|
|
10 Ocak Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, DSP grup toplantısında, bankalar yasa tasarısı ile ilgili olarak bilgi verdi. Derviş konuşmasında Türk ekonomisinde yaşananları bir otoyol örneği ile açıkladı ve Bu otoyolda, hızlı gitmeliyiz. Kaza riskini de gözönüne almalıyız dedi. Derviş, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada da, Amacımız finans sektörünün yabancı sermaye eline geçmemesi dedi. |
Derviş, düzenleme ile kamu bankalarının görev zararlarının en aza indirileceğini vurguladı. Derviş 2001 yılında Türkiye, dünyada ihracatı en fazla artmış ülke olacak, bu ciddi başarı diye konuştu. EKONOMİNİN ŞOFÖRÜ Derviş, Esas Şoför Başbakan ama ekonomi arabasının da bir şoföre ihtiyacı var. Viraja girerken 15 kişi (gaza basalım, yok frene basalım) derse araba tepe taklak gider dedi. Küresel ekonomiyi otoyola benzeten Derviş, bu yolun ülkelere büyük fırsatlar verdiğini, ancak aynı zamanda büyük tehlikeler içerdiğini anlattı. Kemal Derviş, bu otoyolda hem hızlı gitmek gerektiğini ama kaza olmaması için de gerekli önlemleri alınmasının şart olduğunu belirterek, uygulanmakta olan programın da ekonomi arabasını devirmemek için önlemler içerdiğini söyledi. Derviş, 2002 yılının toplumu refaha götürecek bir yıl olabileceğini de kaydederek, sorunun henüz tam olarak çözülmediğini, borç yükünü 18 ayda kaldırmanın mümkün olmadığını, adım adım azaltılacağını anlattı. 19 BANKA ÇOK RİSKLİYDİ Devlet Bakanı Derviş, 19 bankanın, öz sermayelerini yitirip, vatandaşın mevduatı ile faaliyetlerini yürütmeye başlamaları üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiğini kaydederek, bu bankaların sistemde kalmalarının çok riskli olduğunu bildirdi. Kemal Derviş, öz sermayesini yitiren başka banka olursa bunların da Fona alınacağını kaydetti. FİNANS SEKTÖRÜNDE YABANCI SERMAYE Derviş, daha sonra TBMM Genel Kurulunda da milletvekillerinin tasarıya yönelik eleştirilerini de yanıtladı. Derviş, Yabancı sermayenin bir miktar bu sektöre gelmesi yararlıdır. Ancak asıl amacımız, finans sektörünün kolay yoldan ve ucuza yabancı sermayenin eline geçmemesidir dedi. Derviş, tasarı hazırlanırken Uluslararası Para Fonunun ikna edildiğini belirterek, Bu yerli malı bir düzenlemedir, dışardan gelen bir düzenleme değildir dedi. Derviş, Devlet kimsenin cebine para koymayacak, bankacılık sistemine geçici olarak şeffaf bir şekilde destek olacak diye konuştu. Derviş, şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da sermayesini tamamen yitiren bankaların yine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredileceğini vurguladı. Burada bir haksızlık yok diyen Derviş, bankalara kaynak aktarmanın şeffaf bir şekilde yapılacağının altını çizdi. BANKACILIK ARAÇ, ASIL HEDEF REEL SEKTÖR Asıl hedefin reel sektör olduğunu kaydeden Derviş, yapılan operasyonların tamamen şeffaf olması gerektiğine de dikkati çekti. Kemal Derviş, bankacılık sektörünün sağlıklı bir yapıya kavuşturulması için Devletin de bir miktar fedakarlık yapacağını kaydetti. YENİ KRİZ YAŞANMAMASI İÇİN Derviş, TBMM Genel Kurulunda tasarının bütünü üzerine getirilen eleştirileri yanıtlarken de Türkiyedeki finans sektörünün sağlamlaşmasının yeni bir kriz yaşanmaması için ön koşul olduğunu anlattı. Derviş, bankacılık sisteminin birkaç ay içinde denetiminin yapılmasıyla bunun sağlanabileceğini belirterek, şunları kaydetti: Bu şeffaf durum yaratıldığı zaman krizden doğan bazı zaaflar (hortumculuktan veya suç işlemekten değil) varsa bu zaafları da bir ölçüde devletin desteğiyle bir an önce ortadan kaldırmak gerekir. Devlet kimsenin cebine hediye, para koymayacak. Devlet, şeffaf bir şekilde ulusal bankacılık sistemine geçici olarak destek olacak. GEÇİCİ KAYNAK Derviş, bunun ön koşulunun sermaye yeterlilik oranını yüzde 5e çıkarıncaya kadar bir kaynak konulması olduğunu belirterek, Devlet bu ancak bu kaynağa kadar ek bir destek sağlayacak. Onu da kağıt vererek sağlayacak, geçici olarak hissedar olmak kaydıyla sağlayacak dedi. Bu operasyondan sonra, Haziran ayı sonuna kadar Türkiyedeki özel bankacılık sisteminin, uluslararası ölçüt olan yüzde 9luk sermaye yeterlilik oranına ulaşacağını anlatan Derviş, bu sayede bankaların dışarıdan daha rahat kredi bulabileceğini, reel ekonomiye daha rahat kaynak sağlayabileceğini söyledi. Derviş, tasarı hazırlanırken, banka sahibine düşen ana sermaye katkısının geçici olarak krediyle sağlanması imkanının öngörüldüğünü belirterek, şöyle konuştu: Kamuoyundaki tepkileri de dikkate alarak, böyle bir sermaye artışını uygun görmüyoruz. Değişiklikle banka sahibinin koyacağı payı tamamen kendisinin finanse etmesi gereğini getiriyoruz. Yani, kamu 1 koyacaksa banka sahibi de 1 koyacak ve bunu tamamen kendisi finanse edecek. Bunun böyle daha doğru olacağını düşünüyoruz. Bakan Derviş, tasarının tamamen yerli malı olduğunu dile getirerek, IMFye bu düzenlemeyi güç kabul ettirdik. (Dışarıdan empoze ediliyor) diye bir şey yok dedi. Derviş, Türkiyenin 2000 yılını 10 milyar dolara yaklaşan cari işlem açığı olduğunu, 2001in ise 2 milyar doları aşan cari işlemler fazlasıyla bitirdiğini, ihracatın yüzde 14ye yakın arttığını kaydetti. Bakan Derviş, bu gelişmenin krizin boyutunun bitmesinde çok önemli olduğunu, faizlerdeki düşüş ve borsadaki artışın bunun bir göstergesi olduğunu dile getirdi. DERVİŞİN DOĞUM GÜNÜ Birleşimi yöneten Meclis Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Dervişi kürsüye davet ederken Sayın Bakanın da doğum gününü kutluyorum dedi. Dervişin Yaşlanıyoruz karşılığını vermesi üzerine, Sökmenoğlu konuyu televizyondan öğrendiğini belirterek, Yaşlanma değil tekabül yılı şeklinde konuştu. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||