|
|
Artık dolar bazı endeks ve hisse analizlerinde bakıldığında ise gerçekten inanılmaz rakamlara geldiğimizi görüyoruz. Ama özellikle bizim borsamızda her zaman ucuzun daha ucuzu pahalının da pahalısı yaşanmıştır. Bu günler ise ucuzun daha ucuzu yaşanır mı endişesinin yaşandığı günler. HER ŞEY ÜST ÜSTE GELİNCE Yazımızın başlığından da anlaşılacağı gibi yaşanabilecek bütün olumsuzlukların üst üste kendisini gösterdiği günleri yaşıyoruz. Sayın Dervişin seçim tartışmaları başlatan sözleriyle başlamıştı her şey. Hemen ardından Başbakanın rahatsızlanması ve arka arkaya bu konu ile ilgili gelen olumsuz haberler piyasayı derinden etkilemişti. Bu dönemde bono faizleri 60 seviyelerine kadar çıkmışken genel beklenti bu seviyelerin korunacağı yönündeydi. Ama son iki haftaya girerken önce AB konusunda Cumhurbaşkanının topladığı zirve ve bu zirveye Başbakanın katılamaması ve ardından da Sayın Bahçelinin çekiliriz çıkışı ile bu beklentilerin de doğru olmadığı anlaşıldı. Bu ortamda haftaya başlarken, bono faizlerinin kurla beraber hızlanarak yükseldiği ve yurtdışından da olumsuz raporların üretildiğini gördük. Tam piyasa 9 bin 700lere sarkmış ve tepki almak niyetinde iken bu seferde Yapı Kredi-Pamukbank birleşmesi borsaya bir bomba misali düştü. Bir gün sonra belirlilik kazanmaya başlayan denetimden geçmiş banka bilançoları da piyasayı tatmin etmekten uzak kaldı. Tüm bunlara birde yurtdışı borsalarında yaşanan sert düşüşleri de eklersek sanırım dokuz ayın çarşambası tabirini neden kullandığımız iyice netlik kazanıyor. YAPI KREDİ-PAMUKBANK BİRLEŞMESİ Bütün bu gelişmelerin her biri birinden önemli olmakla beraber sanırım Yapı Kredi-Pamukbank birleşmesi haberinin ardından Yapı Kredi hisselerinde görülen satışların İMKBye etkileri açısından daha yakından incelenmesi gerekiyor. |
||||
Yan tarafta İMKB 30 hisselerinin bir haftalık performanslarını gösteren bir tablo görülüyor. Kaba bir bakışla bu hafta yaşanan düşüşün sebebinin ne olduğu gayet net anlaşılıyor: Ulusal 100 Endeksi yüzde 7ye yakın düşerken Yapı Kredi Bankasındaki satışların boyutunun bir haftada yüzde 30lara ulaştığı görülüyor. Özellikle hafta içinde endeksin 10 bin seviyesinin üstüne tepki alma çabasında da engelleyici bir görünüm arz eden bu hissenin performansı; her ne kadar olumsuz haberler çoğunlukta olsa da İMKBnin yapısı bakımından ciddi bir etkide bulunduğu çok açık. Tabi ki hemen her borsada olduğu gibi bazı hisselerin endeks üzerinde baskın olması hem sermaye halka açıklık hem de bunun sonucunda oluşan likidite bakımından normal sayılmalı. Ama bizim borsamızda maalesef özellikle böyle kriz havasının yaşandığı dönemlerde bu etkinin daha net olduğu görülüyor. Çünkü olayın talep yönünü besleyen kurumsal bir yapıyı maalesef oluşturabilmiş değiliz. Bu noktada söz konusu birleşmenin nasıl bir makro yada mikro sonuç doğuracağı üzerinde yazmayacağız. Neticede bu konuda uzun uzadıya analistler tarafından ele alınacaktır. Ama en azından bu gelişmenin kısa vadede olumsuz olduğu ancak orta vadede bu birleşmenin söz konusu bankanın daha geniş bir pazar payı ve ölçek ekonomileri sayesinde hisseye olumlu yansıyacağını söyleyebiliriz. Olayın borsa tarafına bakarsak böyle durumlarda bu tarz hisse senetlerine bazı özel statüler sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Birleşme süreci netlik kazanana kadar, en azından söz konusu hisselerin endeks hesaplamalarından çıkarılması bir çözüm olabilir mi ya da birleşme gibi özel bir süreçten geçen şirketlerin geçici olarak likiditesini yok etmeden başka bir pazara alınması mantıklı olabilir mi kanımca tartışılması gerek. GÖZLER ANKARADA OLACAK Bu haftaya girerken de gözlerimiz haber bağlamında Ankara da olacak . Oradan ne tarz bir gelişme çıkacak , idam cezasının kaldırılması ve koalisyondaki sıkıntılar ne aşamaya gelecek beraberce izleyeceğiz. Her gün yeni gelişmelere sahne olan Ankara gündemi hakkında yazmak zaten pek mümkün görünmüyor. Ama bu hafta özellikle ihale-itfa bağlamında önemli. Malumunuz olduğu gibi oluşan kaos ortamında 1,600 lük dolar ve 70 in üstündeki bono faizleriyle bu haftaki ihaleyi karşılıyoruz. Hemen her büyük ihale ve itfa öncesinde olduğu gibi. Tabi bu arada yukarda da bahsettiğim gibi geçtiğimiz hafta endekse bu derecede etkili olan Yapı Kredi hissesinin performansı da bence birinci derecede önemli olacak. Ve dış borsalar. Dış piyasalardaki düşüş eğiliminin de global bir hal alması da hiç hoş olmayacak. Ben şahsen özellikle Rusya borsasının hareketlerinin İMKBye yansıma anlamında takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. TEKNİK GÖRÜNÜM Teknik görünüm kanımca tam anlamıyla ucuz ve güçsüz olarak tanımlanabilir. Yukarıda da bahsettiğim gibi şu an teknik anlamda tarihi diplerimizde seyrediyoruz. Normal şartlarda bu düşüşün bu seviyelerde bitmesi gerekiyor. Geçtiğimiz 10 yıllık seyre bakarak İMKB nin bu seviyelerin altına kaysa bile haftalık bazda yada en geç 3-4 hafta içinde kendisini yukarı doğru attığını görüyoruz. Ama yine de bu durum özellikle birkaç hissenin son derece etkin olabildiği bizim borsamızda hiçbir şeye ölçü olamıyor maalesef. NELER OLABİLİR? Bana kalırsa bu haftanın genel çizgisi iki şeye bağlı. Bunlardan birincisi yukarda bahsettiğim hissenin hareketleri ve ikincisi de ihale sonuçları. İkisini birleştirerek yorumlarsak haftanın ilk yarsısının geçtiğimiz haftanın son günleri gibi satış baskısı ile ve hacimsiz geçeceği , ihale ve itfadan sonrasının ise daha dengeli ve tepkisel yükselişlere sahne olacağını öngörebiliriz. Geçtiğimiz haftaki gelişmeleri de gördükten sonra İMKBde hisse bazı olumsuz hareketlerin endeksi nasıl etkileyebildiğini unutmamız gerekiyor. Neticede ucuz fakat yönü belirsiz bir piyasa içindeyiz. Uzaklarda olsa da 70 milyon Milli Takımın yanında. Başarılar Milli Takım. Hepinize bol kazançlı bir hafta diliyorum. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||