Home page
Haber Menüsü


 
Mart ayı itibarıyla üretim durumu
 
Mevsimsel etkilerden arındırarak bakıldığında, 2002 Ocak-Mart dönemi üretimi 2001 Ocak-Mart 3 aylık döneminde yapılmış üretim seviyesini hala yakalayamamış halde. Ancak ciddi bir yaklaşma sözkonusu.
 
Altuğ Karamenderes
NTV-MSNBC
 
17 Nisan—  Kapasite kullanım oranları, daha öncede bütçe-vergi rakamları ve Gümrük Müsteşarlığı rakamları açıklandı. Kapasite ve vergi rakamlarında Mart ayında Şubat ayına kıyasla belirgin bir düzelme var. Mart rakamlarının mevsimsel olarak düzeltilmiş halleri de Şubat ayına göre pozitif anlamda bir düzelme olduğunu gösteriyor.

   
 
       
   
MSNBC News Altuğ Karamenderes: Ne yüzde 3 büyüyecek?
MSNBC News Altuğ Karamenderes: Petrol ve büyüme sorununa etkisi
MSNBC News Altuğ Karamenderes: Mart ayı enflasyonu ve piyasa
MSNBC News Altuğ Karamenderes: Milli gelir 2001 yılı son çeyrek resmi
MSNBC News Altuğ Karamenderes: Parayı bul, enflasyonu düşür
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bu arada Gümrük Müsteşarlığı’nın ithalat verileri ile devletin ithalattan aldığı vergi rakamlarının neredeyse taban tabana zıt anlam içerdiğini vurgulayalım. Biz aşağıdaki yorumda devletin bütçe rakamlarını kullanacağımızı hemen belirtelim.
       Şubat ayını hatırlayacak olursak, rakamlar fena şekilde kötü çıkmıştı. Şimdi Şubat’a göre düzelme bir zenginleşme olarak görülemese de Şubat ayında en dip noktaya vurulduğu izlenimini veriyor. Bundan sonra gelecek rakamlarda Mart ayındakine benzer düzelme devam ederse üretim artışı trendine girdiğimiz söylenebilir. Fakat Mart ayındaki düzelme oranı düşük olduğundan artış trendinin güçlü olmasını beklememek gerekir.
       Diğer bir deyişle, mevsimsel olarak düzeltilmiş rakamlara Ocak-Mart dönemleri olarak bakıldığında, 2002 Ocak-Mart dönemi üretimi 2001 Ocak-Mart 3 aylık döneminde yapılmış üretim seviyesini hala yakalayamamış durumda. (Ama oldukça yakınlaşmış.)
       
KAPASİTE KULLANIM ORANLARI
       Mart ayında rakam yüzde 75’e çıkmış. Seviye olarak yüzde 75 krizden çıkılmış bir üretim seviyesini yansıtmaktadır. Fakat bu rakama petrol rafinelerindeki üretim düzensizliğini ayıklayarak baktığımızda, karşımıza yüzde 74 oranı çıkmakta. Bu ise kanımızca kriz ile kriz olmayan durumun sınır çizgisi. Eğer rakamlar Nisan’da yüzde 75’in üstüne biraz olsun çıkarsa, Mart’ta yakalanan olumlu hava devam ediyor diyebileceğiz.
       Genel için yaptığımız yorumun bir sektör hariç tüm imalat sanayi alt sektörleri için geçerli olduğnu söyleyebiliriz.
       Bu farklı olan sektör ne yazık ki makina ekipman sektörü, ki buradaki durum diğerlerine ve 2001’e göre kötüleşme gösteriyor. Bu aslında ekonominin yatırıma ve yüksek katma değere hala ihtiyaç göstermediğini kanıtlaması açısından mevcut durumu teyit ediyor. Bu sektörde ki canlılık diğerlerinin önüne geçtiği zaman, gerçek anlamda büyümeye geçtiğimizden söz edebileceğiz.
       
BÜTÇE RAKAMLARI
       Mart ayı vergi rakamları, Şubat’ta toplanan KDV’yi , Mart’ta toplanan tthalattan alınan vergiyi ve Akaryakıt tüketim vergisini ifade etmekte. KDV rakamları tahakkuk rakamları (diğerleri çoğunlukla tahsilat) ve Mart’a kadar yapılan tahsilatın pek güçlü olmadığını, Hazine’nin nakit rakamlarının maliyenin rakamlarının yarısından az olmasından anlayabiliyoruz.
       Fakat yine de Mart ayı ithalat ve akaryakıt vergisi rakamları Şubat’a göre canlanma olduğunu gösteriyor ve yorumumuz canlanma oranının tıpkı kapasite kullanım oranlarında olduğu gibi Şubat’a göre iyi ama 2002 ve 2001 Ocak - Mart dönemlerini kıyasladığımızda daha 2001’in ilk 3 ayının üstüne çıkamadığımızı gösterir nitelikte (ama yaklaşılmakta).
       Tahsilatın tahakkukun altında kalmasını, kişilerin vergiden kaçınanarak harcanabilir gelirlerini artırma çabası olarak yorumlayabiliriz.
       Faiz dışı fazlaya baktığımız zaman ise performansın ekonomik faaliyette düzelmenim tam tersi olduğu görüyoruz. Enflasyondan arındırılmış veya dolar cinsinden faiz dışı fazla 2001 yılının yarısı kadar, üstelik tahakkuk anlamında bu böyle. Tahsilat anlamında belki faiz dışı fazla 2001’in 1/4’ü kadar.
       Bunun böyle olmasında 2001 yılında doğan zararlar ve iş kayıpları yüzünden vergi gelirleri düşmekte ve aynı zamanda enflasyonun düşük gitmesi devleti enflasyon vergisinden mahrum etmekte bir de büyüme gelmeyince vergi gelirleri azalmakta. Ama devlet harcamalarını bütçede öngördüğü gibi yaptığından, harcamalar reel olarak artmakta. Buradan çıkışla faiz dışı fazlanın devletin borç yükünü hafifletmeye faydası olmayacağı açık.
       
ENFLASYON ZAMMI VERİLMEMESİ SÖZKONUSU OLABİLİR
       Nitekim devletin bu durumda planladığından daha fazla borçlanmaya gitmesi veya döviz açık pozisyonlarına gecikerek tepki vermesiyle, kurun suni aşağı gitmesine onay vermesi daha iyi anlaşılıyor. Çünkü bu yöntemle borç çevirme kolaylaşıyor. Halbuki amaç tasarruf ederek, faiz dışı fazlayı artırarak ve bunu net nakit ödeme yaparak borç yükünü azaltmak şeklinde kullanmaktı.
       Bizzat, IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger’in Türkiye’nin faiz dışı fazlada geride kaldığını söylemesi, zaten başka bir teyite ihtiyaç bırakmıyor. Ama kendisi ek tedbirler gerekebilir diyor.
       Bunlar ek vergi olamaz, bu durumda tek çare Haziran ayında personel harcamalarına bundan sonra enflasyon zammı vermemek kalıyor. Belki de emekli maaşlarına enflasyona endeksli ayarlamadan vazgeçerek ileriye yönelik zamma geçmek çarelerden biri olacak.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları