|
Banka sermayeleri için 4 milyar dolarlık kaynak öngörüldüğünü hatırlatan Derviş, daha düşük bir rakama ihtiyaç duyulacağını tahmin ettiğini kaydetti. Derviş, bu kaynağın nakit yerine kağıt olarak tahsis edileceğini belirtti. 
 Derviş’in iç siyasete yönelik açıklamaları
2003 yılı için Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’ndan 1 milyar dolarlık destek gelmesinin öngörüldüğünü hatırlatan Derviş, bu miktarın dışında bir ek desteğe ihtiyaç duyulmasının beklenmediğini söyledi.
YABANCI SERMAYEDE 5 KAT ARTIŞ
Derviş, Avrupa Birliği ile gerçek anlamda başlatılacak tam üyelik müzakerelerinin Türkiye’ye yönelen yabancı sermayeyi 5 kat artıracağını vurguladı.
Derviş: Seçim felaket olmaz
Derviş, Türkiye’nin 2003 yılı finansman dengesinde ihtiyaç duyacağı dış destek miktarının başlangıçtaki gibi 1 milyar dolarda kalacağını belirtirken siyasete girip girmeyeceği yönündeki tartışmalara “15 aydır hiçbir şeyi siyaset için yapmadım, siyasetçi olarak ne ölçüde başarılı olacağım konusunda çok ciddi kuşkularım var” diye konuştu. |
| DERVİŞ'İN LONDRA KONUŞMALARI |
| | | | |
|
| |
|
| | |
| |
“IMF de sevindi”
Devlet Bakanı Kemal Derviş, yaptığı özel açıklamalarda ekonomi ve siyasete ilişkin gelişmeleri değerlendirdi.
Kemal Derviş’in CNBC-E’ye açıklamalarının tam metni şöyle:
BÜYÜMENİN ZAMANLAMASI VE RİSKLER
 Şubat ayı sonu itibariyle büyüme henüz başlamamıştı. Şimdi elimizde Mart ayı rakamları var. Türkiye’nin büyümeye başladığını bu rakamlarla görüyoruz. Mevsimsel etkilerden arındırılmış rakamlar geçen yılın sonuna kıyasla yüzde 3.3’lük artışa işaret etmektedir. Sıkı maliye ve para politikasıyla büyümeye geçiyoruz. Büyüme süreci başladı. Bu rakamlara IMF de sevindi. Onlar da hedeflerin tutacağını rakamlarda gördüler.
EKONOMİ YÖNETİMİNDE EŞGÜDÜM
Ekonominin kurallara göre yönetilmesi çok önemli. DİE aslında iyi çalışan bir kuruluş. Bu tür kurullarda veya kurumlarda profesyonel kıstasların dışında parti siyaseti yönünde kararlar vermek son derece yanlış ve zararlı olur. O konuda duyarlıyım. Bu anlayışın devlette hakim olması ekonomi yönetimi için önemli. Kurumların kısa vadeli partizan siyasete alet edilmemesi lazım.
KAMUDA REFORM ÇALIŞMALARI
Kamunun küçülmesi lazım. Ama aynı zamanda daha etkin çalışması lazım. İstihdamı mümkün olduğu kadar korumak istiyoruz. Ancak kapanmış bir fabrikada veya hiçbir işlevi olmayan bir istihdamı kaldırmamız gerekiyor. Kamuda eşgüdümü sağlamamız lazım. Herkesin bazı bürokratik fedakarlıklarda bulunması gerekiyor. Teşkilatların aynen devam etmesi, “benim bakanlığımda bir azalma olmasın da başka yerde olsun” anlayışının dışına çıkmamız lazım.
BANKACILIK OPERASYONUNUN MALİYETİ
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, bankaların yeniden sermayelendirilmesi çalışmalarını ciddi şekilde yürütüyor. Neticelerini 10 güne kadar açıklayacaktır. Başlangıçta öngörülen 4 milyar dolar rakamı bir üst sınırdı. Daha altı da olabilir, ama bu operasyonun programda 4 milyar dolarlık bir yeri var. Bu öngörünün muhtemelen epeyce altında olacak.
Bankacılık gerçekten iyi çalışan ve kâr etme olanağı bulunan reel sektöre kredi verebilsin diye bu operasyon yapılıyor. Operasyonun diğer hedefi de bankacılık sektörünün tamamen yabancıların eline geçmesini önlemek.
TÜRKİYE’NİN DIŞARDAKİ GÖRÜNÜMÜ
Hem reel sektöre, hem de mali sektöre ilgi var. Ama iki sektöre de ilginin artması lazım. 2001 yılında kriz ayları ve izleyen dönemde kararlar hızla verilemedi. Yabancılardan gördüğüm kadarıyla Türkiye’ye büyük ilgi var. Türk emeğine güven var. Ama makro ekonomik istikrarsızlıktan da bir korku ve rahatsızlık duyuluyor. O dengeyi tutturursak çok ciddi bir yatırım olur.
AVRUPA BİRLİĞİ VE EKONOMİYE ETKİSİ
Eğer Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerine gerçekten başlayabilirsek, üretim ve istihdam yaratan yabancı sermayeyi 5 ile çarparız. Bu Türkiye’nin dengelerini çok değiştirir ve refaha gidişimizi çok hızlandırır.
Avrupa Birliği kriterlerine uymak için ekonomik açıdan yapmamız gereken çok şey var. Her şeyden önce enflasyonu düşürmemiz lazım. Yüzde 35 bu yıl için iyi hedef. Geçen yıla oranla yarı yarıya indireceğiz ama enflasyonu yüzde 5’e, yüzde 3’e çekmeliyiz. Fakat yine de epey yol kattettik.
Türkiye, Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelere kıyasla daha güçlü bir sanayiye sahip. Temelde ekonomik sorunlar açısından Avrupa Birliği’ni engelleyen bir durum yok. Ekonomik açıdan orta vadeli bir engel görmüyorum.
EK YARDIM GEREKMEYECEK
Bu konuyu yabancılar da çok soruyor. 2003 yılı için programda öngörülen 1 milyar dolarlık IMF desteği ve Avrupa Birliği desteği dışında bir ek desteğe ihtiyacımız yok.
İthalat, ihracat, turizm ve borçlanma rakamları 2003 programının uygulanabileceği yönünde. Ancak dışarıda örneğin Ortadoğu’da Türkiye’yi etkileyen olağanüstü bir olay olursa uluslararası çevrelere “Biz tüm politikaları uyguladık, ancak böyle bir ek olay var” deriz, o zaman “Ek kaynak mümkün mü?” diye gündeme gelebilir.
İSTİHDAM ARTIŞI NE ZAMAN OLACAK?
İstihdamın sağlıklı artışı büyümeyle olur. Ayrıca vergi sisteminde bir tabana yayılma ve istihdam üzerindeki vergi yükünü azaltmamız gerekiyor. Bunu yapmak da mümkün. Mali reform bize bu fırsatı yaratabilir.
MİNİ VERGİ PAKETİ VE ÖTV
İki düzenleme de çok önemli. İkisinin de önümüzdeki hafta gerçekleşmesi için meclisin desteğini bekliyoruz. Özel Tüketim Vergisi ile daha basit ve şeffaf bir tüketim vergisine geçeceğiz.
Sermaye artırımı konusuna gelince: böyle karışık dönemlerinde bu kriz döneminde Türkiye’ye güvenmeyen sermayenin yeniden gelmesi ve yeni temiz bir sayfa açıp Türkiye’ye katkıda bulunmasını istiyoruz. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Derviş: En büyük sorun istihdam
