Home page
Haber Menüsü


Büyüme hedefini yakalamak güç
Türkiye’nin önündeki dev sorun ekonominin büyüyememesi. Eğer Türkiye bu yıl da büyüme hedefini tutturamayıp daralmayla karşı karşıya kalırsa 2. Dünya Savaşı ve 1979-1980’deki darbe ortamından bu yana ilk kez iki yıl üst üste küçülmüş olacak.
Açıl Sezen/İstanbul
CNBC-E
19 Şubat— Uluslararası Para Fonu’na verilen Niyet Mektubu’nda bu yıl yüzde 3’lük bir büyüme öngörülüyor. Bu büyümenin, önümüzdeki yıldan itibaren her yıl için en az yüzde 5’e çıkarılacağı ifade ediliyor. Ancak 2001’de yaşanan yüzde 8.5’lik daralmanın ardından bu yıl için bu rakamlara ulaşmanın kolay olmadığı görülüyor.

   
 
       
   
MSNBC News Derviş: Dövizdeki ucuzlama uzun sürmez
MSNBC News Kapasite kullanımı Ocak'ta % 74.2
MSNBC News "Kriz, son 20 yılın patlama noktası"
MSNBC News En ağır kriz üretimi vurdu
MSNBC News TOBB: Daralan kredi hacmi kötüye işaret
MSNBC News Derviş: Mutlaka yüzde 3 büyümeliyiz
MSNBC News JP Morgan: Başarı Niyet Mektubu'nun uygulanmasına bağlı
MSNBC News İhracat Ocak'ta ithalatı geride bıraktı
MSNBC News TOBB: Konjonktür şans yaratıyor
MSNBC News Linn: DB desteği sürecek
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       Hedefleri yakalamayı güçleştiren unsurlar hem üretim, hem de talepteki sorunlar. 2001 yılında Türkiye devalüasyon nedeniyle dış gelirlere bağlı bir büyüme politikası üzerinde durdu. Kur avantajının yardımıyla turizm ve ihracatta önemli gelirler elde edildi.
       Turizm gelirleri 11 milyar dolar seviyesine ulaşırken, ihracatta 30 milyar dolarlık psikolojik sınır aşıldı ve 31 milyar dolarlık gelire ulaşıldı.
IMF: Enflasyon 2006’da yüzde 5 olacak

       İthalattaki daralmanın etkisi de devreye girince 2001 yılında yaklaşık 2 milyar dolarlık bir cari fazlaya ulaşıldı. Otomotiv, tekstil gibi ihracat gücü yüksek sektörlerin ayakta kalması, daralmanın daha da vahim boyutlara ulaşmasını engelledi.
       
GÖSTERGELER OLUMLU SAYILMAZ
       Ancak bu yıl için göstergeler pek de olumlu değil. Sanayileşmiş ülkelerde geçen yılın ortalarından itibaren başlayan ve 11 Eylül saldırıları sonrasında had safhaya ulaşan talep daralması, hem ihracat pazarlarının, hem de turizm gelirlerinin düşmesi tehlikesi doğuruyor. Buna Türk Lirası’nda yaşanan değerlenme de eklendiğinde sorunun boyutları büyüyor ve Türkiye ithalata dayalı büyüme modelindeki en büyük avantajını yitiriyor.
       Haftabaşında Gümrük Müsteşarlığı’nın açıkladığı dış ticaret rakamları da bunu gösteriyor. 2001 yılında 2 milyar 244 milyon dolar olarak gerçekleşen Ocak ayı ihracatı, bu yılın aynı ayında devalüasyon avantajına rağmen 2 milyar 180 milyon dolara geriledi.
       İthalat bazındaysa durum daha da ilginç. Çünkü geçen yılın Ocak ayında 4.1 milyar dolar olan ithalat, bu yılın aynı ayında 2 milyar 50 milyon dolara düştü. Niyet mektubuna göre cari dengede 2 milyar dolarlık bir açık zaten öngörülüyor.
       Ancak hem iç piyasada, hem de dış piyasada talep yetersizliği sürüyor.
       İç piyasayı hareketlendirmek için yapılan kampanyaların ise geçici olduğu, etkisinin sınırlı kaldığı görülüyor.
       
ÜRETİMDE DE DURUM ZOR
       Üretim cephesinden bakıldığında da durum farklı değil. 2001 yılının Aralık ayında yapılan kampanyalara ve KDV indirimine rağmen imalat sanayinde yüzde 10.9’luk daralma yaşandı. Aynı ayki kapasite kullanım oranı, yüzde 74.5’ten yüzde 73.6’ya geriledi. Açıklanan kapasite kullanım rakamları, öncü gösterge niteliğindeki Ocak ayı kapasite kullanım oranının yüzde 74.2’ye çıktığını gösteriyor.
       Ancak hem iç pazarda talep yetersizliğinin sürdüğünü düşünenlerin oranı yüzde 59.8, dış pazarda talep yetersizliği olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 11.7. Ayrıca satış ve hammadde fiyatlarındaki artışın yükseleceği beklentisi sürüyor. DİE anketine katılan sanayicilerin yüzde 42.8’i, Şubat ayında sanayi üretiminde azalış bekliyor.
       DİE’nin aylık imalat sanayi eğilim anketinden çıkan sonuçlar da, sanayi üretiminde çok ciddi bir yükselişe işaret etmiyor. Ankete katılanlar arasında Ocak ayında üretim artışı bekleyenlerin oranı sadece yüzde 33. Sanayicilerin yüzde 36.8’i ise sanayi üretiminde düşüş bekliyor.
       
TALEP SIKINTISI BÜYÜYEMİ FRENLİYOR
       Sanayinin yanında kuraklık nedeniyle tarım ve talep sıkıntısı nedeniyle ticaret de büyümeye olumlu katkı yapamıyor. Mali sektörün durumu ise daha olumsuz.
       Daralmanın sürdüğünü, bankaların kredi hacmindeki daralmadan da görebiliyoruz.
       Geçen hafta itibarıyla bankaların kredi hacmindeki daralma 681 trilyon lira oldu. Zaten bankaların mevduat yapısı da kredilerde artışa izin vermiyor. Bankaların döviz ağırlıklı olan mevduatları nedeniyle reel sektöre TL kredisi açması zorlaşıyor.
       Reel sektör de döviz kurunun bir günde 50-60 bin lira oynayabildiği bir ortamda dövizle borçlanmak istemiyor. Mali açıdan desteklenemeyen reel sektör maliyetlerini düşüremediği için talebi de canlandıramıyor. KDV tahsilatında Ekim ayından bu yana süren yatay seyir de talepteki daralmanın bir başka göstergesi.
       Hükümetin önünde talebi canlandırmak için bir başka yol ise faizlerin yükseltilmesi ve servet artışı yoluyla harcamaların yükseltilmesi. Ancak buna da hem borçlanma maliyetinin yükselmesi hem de reel sektörün durumu izin vermiyor. Bu durumda Türkiye’nin önündeki en önemli sorunun büyüyememe sorunu olduğu görülüyor.
       Eğer Türkiye bu yıl da büyüme hedefini tutturamayıp daralmayla karşı karşıya kalırsa 2. Dünya Savaşı ve 1979-1980’deki darbe ortamından bu yana ilk kez iki yıl üst üste küçümüş olacak.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları