Home page
Haber Menüsü


 
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan
‘Krizden çıkış yolsuzluğun önlenmesinde’
TÜSİAD Başkanı Özilhan, ekonomik krizden çıkışın öncelikli koşulunun kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması ve yolsuzlukların önlenmesi olduğunu söyledi. Özilhan, “Türkiye’nin kamu yönetimi dibi delik torbadan farksız” dedi.
İstanbul
NTV-MSNBC VE AJANSLAR
 
    25 Ocak—  Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Tuncay Özilhan, krizden çıkışın en önemli koşullarından birinin de kamu yönetiminin yeniden yapılanması olduğunu vurguladı. Özilhan, TÜSİAD’ın Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kamu yönetiminin, yalnızca savurganlık, kadro şişkinliği ve irrasyonel örgütlenme açısından değil, yetersiz denetim, başını alıp giden yolsuzluklar ve siyasete kaynak yaratma operasyonları yüzünden de dibi delik bir torbadan farksız hale geldiğini öne sürdü.  

   
 
       
   
MSNBC News Derviş: İyimserliğin kalıcı olması için kararlılık şart
MSNBC News Derviş: Krizlerin aşılmasında büyük mesafe alındı
MSNBC News TÜSİAD'dan banka tasarısına destek
MSNBC News TÜSİAD: 2002'de Türkiye'ye yeni fırsat çıkacak
MSNBC News TÜSİAD: Siyasi reformlar yapılmalı
MSNBC News TÜSİAD: 1 milyar dolarlık fon gerekli
MSNBC News Özilhan: Büyüme sürecine geçilmeli
MSNBC News Özilhan: Siyaset çözüm üretmeli
MSNBC News Özilhan: Olumlu rüzgar yakalandı
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Türkiye’nin rasyonel, verimli ve şeffaf bir kamu idaresine gereksinimi olduğu, iyi yönetişim ilkelerinin kamuda egemen kılınmasının zorunluluğunun artık ikili dış temaslarının da ana konularından biri haline geldiğine dikkat çeken Özilhan, şöyle devam etti:
       “Yardım, hibe, kredi ya da ekonomik işbirliği... Biçimi ne olursa olsun, hiç kimse dibi delik torbaya arpa koymak istememektedir. Ne yazık ki, Türkiye’nin kamu yönetimi, yalnızca savurganlık, kadro şişkinliği ve irrasyonel örgütlenme açısından değil, yetersiz denetim, başını alıp gitmiş yolsuzluklar ve siyasete kaynak yaratma operasyonları yüzünden de dibi delik bir torbadan farksız hale gelmiştir.”
       
ETKİN DEVLET PLANI YERİNDE BİR GİRİŞİM
       Bu konuda “Etkin Devlet Eylem Planı” çerçevesinde bazı hazırlıkların yapıldığını basından memnuniyet içinde izlediklerini ifade eden Özilhan, memurlara etik yasası, seçimle işbaşına gelenlerin mal beyanının kamuya açık olması, siyasi partilere yapılan bağışların açıklanması, kara para tanımının yolsuzluk fiilini içerecek şekilde genişletilmesi, yolsuzluklar için özel mahkemeler gibi konuları kapsamına alan Bakanlar Kurulu’na sunulan yasa tasarısının kamu reformu için iyi bir başlangıç noktası olduğu görüşünü dile getirdi.
       Özilhan, çerçevesi ayrı olmakla birlikte özelleştirmelerin tamamlanmasının bu sürecin ayrılmaz bir parçası olduğunun da akıllardan çıkarılmamasını istedi.
TÜSİAD ekonomiden iyimser

       
ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYAÇ VAR
       TÜSİAD Başkanı Özilhan Tuncay Özilhan, Türkiye’nin bir zihniyet devrimine ihtiyacı bulunduğunu söyledi. Özilhan, “Siyasetçi de, memur, işçi, köylü, esnaf ve özel sektör de, sivil toplum örgütleri ve vatandaş da değişmek zorunda. Sadece talep etme, her şeyi devletten isteme, oturup ekmeğinin eline verilmesini bekleme devri bitti. Şimdi katkıda bulunma zamanı” dedi.
       Özilhan, ülkede yaşanan gelişmelerden söz ederken, İhale Yasası’nın onaylanmış olmasının olumlu bir gelişme olduğuna işaret ederek, yeni dönemde önemli ihalelerin internet ve televizyon üzerinden canlı olarak yayınlanmasına özen gösterilmesinin, bu alandaki kaygıları gidermede önemli bir adım olacağını vurguladı.
       
SİYASİ REFORMLARA HIZ VERİLMELİ
       Özilhan, “2002 yılında çözülmesi gereken bir temel sorun da siyasal sistemimizi daha demokratik, daha saygın, kendini yenileyebilen ve istikrarlı bir yapıya kavuşturmaktır” dedi. Tuncay Özilhan, devamla şunları söyledi:
“Mini demokrasi paketi, öz olarak düşünce özgürlüğünün sınırlarını daha da daraltan, adeta Anayasa değişikliklerinin etkisini sıfırlamaya çalışan bir yapı taşıyor.”
TUNCAY ÖZILHAN
TÜSİAD Başkanı
       “Bunun birinci ayağı, dokunulmazlıkların sınırlandırılması, siyasal partiler yasası ile seçim sisteminin değiştirilmesidir. Koalisyon liderleri, bu aşamada seçim ihtimalini düşünmenin doğru olmadığını belirtiyorlar. Bu konuda kendileriyle hemfikiriz. Ama tam bu aşamada, yani seçim henüz ufukta yokken, Türkiye’nin acil ihtiyacı ve halkın yüzde 80’inin talebi olan bu değişikliklerin de yapılması gerekir.
       Siyasi reformların önemli bir parçası da Anayasa değişikliklerini uygulama alanına sokacak yasaların hazırlanmasıdır. Hükümet geçen hafta, Anayasa’ya uyum amacıyla, düşünce özgürlüğünü yakından ilgilendiren bir yasa tasarısını Meclis’e gönderdi. Bu (mini paket), ne yazık ki, bazı teknik düzenlemeler bir yana bırakılırsa, öz olarak düşünce özgürlüğünün sınırlarını daha da daraltan, adeta Anayasa değişikliklerinin etkisini sıfırlamaya çalışan bir yapı taşıyor. Bu anlayış, (Daha Demokratik Bir Türkiye) isteyen Türk halkının taleplerini de dünya kamuoyunun beklentilerini de karşılamamaktadır.”
       Tuncay Özilhan, 2002 yılının, Türkiye’nin kriz bakış açısından sıyrılarak, orta vadeli bir gelişme stratejisi perspektifinden dünyaya bakmaya başlaması için son derece önemli bir yıl olduğuna dikkat çekerek, sıralanan bu düzenlemelerin yapılmasının, ekonomide ve siyasette köklü bir değişim sürecinin başlatılması, orta vadede sürdürülebilir bir gelişme çizgisinin yakalanabilmesi için vazgeçilmez önemde olduğunu kaydetti.
       
MEHTER TAKIMI GİBİYİZ
       TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllardır büyüyen sorunlarımızı çözmek için her adım atışımızda, dış dünya ile her temasımızda, bizlerin meselelere çok farklı biçimde, çağın ve günün ihtiyaçlarının gerisinde kalmış bir bakış açısıyla yaklaştığımızı görüyoruz. Bu farklı bakış açısı bizi, koşar adım ilerlememiz gerekirken, zaman zaman, Mehter takımı gibi, (iki ileri bir geri) temposuyla yürümeye sevk ediyor.
        Türkiye’de yıllardır gerekli olan ekonomik, siyasal ve sosyal reformlar ancak yumurta kapıya geldiğinde alelacele, topluma mal edemeden, isteksizce ayak sürüyerek devreye sokulmaya çalışılıyor. Bu konularda inisiyatif zamanında ele alınmadığı için (IMF sıkıştırıyor) ya da (Avrupa dayatıyor) diye şikayet ediliyor. Türk halkının yıllardır karşılanmayan ihtiyaçları ve talepleri ise nedense yok sayılıyor. Bir tarafta gelişme kaydedilirken, diğer tarafta eskiye dönüşün zemini hazırlanıyor.”
       Artık bu anlayışı sürdürmeye, bunca zaman, enerji ve kaynak kaybına tahammül kalmadığını belirten Özilhan, Türkiye’nin bir zihniyet devrimine ihtiyacı bulunduğunu söyledi. Tuncay Özilhan, şunları kaydetti:
       “Siyasetçi de, memur, işçi, köylü, esnaf ve özel sektör de değişmek zorunda. Türkiye’yi Mehter temposundan çıkarmanın zamanı çoktan geldi ve geçiyor artık. Sivil toplum örgütleri ve vatandaş da değişmek zorunda. Sadece talep etme, her şeyi devletten isteme, oturup ekmeğinin eline verilmesini bekleme devri bitti. Şimdi katkıda bulunma zamanı. Düşünme, çözüm üretme, görüşlerinin arkasında durma, mücadele etme yani tam anlamıyla demokratik bir katılım yaratma zamanı. Bu zihniyet değişikliğini elbirliğiyle geçiştirmek zorundayız. Hepimiz kafalarımızı değiştirmek için çaba sarf edelim ki, yarın kimse kalkıp bize (Ne yapalım, böyle başa böyle tıraş) diyemesin.”
       
  Siyasal sistem daha demokratik olmalı
TÜSİAD, Genel Kurul'da yayınladığı sonuç bildirisinde, siyasal sistemin daha demokratik, daha saygın, kendini yenileyebilen ve istikrarlı bir yapıya kavuşturulmasını istedi. Bildirinin 3 ana maddesi şöyle:
Ekonomide orta vadeli bir gelişme stratejisi devreye sokularak, sürdürülebilir büyümeye geçiş için gerekli adımlar hızla atılmalıdır.
Siyasal sistemimiz daha demokratik, daha saygın kendini yenileyebilen ve istikrarlı bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Avrupa Birliği ile yıl sonunda müzakerelere başlayacak şekilde, Kopenhag kriterleri ve AB müktesebatı konusunda mesafe kaydedilmelidir.

       
2002 TÜRKİYE İÇİN AVRUPA YILI
       “2002, Türkiye için Avrupa yılı olacaktır” diyen Özilhan, “Böyle olmak zorundadır. Çünkü, olayların gelişimi Türkiye’yi 2002 yılı içinde AB ile müzakereleri başlatma noktasına getirmiştir. Korkarız ki, bu gerçekleşmezse AB üyeliği uzun bir süre daha ertelenecektir” diye konuştu.
       AB ile müzakereleri başlatmak noktasına taşıyacak süreci bir takvime bağlamamızın ve gelişmelerden iç ve dış kamuoyunu haberdar etmemezin büyük önem taşıdığını vurgulayan Özilhan, şöyle dedi:
       “Yalnız AB konusunda değil, 2002 yılında dış politikanın her alanında inisiyatifi ele alan bir yaklaşım içinde olmak, başta Kıbrıs olmak üzere ülkemizin kaderini bağlayan konularda da ulusal çıkarlarımız doğrultusunda çözümler üretmek zorundayız.”
       TÜSİAD Başkanı Özilhan, 2002 yılının her şeyden önce orta vadeli bir gelişme stratejisinin yol göstericiliği altında, ekonomide sürdürülebilir büyümeye geçiş için gerekli adımların hızla atıldığı bir yıl olması gerektiğini kaydetti.
       
HAZİRAN’DAN SONRA CANLANMA OLACAK
       Özilhan, gazetecilerin sorularını yanıtlarken de, özel sektör de üzerine düşeni yaptığı takdirde haziran ayından sonra ekonominin turizm ve diğer etkenleriyle çalışmaya başlayacağına inandığını söyledi.
       Özilhan, bir numaralı hedeflerinin Avrupa Birliği olduğunu belirterek, bu çerçevede de müzakerelerin başlamasını ve Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesini istediklerini vurguladı.
       Özilhan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Bankacılık Yasası’nı veto edip etmeyeceğine ilişkin görüşünü açıklarken de, “Neticede müspet çıkacağı inancındayım” diye konuştu.
       
KAYHAN: BU SINAVI VERMEK ZORUNDAYIZ
TÜSİAD YİK Başkanı Muharrem Kayhan
       TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Muharrem Kayhan, Türkiye’nin aynı anda birden fazla konuyla uğraşmaktan kaçınmasının mümkün olmadığını söyledi. Kayhan, “Krizle mücadele edeceğiz. Ekonomiyi yeniden büyüme sürecine sokacağız. Bu tam anlamıyla Türk’ün ateşle imtihanıdır. Bu sınavı vermek zorundayız” diye konuştu.
“Hükümet, yıllardır ülkeyi kemiren popülizm tuzaklarına düşmeden krizden çıkışı kesinleştirmek zorunda.”
MUHARREM KAYHAN
TÜSİAD YİK Başkanı
       Kayhan, Türkiye’nin kendi coğrafyasında kapalı kalmayı haketmeyen bir ülke olduğunu vurguladı.
       “Türkiye’nin özlediği varoluş biçiminin uluslararası politikalarda meydana gelen değişimlere bağlı olarak önem kazanan ya da kaybeden bir ülke olmak değildir” diyen Kayhan, “(Yurtta sulh, cihanda sulh) şiarını benimsemiş bir ülkenin çocukları ilelebet çevresindeki ateş çemberinin yarattığı politik-stratejik dengesizlikler üzerinde cambazlık yaparak ekmeğini kazanmayı benimseyemez. Bu ip cambazlığından kurtulmamızın tek yolu, gelişmiş ülkeler arasında yerimizi almaktır” dedi.
       Ekonominin kendi ayakları üzerinde duracak hale getirdikten sonra verimlilik ve rekabet gücü silahını elimizden hiç düşürmeden dünya piyasalarında at koşturur hale gelinmesi gerektiğini belirten Kayhan, “Aynı anda birden fazla konuyla uğraşmaktan kaçınmamız mümkün değil. Krizle mücadele edeceğiz. Ekonomiyi yeniden büyüme sürecine sokacağız. Sosyal dengeleri koruyacağız. Siyaseti yeniden yapılandıracağız. AB’ye tam üyelik sürecini hızlandıracağız. Bu tam anlamıyla Türk’ün ateşle imtihanıdır. Bu sınavı vermek zorundayız. Türkiye yapılacakları biliyor. İnsanımızdan kuşku duymadan, cesaret, kararlılık ve özgüvenle çalışmak bizi bu sınavdan alnımızın akıyla çıkarır” dedi.
       
KRİZDEN ÇIKIŞ KESİNLEŞMELİ
       Kayhan, “2002’de hükümet mevcut olumlu ortamdan yararlanarak sektörel bazda ayrıntılara inen, kararlı ve kalıcı adımlar atarak, yıllardır ülkeyi kemiren popülizm tuzaklarına düşmeden krizden çıkışı kesinleştirmek zorunda” dedi.
       “Türkiye 2002’ye umutlarla girdi” diyen Kayhan, bu umutların iki kaynağı olduğunu, 11 Eylül sonrasında Türkiye’ye sağlanması öngörülen önemli miktarda ek kaynağın bazı ekonomik göstergelere yaptığı doping etkisinin bunlardan ilkini, Başbakan Ecevit’in ve beraberindeki heyetin ABD ziyaretinin Türkiye’nin ABD ile olan ilişkilerinde yeni bir evreyi başlatacağı beklentisinin, gezi sonrasında tüm gözlemciler tarafından teyit edilmesinin ise ikinci büyük umut kaynağını oluşturduğunu söyledi.
       2002’nin Türkiye’nin pekçok alanda ön alması gereken bir yıl olduğunu vurgulayan Kayhan, “2002’de hükümet mevcut olumlu ortamdan yararlanarak sektörel bazda ayrıntılara inen, kararlı ve kalıcı adımlar atarak, yıllardır ülkeyi kemiren popülizm tuzaklarına düşmeden krizden çıkışı kesinleştirmek zorunda” dedi.
       Bunu yaparken kriz sonrasını da düşünüyor olmak gerektiğini ifade eden Kayhan, ekonomide yeniden büyüme dönemine geçilmesinin artık kendileri için yeterli olmadığını, Türkiye’nin kalkınma konusunda da ne istediğini bilen, belirli bir strateji dahilinde hareket eden, alternatif senaryolar geliştirmiş bir anlayışla kriz sonrasına bakması gerektiğini söyledi.
       
  Karamehmet ve Zorlu TÜSİAD üyesi
TÜSİAD'ın üye sayısı 40 yeni üyeyle 469'a çıktı. TÜSİAD'ın yeni üyeleri arasında Çukurova Grubu'nun Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, Zorlu Grubu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Koç'un yeni CEO'su Bülend Özaydınlı, İş TİM Genel Müdürü Giuseppe Farina ile Yapı Kredi, Akbank, Pamukbank ve Arçelik genel müdürleri de yer aldı. TÜSİAD'ın yeni üyeleri şöyle:
Ünal Aysal-Unit International S.A., Kamil Barlın-Barsan Global Lojistik, Mahir Bayyurdoğlu-Anadolu Sigorta, Şefik Birkiye-Atelier d'Art Urbain, Nevzat Bor-Gimat Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş., Bülent Bulgurlu-Koç Holding A.Ş., Atilla Cömert-Cömertler Matbaacılık, Orhan Emirdağ-Pamukbank, Zeynel Abidin Erdem-Erdem Holding, Nurettin Eroğlu-Eroğlu Şirketler Grubu, Nedim Esgin-Arçelik A.Ş., Rüstem Eyüboğlu-Eyüboğlu Eğitim Kurumları, Giuseppe Farina-İŞ-TİM, Alessandro Guerrera-ENI S.P.A., Paul Helderman-British American Tobacco, Alp Karaağaç-Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Mehmet Emin Karamehmet-Çukurova Holding A.Ş., Dinç Kızıldemir-Pega Ltd.Şti., Akın Kozanoğlu-Akbank, Zafer Kurtul-Akbank, Sibel Kutman-Doluca A.Ş., Vefa Küçük-Cenk Demir Sanayi ve Ticaret A.Ş., William Lamb-Commercial Union Hayat Sigorta A.Ş., Maurizio Magnabosco-Fiat International S.P.A., Murad Megalli-J.P. Morgan, Remzi Mirdoğan-Miele Ltd. Şti., Osman Okyay-Kale Kalıp A.Ş., Ahmet Şefik Öngün-Gantek Bilgisayar Danışmanlık Servis Ticaret A.Ş., Bülend Özaydınlı-Koç Holding A.Ş., Nihat Özdemir-Limak İnşaat, Orhan Özokur-Anadolu Gıoda Sanayi A.Ş., Gilles Serra-Credit Agricole Indosuez Türk Bank A.Ş., Naci Sığın-Yapı ve Kredi Bankası, Tunç Turgut-Fako İlaçları A.Ş., Gülden Türktan- ABB Elektrik Sanayi A.Ş., Mehmet Yılmaz Ulusoy-Ulusoy Denizcilik A.Ş., Murat Ülker-Yıldız Holding, Bülent Yıldırım-Koç.Net Haberleşme Teknolojileri ve İletişim Hizmetleri A.Ş., Ahmet Nazif Zorlu-Zorlu Holding/Vestel A.Ş., Ahmet Yalçın-Accenture Danışmanlık Ltd.Şti.

       
ÖZTRAK VE SERDENGEÇTİ’DEN PANEL
       Bu arada, Hazine Müstaşarı Faik Öztrak ve Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, TÜSİAD üyelerine 2002 yılı ekonomik programını anlattılar.
       TÜSİAD Başkan Yardımcısı Aldo Kaslowski, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin, yerli-yabancı banka ayrımı olmadığını söylediğini bildirdi.
       Kaslowski, Bankacılık Yasası’na ilişkin sorular üzerine de, “Bu uygulama şeffaf olduğu sürece, açık olduğu sürece ben inanıyorum ki hataları da düzelir ve düzelmesi de gerekir. Yani pişman etmeyelim dürüst çalışanı... Açık olması lazım. Kim alacak? Bunların bilinmesi lazım. İyi çalışan, dürüst çalışan banka da var. Bu problemleri olmayan banka da var. O ne diyor? O ne diyecek? Bütün bunlar çok önemli” diye konuştu.
       TÜSİAD eski Başkanı Erkut Yücaoğlu da, Öztrak ve Serdengeçti’nin farklı birşey açıklamadığını belirtirken, “Dalgalı kura devam, zaman içinde bir enflasyon hedeflemesini gidileceğini söylüyorlar. Yapısal reformların devam edeceğini, makro hedeflere dikkat edileceğini ve yüzde 3-4 gibi bir büyüme beklediklerini ifade ettiler” dedi.
       Yücaoğlu, “Kurda bir istikrar görüyoruz. Eğer enflasyonda da düşme devam edecekse, o zaman tabii olarak bu dalgalanmanın da daha sınırlı bir dalgalanma olması mümkün diye düşünüyoruz” dedi.
       
ARAŞTIRMA YELPAZESİ GENİŞ
       Öte yandan, TÜSİAD bu yıl kayıtdışı ekonomiden savunma sanayine, eğitimden teknolojiye kadar birçok alanda araştırma yapacak. TÜSİAD Genel Sekreteri Haluk Tükel’in Genel Kurul’da verdiği bilgiye göre, derneğin bütçesi ve örgüt gücün her yıl 15-20 rapor ve 50 yayın üretmesine imkan veriyor.
       Ekonomik ve Mali İşler Komisyonu bünyesinde, Türkiye’de enflasyonla mücadele ve orta vadede yeni bir dezenflasyon stratejisi, Türkiye’deki yapısal dönüşüm hükümet sorunları, Tüketici Güven Endeksi oluşturulması, Türkiye’deki kayıtdışı ekonomi ve yaşlanan nüfusla ilgili araştırmalar yapılacak.
        Sanayi İşleri Komisyonu, 4 araştırma gerçekleştirecek. Bunlar, rekabet politikaları, Trans Avrupa ulaşım ağı, dünyadaki savunma sistemi ve Türkiye’nin bu sistem içindeki yeri ile çeşitli sektörlerin rekabet güçlerinin karşılaştırılması olarak belirlendi.
       Sosyal İşler Komisyonu da, sosyal güvenlik sorunu, işgücü piyasalarının işleyişi, orta dereceli okullara kitap çalışması ve gıda sektörüyle ilgili bir anket çalışması yapacak. Bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu, bilişim ve teknolojiyle ilgili 2 çalışma öngörürken, Dışişleri Komisyonu, bu yıl ABD ve Türkiye arasındaki ilişkileri inceleyecek.
       Parlamento İşleri Komisyonu da, düzenleyici kurulların hesap verebilirliği konusunda bir çalışma yapacak. Genel Sekreter Tükel, TOBB ve TİSK’le de ortak bir çalışma içerisinde olduklarını bildirdi.
       
KÖLÜK HAYSİYET DİVANINA GÖNDERİLECEK
       Bu arada, TÜSİAD Başkanı Özilhan, cinayet suçundan kardeşiyle birlikte gözlem altına alınan TÜSİAD üyesi Cemal Kölük’ün suçlu olması halinde üyelikten çıkarılması için Haysiyet Divanı’na gönderileceğini açıkladı.
       Özilhan, üyeyle ilgili herhangi bir problem yaşanması halinde Yönetim Kurulu ve Haysiyet Divanı gibi birtakım mekanizmaların çalıştığını belirterek, Cemal Kölük’ün TÜSİAD üyesi olup olmadığını bilmediğini, baktıktan sonra Yönetim Kurulu’nun gerekli kararı vereceğini vurguladı. Tuncay Özilhan, şöyle dedi:
       “Bu konu bana göre bir adi vaka hadisesidir. Tabii ki inceleyeceğiz. Üyemiz ise de Yönetim Kurulu olarak Haysiyet Divanı olarak gerekli adımları atacağız. Eğer ispatlandıysa, hakikaten suçluysa Haysiyet Divanı’na göndereceğiz.”
       
  TÜSİAD'ın bütçesi 6.2 trilyon lira
TÜSİAD'ın 2002 yılı bütçesi, 6 trilyon 191 milyar lira olarak belirlendi. TÜSİAD Genel Kurulu'nda, üyelik aidatlarının dolar yerine TL bazında ödenmesi önerisi kabul edilmedi.
Genel Sekreter Haluk Tükel'in verdiği bilgiye göre, 6 trilyon 191 milyar lira olan 2002 yılı bütçesinin 4 trilyon 891 milyar lirasının gelirler katılım payları, 568 milyar lirasının giriş aidatları, 325 milyar lirasının faiz ve kur farkı gelirleri, 81 milyar lirasının diğer gelirler ve 325 milyar lirasının da teknoloji kongresi ve ödüllerinden oluştuğunu belirtti.
Bütçenin 1 trilyon 527 milyar lirası tanıtım ve araştırma harcamaları, 520 milyar lirası TÜSİAD'ın çeşitli kurumlala ortak girişimleri, 1 trilyon 584 milyar lirası personel harcamaları, 154 milyar lirası dernek aidatları, 487 milyar lirası cari giderler, 203 milyar lirası yatırım giderleri, 666 milyar lirası Washington, 771 milyar lirası Brüksel, 276 milyar lirası da Ankara Temsilciliği giderleri için ayrıldı. Genel Kurul'da, 2002 yılı bütçesi üyelerce kabul edildi.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları