|
|
Yine de bilmeyenlerimiz olabilir. Bu terim esasen miras hukuku ile alakalı. Bir kişi öldüğü zaman mirasçıları terekeyi (ölenden kalan malları) kendi aralarında paylaşamadıkları zaman konu mahkemeye intikal eder. İlgili mahkemede izale-i şuyu ilanları vererek söz konusu malların satışını yapar. Hemen hepimizin tecrübesi vardır ki bunun anlamı her zaman için kelepir fiyatına malların satılmasıdır. İşte ben bizim özelleştirmeleri biraz buna benzetiyorum. Programda yer aldığı ve bir şekilde İMF ye söz verildiği için kamuya ait hisselerin özelleştirilmesinde tam anlamıyla bu mantık yatıyor gibi. Geçtiğimiz haftaların ortalarında ekonomi basınına yansıyan bizim de acizane kendi sitemizde belirtmeye çalıştığımız Tüpraş olayı, bu ülkede özelleştirmenin mevcut yapısıyla sadece mevcut kamu hisselerinin çok ucuz fiyatlardan el değiştirmesi anlamına gelmiyor. Aynı zamanda piyada çok etkili olduğu bilinen bu hisselerin borsanın genel seyiri açısından da ciddi olumsuz etkiler yaptığı gözleniyor. TÜPRAŞ SADECE BU HAFTA MI DÜŞTÜ? Fiyat hareketlerini izlediğimiz takdirde TÜPRAS hissesinin fiyatının özellikle özelleştirmeye konu olduğu tarihren bu yana tl. bazında 12.000 seviyelerinden 7.000 seviyelerine düştüğünü gözlemliyoruz. Ancak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, fiyat 6 bin lira seviyesine düşünce gerekirse satış yöntemini değiştiririz tarzında bir açıklama yapıyor. Maalesef Ankara bürokrasisi hissede son 3 ay içinde yaşanan kan kaybından habersiz ya da bunu görmezlikten geliyor. Taki fiyat 17 Ağustos depremi yaşandığında düştüğü yerler olan fiyatında altına gevşeyince biraz da medyanın baskısıyla olayların farkına varılıyor. GEÇMİŞE MAZİ AMA Her ne kadar şu an gerçekleşmiş ve geri dönüşü olmasa da Petrol Ofisinde de kamu hisselerinin devrinin kamu vicdanı açısında ciddi bir yara oluşturduğu hatırlardan henüz çıkmadı. Çok değil 3 ay önce 65000lerden işlem gören bir hissenin 26500den satışının bir başarıymış gibi yansıtılmasının ne derece doğru olduğunu sizlerin takdirine bırakıyorum. Söz konusu fiyat bırakın dolar bazını Türk Lirası bazında bile 99 yılı fiyatlarına tekabül ediyor. KAMU VİCDANI VE SERMAYENİN TABANA YAYILMASI Özellikle POASın halka arzından sonra ÖİBden halka arzın başarılı olduğuna dair bir açıklama ekranlara yansıdı. Bunun da temel sunuşu sermayeyi halka, tabana yaydık biçiminde yapıldı. Sorarım sizlere bir yatırımcı düşününki 2 ay önce 50000den POAS hissesinde pozisyon açmış, hadi bunu bir tarfa bırakalım halka arzdan bir hafta önce 35000den mal almış; hissesinin sırası kapanıyor ve açıldığı gün 28500. Borsa yatırımcısını ve kamu vicdanını bu derecede rahatsız edecek başka bir şey ben düşünemiyorum. Aynı gün ekranlara çıkıp biz halka arzı başarılı yaptık tarzı bir açıklama aynı hisse senedinde son 2 sene içinde çok daha yüksek fiyatlardan pozisyon açan yatırımcıların kulağına nasıl geliyor dersiniz? Özellikle sermayenin tabana yayılması bir izale-i şuyu mantığı içinde ne fiyata olursa olsun kamu hisselerinin satılması değil borsa yatırımcısının eski ve yeni sermayedar ayrımı yapılmaksınız genelinin menfaatini kollayacak bir şekilde yapılmalı. Aksi takdirde bu halka arzlar ilerde şaibeler oluşturacak birer satıştan ibaret olacak. HALKA ARZ ÖNCESİ YAPAY FİYAT MI? Şimdi bir de alıcı mantığıyla düşünelim: Siz herhangi bir kamu hissesinde çok ucuz fiyatlardan hisse senedi toplamak istiyorsanız ve alacağınız şirketler sektörlerinde söz sahibi hatta tekel durumda ise o zaman yapacağız işlem çok basit. Hiçbir fon mekanizmasının gerçek anlamda çalışmadığı İMKB ortamında ilgili hisse senedini belki hacimli belki hacimsiz şekilde çekebildiğiniz kadar dip noktalara çekebilirsiniz. Ondan sonrada sermeyenin tabana yayılması(!) felsefesi altında halka arzdan alabildiğiniz kadar hisseyi alabilirsiniz. Bu durumda oluşan fiyatların yapay olduğu aşikar değilmidir? Ayrıca kanımca konunun yapay piyasa olması sebebiyle sektörü düzenleyen kurumlarında ilgi sahasına girmesi gerekir. ARZ TALEP DENGELERİ VE HALKA ARZDA YÖNTEM İMKBdeki arz talep dengesizliği konusu başlı başına uzun bir makale içinde ele alınabilecek bir konu. O yüzden fazla uzatmadan başka bir yöntem denenmesi gerektiğini yukardaki sebeplerden dolayı belirtmek durumundayım. Öyle ya neticede hazine faizi yukarıya çekmek istemediği zaman imkanlar dahilinde daha az borçlanma yöntemine başvurabiliyor. Demek ki halka arzlarda da hem kamu satışının daha karlı olması hem de borsanın genel seyrinin daha az etkilenmesi bakımından halka arzların doğrudan doğruya borsada daha geniş bir dönemde normal bir şirket ortağıymış gibi yapılmasının daha anlamlı olacağını ve konuyla ilgili şaibeleri ortadan kaldıracağını düşünüyorum. Bu piyasanın içinde eskiden bu yana olanlar bilirler eskiden Kamu Ortaklığı İdaresiİnin yapmasa bile piyasada destek alımları ve satımları yaptığı konuşulup dururdu. Belki de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, böyle bir yöntemi daha karlı bir halka arz için deneyebilir. Ancak yine de konunun uzmanlarına danışarak mutlaka daha akılcı bir çözüm bulunması gereği açıktır. Piyasanın arz ve talep dengeleri bakımından en büyük görevin SPKya düştüğü ise su götürmez bir gerçek. Yıllardan bu yana sadece arz yönü genişleyen bir piyasanın İMKByi içine soktuğu durum bellidir. Halka arzlara sadece arza uygunluk denetimi değil fiyat denetiminin de getirilmesi uygun olur. VE SON OLARAK KISACA PİYASA Geçtiğimiz haftaki yorumunda Tüpraşın özelleştirmesiyle oluşması muhtemel satış baskısını belirtmiştim. Hafta sonu da eğer bir aksilik olmazsa 12000 seviyesinin üzerinde kapanışın olası olduğunu eklemiştim. Hafta içinde Tüpraşdaki gelişmeleri ve maalesef küçük yatırımcının bir kez daha zor durumda bırakıldığını gördük. Kapanışı 12000 puan üstünde yapamasak da en azından bu kadar hengameye rağmen haftalık olarak artı kapanış yapmamız olumlu seyrin devamı şeklinde yorumlanabilir. Yeni bir haftaya girerken yazımız uzadığı için oluşabilecek gündeme değinmeden beklentilerimizi aktaralım. Özellikle bono piyasasının gevşek seyrini sürdürdüğü bugünlerde Merkez Bankasının kotasyon indirimi eli kulağında. Düşük enflasyon dataları her ne kadar kısa vadede büyüme tartışmalarını ekonomi gündemine sokuyorsa da daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi borsa büyüyen bir ekonomiyi değil büyüyecek ekonomiyi satın alır. Borsada alım için boom zamanını beklemek fiyatlar açısında geç kalınmış bir zaman olabilir. Bu yazdıklarım çerçevesinde piyasa ile ilgili iyimser düşüncelerimizi Tüpraş olayını hala en büyük handikap olmak üzere devam ettiriyoruz. Önümüzdeki hafta için 11700 seviyelerini ilk destek, 11500 ikinci destek ve kısa vadeli stoploss olmak üzere alıcılı tarafta olmayı uygun görüyoruz. Yukarı hareketlerde ise 12500 seviyesi bu hafta için maksimum diyebileceğimiz noktadır. İMKBnin daha önce test ettiği fakat Ereğli Demir Çelik ve Tüpraştaki satışlar sebebiyle geçemediği 12000 seviyesi hem kısa vade direncimiz hem de hafta sonunda üstünde kapatmayı öngördüğümüz noktadır. Hepinize bol kazançlı bir hafta diliyorum. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||