketimin dolaylı artışıyladır ki, ancak yeniden yatırım yapma hevesi ortaya çıkacak ve piyasayı ateşleyecektir. Peki yaklaşık bir yıldır krizden resesyona doğru sinyal veren toplumsal katmanlardaki hangi itki hangi, yeni güç hangi yeni heyecan ve iyimserlik dalgası piyasanın kıvılcımını ateşleyecek? Siz görebiliyor musunuz? Böyle bir ana hareket ettirici unsurun işaretlerini dahi alıyor musunuz? İlginçtir bu tür ana hareket mekanizmaları bazen dış dinamiklerle gelir, uluslarararası sermaye içeride yeteri kadar kazanmasıyla başlayan bu parasal genişleme anlarında global açılımlar artar ve gelişmekte olan ülkelere doğru olan para hareketleriyle beraber nispi büyümeler başlar. Açıkçası dünya böylesi bir ortamdan çok uzak. Öte yandan bazen ülkenin geleceği ile ilgili iyimser beklentilerin topyekün ve soyut bir şekilde armasıyladır ki, tıkanana piyasalrın açılımını verir berebarinde. Örneğin Avrupa Birliğine tam üyelik gibi... Açıkçası müzakere sürecinin en azından başlıyor olması ile de bu kıpırtıları görebilme imkanımız olacaktı. Ama henüz ne bizim taraftan ne öteki taraftan henüz bir işaret göremiyoruz. Herşeyden önemlisi yeni bir siyasal kadronun yarattığı yeni retorik bunu ateşleyebilirdi, bunun da henüz emareleri yok.. Neden acaba piyasanın hızla heyecanlandığı gelişim toplum kesimlerinde bir yankı bulamıyor. Piyasa akıllı da, toplum mu çok aptal.. Sanmıyorum. BÜYÜME ETKİSİ YAŞANACAK MI? Türkiye geçtiğimiz bir yıl içinde eskiden beri kendisine problem olan hususları bir bir ortaya dökmüş, bunalrı derleyip düzenlemiş, onları muhasebeleştirmiş borcunu ve yükümlülüklerini açık yüreklilikle ortaya sermiş, piyasadaki anlaşmaları düzenleyecek genel regülasyonları ortaya koymuş, kanunlarını çıkarıp, düzenlemeleri hazırlamıştır. Peki, bunlar bir büyüme etkisi yaratcak mıdır? Ne yazık ki hayır. Asla bu düzenlemeler yapılmasaydı demek istemiyorum Bu düzenlemelerin yapılmasını krizden çıkmak için yeterli bir iç dinamik getiremez tek başına. Söylemek istediğim bu. Prof. Micahel Petissde bu görüşte... Geçtiğimiz aylarda yayınlan bir yazısında parasal genişlemenin ancak kanunları hızlandırabileceğini, kanunların hızla çıkıoyr olmasının ise parasal genişlemeye yol açması konusundaki şüpheleirni belirtiyordu. Neticede gerek dünyada, gerekse ülkede belirli bir parasal genişleme sağlanamazsa kanunların uygulanma güçleri daha da hızlanacaktır. Alın Enerji Piyasası Kanununu. Neden yasa altı ayda bir erteleniyor? Alın telekomünikasyon piyasasını, neden düzenlemeler sürekli gecikmekte? Eğer büyüme ve genişleme eğilimi olsaydı düzenleyenler bu kadar nekes davranabilirler miydi? Çünkü oralarda, oynayacak oyuncuların, arzlarına karşılık taleplerin en azından senaryo planlamalarında olması gerekiyor. Açıkçası yasal tereddüt ve uygulamadaki aksaklıklar piyasa oyuncularının işine gelmekte. Herkes her ne düzenleme olursa olsun, kendi finansal sağlamlığını almış pozisyonu almış bekliyor. Peki neyi bekliyor herkes? Herkes birbirine bakıyor ve büyük saatın çalmasını bekliyor. Bu saatin seçim olmasını isteyenler var, ancak henüz bu seçimin bir öncekinden farklı olamadığı aktörleri aynı söylemleri aynı ve kerhen gidilen bir seçim olması durumunda her türlü marjinal görüşe olan eğilimin artması gibi bir risk de kapıda bekletiyor. PİYASALARDA AÇILMA İŞARETİ YOK Ben yaklaşık 20 işyeri olan bir handa çalışıyordum. Şu anda bu handa üç işyeri kaldı. Yaklaşık altı aydır, kimseyi ortalarda ofis tutmak üzere dolaşırken de görmedim. Dolayısıyla, piyasaların açılacaığına dair işaretleri de gelmiyor. Bana göre, Türkiyenin geleceğine iliskin bir genel söylemi içeride ve dışarıda götürmemiz gerekiyor. Ne yazık ki bu söylemi Türkiye 11 eylül sonrası yakaladığı fırsatlar içerisinde tam idrak edemedi ve doğru da kullanamadı. Ve gene ne yazık ki, bu kadar yasal düzenlemeyi yapabilmiş bir Türkiyenin dışa doğru ve geleceğe doğru vereceği mesajı yok. Yeni ve potansiyel siyasal aktörlere gelince, daha önceki yazılarımda Derviş, Bayar gibi kişilikler için ne kadar önemli ve kritik bulduğumu okurlar hatırlayacaklardır. Ancak bu ümit beni toplumun tümüne şamil bir duyarlılık ve heyecan içerisinde akacağına dair bir gelişme olarak görmemi sağlamıyor. Kendilerine yüzde yüz şans tanımamam rağmen Derviş veya Bayar henüz toplumun dar bir kesiminden destek almaktalar. Oysa her ikisinde de geniş kesimlere açılma gücü var. İlginçtir ki bu türlü etkileşimlerin tek dinamiğini, Recep Tayyip Erdoğan oluşturuyor. Reklamdaki slogan gibi.. Neden acaba? Bunu da başka bir yazıya bırakalım. Türkiye ancak toplum tarafından piyasaya ikna edilmeye çalışılan bir model, veya lider, veya dinamik ile ancak bu kıskaçtan kurtulabilir. Yoksa piyasanın istediğini toplum toplumun istediğini piyasa kabul etmiyorsa, bu ilşte bir tuhaflık olsa gerektir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||