|
|
Bize göre bir ekonominin en temel sorunu üretim ve istihdam kaybıdır. Eğer ekonomik büyüme gerçekleşiyorsa bir önceki yıla göre daha fazla istihdam ve üretim artışı sağlanmış demektir. 2002 yılı için hem ekonomi yönetiminin hem de ekonomistlerin tahmini yüzde 2-3 civarında bir büyümedir. Bizimde katıldığımız bu tahmin 2002 yılının 2001 yılından daha iyi olacağına ilişkin öngörümüzün nedenidir. Olumlu olan bu genel ve göreli öngörümüzün detaylarında olumsuzluklar da bulunmaktadır. Birincisi, ekonominin yüzde 8 civarında daraldığı bir yılın ardından yüzde 3 büyümesi kayıpların ancak az bir bölümünün telafi edilmesi anlamını taşımaktadır. 2002 yılı kayıpların önemli oranda devam ettiği bir yıl olacaktır. RESESYON TANIMIMIZ NE? İkincisi, ekonomilerin resesyon tanımına ilişkindir. Normal koşullarda 6 ay boyunca sürekli negatif büyüyen bir ekonomi resesyonda sayılır. Bu anlamda, Türkiye ekonomisi pozitif büyümeye geçeceği 2002 yılında resesyondan çıkmış olarak değerlendirilebilir. Fakat, resesyonun tanımına ilişkin son dönemlerde bir tartışma bulunmaktadır. Bir ekonominin ortalama büyüme hızının altında kalması ya da son dönemlerdeki büyüme hızının önemli oranda altında kalması da ekonominin resesyonda olması şeklinde yorumlanmaktadır. Buna göre, ortalama büyüme hızı yüzde 4,5 civarında olan Türkiye ekonomisinde, bu oranın altında bir büyüme resesyona benzer bir etki göstermektedir. Türkiye ekonomisinin yüzde 4,5in altında büyüdüğü yıllar ekonomik ve siyasi açıdan sıkıntılı yıllar olmuştur. Üçüncüsü, ekonomik büyüme ve daralmayı toplumun tüm kesimleri eşit olarak yaşamamaktadır. 2001 yılındaki daralmadan en fazla zararlı çıkanlar özel sektör finans ve reel kesim çalışanları olmuştur. 2002 yılında göreli olarak daha kötü hissedecek kesimler kamu çalışanları ve tarım sektörü olacaktır. SİYASETTE DE REFORM GEREKİYOR Dolayısıyla 2002 yılı daha iyi olacak öngörüsü ne ekonominin çok iyi olacağı ne de herkes için iyi olacağı anlamını taşımamaktadır. Bu yıl, 2001 yılına göre daha iyi, fakat zor olmaya devam edecek bir yıl olacaktır. Söz konusu zorluk, sadece ekonominin yeterince üretim ve istihdam yaratamaması değil, Türkiyede siyasette yaşanması gereken değişim üzerinedir. Son 6-7 yıldır yaşadığımız krizler sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasidir. İçinde bulunduğumuz günlerde işin ekonomik boyutu öndedir. Fakat, geleceğe ilişkin umutlu olabilmemiz için siyasette bir reformun mutlaka yaşanması gerekiyor. Türkiye ekonomisinin kalıcı ve hızlı büyümesi asıl o zaman başlayacaktır. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||