| | | Programın Nisan ayında açıklandığını, Mayıs ayında da dış finansman sağlandığını ifade eden Derviş, Daha sonra hem kararlılıkla uygulanan disiplinli maliye ve para politikalarının hem de yapısal reformlara ilişkin olarak TBMMnin yoğun mesaisi ile oluşturulmaya başlanan yasal altyapının da etkisiyle önemli aşamalar kaydedilmiştir dedi.
Derviş, ekonomik sıkıntıların aşılması yolunda ilk sinyallerin Haziran başlarında gelmeye başladığını ancak ilerleyen dönemde yaşanan bazı siyasi tartışmalar nedeniyle oluşturulmakta olan güven ikliminde biraz gecikme olduğunu belirtti.
11 EYLÜL OLUMSUZ ETKİLEDİ
Ekonomide Temmuz sonlarından itibaren yeniden iyileşme emarelerinin arttığını ancak bu kez de 11 Eylül olaylarının dünya genelinde yaşanan etkisinin Türkiyeye de yansıdığını kaydeden Derviş, şöyle devam etti:
Türkiye, 11 Eylül olayları döneminde hem gerekli para politikalarını devreye sokmuş hem de disiplinli maliye politikaları ve yapısal reformlar konusundaki kararlılığından ödün vermemiştir. Geçen sürede ve 2002 yılından itibaren gelecek döneme ilişkin olarak program uygulaması konusundaki kararlılığın sürmesi de iç ve dış camiada Türkiyeye yönelik güveni artırmıştır. Bunun sonucunda da Türkiye 11 Eylül olaylarının neden olacağı finansman açığını kapatmak üzere, IMF başta olmak üzere uluslararası mali kuruluşlardan ve mali piyasalardan çok büyük miktarlarda ek kaynak sağlama imkanına kavuşmuştur.
KUR REJİMİ REKABET GÜCÜNÜ ARTIRDI
Devlet Bakanı Derviş, uygulanan serbest kur rejiminin, hem dış şoklara karşı esneklik hem de ihracat açısından rekabet gücü sağladığını belirterek, şunları kaydetti:
Türkiyede, geçmiş krizlerden de ders çıkararak, bankacılık başta olmak üzere kararlılıkla uygulanmakta olan yapısal reformlar, geleceğe daha güvenle bakmamıza imkan yaratmaktadır. Türkiye, izlediği kararlı maliye politikaları sonucunda ekonomik daralma ortamında bile sağladığı yüksek faiz dışı fazla ve ödemelerinin altındaki düzeyde gerçekleşen yeni borçlanmalarıyla hem iç hem de dış piyasalara borcunu rahatça çevirebileceği mesajını verebilmektedir. IMF başta olmak üzere dış mali camiadan sağlanan çok önemli düzeylerdeki ek mali destekler de program uygulamasındaki bu kararlılıkların sonucudur.
SÜRDÜREBİLİR BÜYÜMEYE HAZIRLANIYORUZ
11 Eylül olaylarının da olumsuz etkisiyle, pek çok dünya ekonomisinin 2002 yılında ciddi ekonomik durgunluk riski ile karşı karşıya bulunmasına rağmen, Türkiyenin, 2002 yılında, yeniden sürdürülebilir büyüme sürecine girmeye hazırlandığını bildirdi. Derviş, şöyle devam etti:
Bu konuda dışarıda Türkiyeye olan inancın, yakın geçmişten itibaren artık iç piyasalarda ve kamuoyunda da yerleşmeye başladığını görmek umut vericidir. Türkiye artık geçmiş krizleri aşma yolunda önemli mesafe katetmiştir. Program sonucunda da artık bir daha krize girme riskini tamamıyla bertaraf etmiş olacaktır. Bunun sonucunda nihai hedef de sürdürülebilir büyüme ve refah toplumuna ulaşmak olacaktır.
Devlet Bakanı Derviş, ilkbahar aylarında yaptığı Yaza kadar bu işin düzelebileceği yolundaki ifadeler ile siyasi anlam taşıyabilecek bazı sözleri sarf etmesini hata olarak değerlendirdiğini ve bu konularda özeleştiride bulunduğunu hatırlattı. Derviş, İnsani nitelik taşıyan, ancak yoruma ve bakış açısına göre farklı olarak değerlendirilebilecek sözkonusu hatalarımın ekonomiye herhangi bir maliyeti olmamıştır görüşünü dile getirdi. | |