|
|
30 Nisan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, hiçbir ülkenin yüzde 20nin üzerinde reel faizlerle yaşayamacağını belirterek, bu sorunu aşmanın yolunun, enflasyonu indirmek olduğunu söyledi. Derviş, International Herald Tribune ve Financial Times tarafından düzenlenen Türkiyede Yatırım Olanakları konulu uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, enflasyonist beklentilerin kırıldığını işaret ederek, kurda sağlanan istikrar da bunda etkili oldu ve enflasyondaki düşüş nominal çıpalı bir sistemden daha rahat gerçekleşti diye konuştu. |
Derviş, "yılın ekonomi bakanı" Derviş: Büyüme önündeki engel ağır borç yükü Derviş: Enflasyonu yenemezsek kriz olur Derviş: Reformlar geri dönülmez nitelikte Derviş'ten G-7'nin planına tepki |
|||
Bakan Derviş, önümüzdeki yıl eflasyon ve faizlerin yüzde 18-20 seviyesine inmesi durumunda, programın kredibilitesinin yükseleceğini anlattı. Talepte canlanmanın olduğuna da dikkat çeken Derviş, yüzde 3lük büyüme hedefine ulaşılabileceğini yineledi. Derviş, sürdürülebilir bir büyüme için yabancı sermayenin önemine de değinerek, Bu açıdan ortalama bir performans gösterirsek 6, yıldız olursak 8-9 milyar dolar yabancı sermaye çekebiliriz diye konuştu. REEL FAİZ ORANI AŞAĞI ÇEKİLMELİ Enflasyonu aşağı çekmeden reel faiz oranının yüzde 10un altına düşürülemeyeceğini belirten Derviş, özellikle makro ekonomik düzeyde kur politikasını saptarken reel faiz oranının aşağı çekilmesi gerektiğini kaydetti. 2000 yılının programına bakıldığında enflasyonu aşağı çekmek gibi önemli bir hedefe kilitlenmek zorunda olunduğunu ifade eden Derviş, enflasyonu düşürmenin pahalı bir işlem ve kurda çıpa politikasını uygulamadan enflasyonu aşağı çekmek istenmesi durumunda bunun daha da masraflı bir süreç olacağına dikkat çekti. Kemal Derviş, konuşmasını şöyle sürdürdü: 2000 yılında Türkiyenin pozisyonunu gözden geçirirsek kur tavsiyelerini gözden ırak tutmamalıyız. Son derece ortodoks, mali ve finans politikalarını uygulamadan enflasyonu aşağı çekmek için nominal kur çıpası politikasını uyguladık. Böylece makro ekonomik düzeyde uyguladığımız bu politika Türkiyeyi resesyondan uzak tutarak enflasyon oranını aşağı çekme yoluna götürmüştür. 2000 yılında böyle düşünülmüştü ama detayları açıklamaya sıra gelince aslında istediğimizi elde edemedik. Çünkü 2000 yılında uyguladığımız fiskal politikalar olması gerektiği kadar sert değildi. Çünkü kur çıpası politikasını benimserseniz, kur çıpasını geçerli kılmak için sürekli piyasaya likidite pompalamanız gerekir. Türkiyede 2000 yılındaki bankacılık sektörünün durumu, o sırada kararlaştırılan makro düzeydeki bu politikanın sürekli kılınmasını desteklemedi. Bu sorunu yaşayan tek ülke biz değiliz. Pek çok ülke de aynı sorunu yaşadı. Kur çıpası politikasının uygulandığı ülkelerde istenen sonuç elde edilemedi. Bulgaristana bakın ve bütün diğer bu ülkeler aynı tür yeni bir krizin içine düştüler. Kemal Derviş, şu sırada makro ekonomik dinamikler dikkate alındığında önemli bir noktada bulunulduğunu, dalgalı kur politikasını uygulayarak bazı kazanımlar elde edildiğini anlattı. |
||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||