Home page

Haber Menüsü


Tayfun Öneş
 
BABALAR ve OĞULLARI...
 
Bugünlerde aynı soy ağacından aynı spor bahçesine dökülen olgun meyveler konusunda pistlerde Schumacher, kortlarda Williams güzellikleri yaşanmakta...
 
Tayfun Öneş
NTV-MSNBC
 
2 Temmuz—  Diğer spor dallarında olduğu gibi futbol dünyası da “bireyin sportif yetenekleri kalıtımsaldır” iddialarını doğrulayan örneklerle dolu. Herkes tarafından önceden iyi bilinen bir soyadıyla bonservisini eline alıp yeşil sahalara adım atmak “erken kabul görmek” anlamında çoğu kez bir avantajdır da bu avantajın “hep diğeriyle karşılaştıtılmak ve onun gölgesinde solup gitmek” gibi illet bir sevimsizliği de vardır.

   
 
       
    MSNBC News Yazarlık patladı, peki ya okuyuculuk?
MSNBC News Onu yazmazsam olmaz...
MSNBC News Sarı-lacivertliler erdi muradına...
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Örneğin bir zamanlar Hollanda ulusal futbol takımının kahramanları niteliğindeki Rene ve Willy Kerkhof kardeşler (ya da şimdilerde Frank ve Ronald De Boer’ler) aile içi rekabetten birbirine denk kabiliyet ve şöhrette nemalar çıkartabilen isimlerdir de, aynı şey Karl Heinz ile Michael Rummenige için pek mümkün olmamıştır işte. Michael’in rakip ceza alanı içinde topla her buluşmasında Alman futbolseverlerin gözlerindeki “hadi ağabeyin Karl Heinz gibi vur” beklentisi, sanki Michael için tutkluk yaratan bir “kem göz” nazarı olmuştur hep. Türkiye’deki yabancılar için buna benzer en iyi örnek de: Trabzonsporlu Gürcü kardeşler Şota ve Arçil’dir. Şota performansın ve golcülüğün ta kendisiyken, yanından ayırmadığı Arçil, sanki onun bonservisindeki KDV olmaktan öteye gidememiştir.
       Bir de babalar ve oğulları var... Dünyaca ünlü futbolculardan ve onlara özenip aynı yolda gitmeye uğraşan oğullarından bazılarını hatırlayalım, eskilerin tabiriyle “boynuz kulağı geçer” olmuş mu görelim.
       
ARMUT DİBİNE DÜŞER...
       PELE’ler :
       1363 maçta 1281 gol kaydeden, Brezilya milli takımıyla 3 dünya şampiyonluğu yaşayan ve dünyada “tüm zamanların en iyi oyuncusu” seçilen bir baba... Oğlu Edinho’nun onu geçmek için ne kadar şansı olabilir ki? Buna bir de trafik kazası şanssızlığı eklenmiş. Santos takımında kaleciyken, 1999’da ölüme sebebiyet verdiği için suçlu bulunmuş ve futbolu erken bırakmak zorunda kalmış.
       DALGLISH’ler :
       Kenny Dalglish 70’li ve 80’li yıllarda en hızlı dönemini yaşayan Liverpool’un orta sahasının beyni olmuş. Futbolu bıraktıktan sonra Blackburn Rovers takımının başına geçmiş ve kulübü 81 yıllık tarihinde ilk kez İngiltere şampiyonu yapmış. Oğlu Paul başlarda geleceğin Kenny’si sıfatıyla dikkat çekmiş. Bir süre Liverpool ve Newcastle’da oynamış. Şimdilerde 2. Lig takımlarından Wigan Athletic’de top koşturuyor.
       MALDİNİ’ler :
       Cesare Maldini’nin uzun futbol hayatında bir tek kulüp olmuş : AC Milan. Burada İtalya ve Avrupa Şampiyonu olmuş. 1998’de ulusal takımın başına geçtiğinde oyuncuları arasında oğlu Paolo da varmış. “Varmış” diyoruz ama aslında hala var ve babasının birer kez İtalya ve Avrupa şampiyonluklarına karşın Paola şimdiden İtalya’da 6 kez, Avrupa’da 3 kez şampiyonluk tatmış bir isim. O da babası gibi (milli formanın haricinde) AC Milan’dan başka futbol forması bilmiyor.
       CRUYFF’lar :
       Johan Hollanda’nın dünya futboluna armağan ettiği en mükemmel futbolcu olarak biliniyor. Onun futbolculuk sonrası kariyeri de müthiş. Ajax’ta ve Barcelona’da imza atmadığı başarı yok. Katalanlar için bir efsane olmaya başladığı teknik direktörlük döneminde oğlu Jordi’yi de İspanyol takımına soktu. O Barcelona’dan ayrıldıktan bir süre sonra Jordi de Manchester United’a geçti ama orada pek parlak bir dönem geçirdiği söylenemez. Şimdi tekrar İspanya’da, Alaves’te. Alaves’in UEFA kupasında kimsenin beklemediği bir performansla finale çıkmasında Jordi’nin de rolü oldu.
       BECKENBAUERler :
       İşi çok zor olan bir oğul daha... Baba (Franz) Beckenbauer şu ana kadar dünya kupasını hem oyuncu (1974) hem de teknik direktör olarak (1990) kazanabilen tek isim. Şu sıralar da Bayern Münih’in başkanı. Oğlu Stefan 1998’de dizinden sakatlanınca belki de ona yetişme(!) stresinden kurtulmuştur. Stefan da sonunda antrenör oldu, Bayern Münih’in genç takımının başında...
       DJORKAEFler :
       Jean 1964 ve 1972 yılları arasında 46 kez Fransız milli formasını giyme başarısını göstermiş bir isim. Oğlu Youri şimdiden 69 kez milli olmuş durumda ve henüz bu serüveni noktalamadığını söylüyor. Fransa’nın 1998 Dünya, 2000 Avrupa Şampiyonluğunda yer aldı, “2002’de Japonya ve Kore’deki şampiyonaya seyirci olarak gitmeyeceğim” diyor.
       SAMMER’ler...
       Klaus Sammer - Matthias Sammer Alman futbol zincirinde babadan oğul’a, doğudan batı’ya geçiş halkalarına örnek... Baba Doğu Almanya’nın en iyi oyuncularından biriyken emekli olup “en başarılı antrenör” sıfatını alıyor. Oğul Matthias da Berlin duvarı yıkılınca Batı’ya geçiyor, Borrussia Dortmund’da futbolcu olarak kariyerine bir Avrupa Şampiyonluğu ekliyor. O da 1999’da emekli olduktan sonra, bu kez Dortmund’da antrenör olarak görev yapmaya başladı.
       CLOUGH’lar...
       Brian Clough İngilizlerin rekortmen futbolcularından. Middlesbrough ve Sunderland’da 274 lig maçında 251 gol atarak rekor kırmış. Nottingham Forest’ın başına hoca olduğunda bu kulübü 2 kez Avrupa Şampiyonu yapmış. Oğlu Nigel’e Nottingham’ın hocasıyken forma vermiş. Nigel babasının rekoruna ulaşamasa da İngiliz milli takımına kadar yükselmiş, şimdilerde onun izinden gitmeye devam ediyor. Henüz 1. Lige çıkmamış olan Burton Albion’un teknik direktörü.
       
 
       
    MSNBC News Bu-ra-sı Tür-ki-ye bur-da in-saf yok !
MSNBC News Waldir Pereira Didi...
MSNBC News Bir derbinin ardından
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları