|
|
Fakat, çekirdek enflasyonun (gıda dışı ve hammadde olmayan) işlenmiş ürünlerindeki fiyat artışları ortalamada yüzde 5e yakın yükselmiş. Oransal olarak toptan eşya fiyat ortalamasının bile üstünde. Tarım ve gıda mallarındaki yükselişin etkisi geçtikten sonra, KDV artışının geri gelmesinin etkisi geçtikten sonra bile döviz kurunun bir kaç ay hiç değişmeden kalması halinde ancak aylık enflasyonun arzulanan yüzde 2 - 2.5 seviyesine yaklaşması mümkün. Fakat 2-3 ay daha döviz kurunun hiç değişmeden kalmasının (enflasyon devam ederken) TLnin değerlenmesi üzerindeki etkisi daha sonra kurdaki artışlarla yine enflasyona dönüşebilir. NEDEN TÜKETİCİ FİYATLARI ARTIŞI YÜKSEK? TÜFEde yüzde 5.3 Ocak 2001 için yüksek bir rakam ve bu gelir artışından kaynaklanmıyor ama sene başı ücret ayarlamalarının bir etkisi var ve parekendeciler fiyat artışları kararlarında her zaman bu gelişmeleri beklerler. Yeni mevsim yeni fiyat artışları yani mevsimsel ayarlamalar da fiyat artışları üzerinde bilinen bir etken. Gıda: Bu rakamın yüzde 1e yakın bir kısmı gıda artışlarından geliyor. Diğer bir deyişle, gıda mallarında ki artış sıfır olsaydı. TÜFE yüzde 4 artardı. Ama Ocak ayında da gıda fiyat arıtşlarının sıfır olduğu da görülmemiş bir şey. Gıda mallarındaki fiyat artışını sırf doğal afetlerden kaynaklandığını söylemek de mümkün değil. Bizce gıda mallarında ki fiyat artışı diğer mallara göre bütün 2001 boyunca yüksek olacak. Çünkü, kişilerin gelirleri hala düşük ve bu durumda aileler bütçelerinin oransal olarak daha fazla kısmını gıdaya ayırıyor ve gıdaya olan talep düşmüyor, gıda enflasyonu diğer mal enflasyonuna göre daha yüksek kalıyor. Tüketim Malları (Hizmet harici) Giyim ve ayakkabı: Mevsimsel olarak düşmüş. İndirim sezonu Ocak, Şubat ve Mart aylarında devam eder ve fiyatları düşer fakat 22 Şubatta başlayan Kurban bayramı dolayısıyla bu yıl Şubat ayında giyim ve ayakkabı fiyatları düşmeyebilir. Evlerimizde kullandığımız mallar: Bu malların fiyatları Ocak ayında yüzde 7nin üzerinde artmış. Aralık ayındaki KDV indiriminin göreli dönüşü Aralık ayındaki indirimlerden daha güçlü olmuş. Bu dönüşün etkisi yüzde 1.5 desek yine de tüketici mallarının fiyatları aylık yüzde 5in üzerinde artmış. Bu çok yüksek bir oran. Nedeni ise bizce yeni sene ile yeni maliyetlerle yeni fiyat ayarlamaları yapılmış. Bu ayarlamaların Şubat ayında devam edeceğini beklemek lazım, hatta biraz da Mart ayında. Hizmetler: Bu gruba olan talep gelir düştüğünde azalır, arttığında artar. Fakat bu grup içinde de ana ihtiyaç grupları örneğin sağlık, ulaştırma ve ikincil ihtiyaç grupları vardır. Birinci grupta aylık fiyat artışları yine çok yüksek yüzde 7 ve ikinci gruptaki fiyat artışları düşük yüzde 3 civarı. DÖVİZDEKİ DÜŞÜŞÜN YANSIMASI ZAMAN ALIYOR Gelir yüksek olmadığı zaman bile, ücret artışları ana ihtiyaç mallarının fiyatlarını ortalamanın üstünde yükseltiyor. Bu ise senenin ilk 2 ayında enflasyonun belini kırmayı imkansızlaştırıyor. Döviz kurlarındaki düşüşün ve çekirdek enflasyondaki düşüşün tüketici enflasyonuna yansıması zaman alıyor. Özellikle çekirdek enflasyondaki düşüşün sadece hammadde fiyatları ile kısıtlı olması, döviz kurundaki en küçük düzeltmenin tekrar geri gelebileceğini gösteriyor. Gecelik Faiz, Bono Faizi: Faiz oranları bütün diğer yatırım araçlarını ilgilendirdiğinden ve reel faiz enflasyon veya döviz kuruna göre incelendiğinden, enflasyon yorumu önemli. Çünkü döviz kurunu da enflasyon etkiliyor. Merkez Bankasının gecelik faizleri ise bütün diğer faiz oranlarını etkilemekte. Merkez Bankası faiz oranlarını yüksek tutarak tasarrufu teşvik etmeyi, tüketimi ateşlemekten kaçınmayı hedefliyor. MB 2002DE FAİZLE OYNAMAZ Bu durumda bakacağı bugün itibarıyla verdiği faizin aylık getirisinin enflasyonun üstünde olması (Gecelik piyasada yatırım yapan vatandaşının eline bügünüi oranlarda aylık yüzde 3.5 civarı bir getiri geçer (MB gecelik faizi yıllık yüzde 59dan çıkarak) ve enflasyon hala bu oranların altına kalıcı bir iniş (üstüste en az 2 veya 3 ay) göstermemiştir. Böylesi bir inişte bize göre pek mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla MBnin 2002de faiz oranlarıyla oynamasını beklemiyoruz. Böylesi bir davranış pişmiş aşa su katmak olacaktır. KİMSE CENGEVERLİK YAPMAZ Hali hazırda bono piyasasında ortalama bileşik faiz yüzde 70 civarı ve aylık enflasyonun ve gecelik faizin yüzde 3.5 civarı olduğu bir ortamda yıllık yüzde 12 gibi bir reel getiri vaad ediyor. Eğer enflasyon aylık yüzde 4e çıkarsa vadedilen reel faiz yarıyarıya azalacak ve yıllık reel getiri yüzde 6lara düşecektir. Bu da olabilecek bir riskdir. Bizce ortalama faizler Hazinenin ve MBnin beklediğinden iyi bir durumda. Hiç kimsenin cengaverlik yapıp pişmiş aşa su katmasını beklememek lazım. Evet dolar bazında getiri, dolar artmadığı sürece yüksek ama faizlerin ve ekonominin yakın geleceği üzerinde bir tehdit olarak duruyor. Merkez Bankasının bu konuda yapacağı yapamayacağı şeyin ne olabileceğini yarın IMF niyet mektubu açıklanınca göreceğiz. | ||||
İş dünyası enflasyonda 2002 hedefinden umutsuz JP Morgan, enflasyondan memnun, tahminini aşağı çekti Ocak enflasyonunu tarım yukarı çekti: TÜFE % 5.3, TEFE % 4.2 Bankaların kara tahtaları siliniyor |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||