|
|
Yazarlık patladı, peki ya okuyuculuk? Onu yazmazsam olmaz... Sarı-lacivertliler erdi muradına... |
|||
Örneğin bir zamanlar Hollanda ulusal futbol takımının kahramanları niteliğindeki Rene ve Willy Kerkhof kardeşler (ya da şimdilerde Frank ve Ronald De Boerler) aile içi rekabetten birbirine denk kabiliyet ve şöhrette nemalar çıkartabilen isimlerdir de, aynı şey Karl Heinz ile Michael Rummenige için pek mümkün olmamıştır işte. Michaelin rakip ceza alanı içinde topla her buluşmasında Alman futbolseverlerin gözlerindeki hadi ağabeyin Karl Heinz gibi vur beklentisi, sanki Michael için tutkluk yaratan bir kem göz nazarı olmuştur hep. Türkiyedeki yabancılar için buna benzer en iyi örnek de: Trabzonsporlu Gürcü kardeşler Şota ve Arçildir. Şota performansın ve golcülüğün ta kendisiyken, yanından ayırmadığı Arçil, sanki onun bonservisindeki KDV olmaktan öteye gidememiştir. Bir de babalar ve oğulları var... Dünyaca ünlü futbolculardan ve onlara özenip aynı yolda gitmeye uğraşan oğullarından bazılarını hatırlayalım, eskilerin tabiriyle boynuz kulağı geçer olmuş mu görelim. ARMUT DİBİNE DÜŞER... PELEler : 1363 maçta 1281 gol kaydeden, Brezilya milli takımıyla 3 dünya şampiyonluğu yaşayan ve dünyada tüm zamanların en iyi oyuncusu seçilen bir baba... Oğlu Edinhonun onu geçmek için ne kadar şansı olabilir ki? Buna bir de trafik kazası şanssızlığı eklenmiş. Santos takımında kaleciyken, 1999da ölüme sebebiyet verdiği için suçlu bulunmuş ve futbolu erken bırakmak zorunda kalmış. DALGLISHler : Kenny Dalglish 70li ve 80li yıllarda en hızlı dönemini yaşayan Liverpoolun orta sahasının beyni olmuş. Futbolu bıraktıktan sonra Blackburn Rovers takımının başına geçmiş ve kulübü 81 yıllık tarihinde ilk kez İngiltere şampiyonu yapmış. Oğlu Paul başlarda geleceğin Kennysi sıfatıyla dikkat çekmiş. Bir süre Liverpool ve Newcastleda oynamış. Şimdilerde 2. Lig takımlarından Wigan Athleticde top koşturuyor. MALDİNİler : Cesare Maldininin uzun futbol hayatında bir tek kulüp olmuş : AC Milan. Burada İtalya ve Avrupa Şampiyonu olmuş. 1998de ulusal takımın başına geçtiğinde oyuncuları arasında oğlu Paolo da varmış. Varmış diyoruz ama aslında hala var ve babasının birer kez İtalya ve Avrupa şampiyonluklarına karşın Paola şimdiden İtalyada 6 kez, Avrupada 3 kez şampiyonluk tatmış bir isim. O da babası gibi (milli formanın haricinde) AC Milandan başka futbol forması bilmiyor. CRUYFFlar : Johan Hollandanın dünya futboluna armağan ettiği en mükemmel futbolcu olarak biliniyor. Onun futbolculuk sonrası kariyeri de müthiş. Ajaxta ve Barcelonada imza atmadığı başarı yok. Katalanlar için bir efsane olmaya başladığı teknik direktörlük döneminde oğlu Jordiyi de İspanyol takımına soktu. O Barcelonadan ayrıldıktan bir süre sonra Jordi de Manchester Uniteda geçti ama orada pek parlak bir dönem geçirdiği söylenemez. Şimdi tekrar İspanyada, Alaveste. Alavesin UEFA kupasında kimsenin beklemediği bir performansla finale çıkmasında Jordinin de rolü oldu. BECKENBAUERler : İşi çok zor olan bir oğul daha... Baba (Franz) Beckenbauer şu ana kadar dünya kupasını hem oyuncu (1974) hem de teknik direktör olarak (1990) kazanabilen tek isim. Şu sıralar da Bayern Münihin başkanı. Oğlu Stefan 1998de dizinden sakatlanınca belki de ona yetişme(!) stresinden kurtulmuştur. Stefan da sonunda antrenör oldu, Bayern Münihin genç takımının başında... DJORKAEFler : Jean 1964 ve 1972 yılları arasında 46 kez Fransız milli formasını giyme başarısını göstermiş bir isim. Oğlu Youri şimdiden 69 kez milli olmuş durumda ve henüz bu serüveni noktalamadığını söylüyor. Fransanın 1998 Dünya, 2000 Avrupa Şampiyonluğunda yer aldı, 2002de Japonya ve Koredeki şampiyonaya seyirci olarak gitmeyeceğim diyor. SAMMERler... Klaus Sammer - Matthias Sammer Alman futbol zincirinde babadan oğula, doğudan batıya geçiş halkalarına örnek... Baba Doğu Almanyanın en iyi oyuncularından biriyken emekli olup en başarılı antrenör sıfatını alıyor. Oğul Matthias da Berlin duvarı yıkılınca Batıya geçiyor, Borrussia Dortmundda futbolcu olarak kariyerine bir Avrupa Şampiyonluğu ekliyor. O da 1999da emekli olduktan sonra, bu kez Dortmundda antrenör olarak görev yapmaya başladı. CLOUGHlar... Brian Clough İngilizlerin rekortmen futbolcularından. Middlesbrough ve Sunderlandda 274 lig maçında 251 gol atarak rekor kırmış. Nottingham Forestın başına hoca olduğunda bu kulübü 2 kez Avrupa Şampiyonu yapmış. Oğlu Nigele Nottinghamın hocasıyken forma vermiş. Nigel babasının rekoruna ulaşamasa da İngiliz milli takımına kadar yükselmiş, şimdilerde onun izinden gitmeye devam ediyor. Henüz 1. Lige çıkmamış olan Burton Albionun teknik direktörü. | ||||
Bu-ra-sı Tür-ki-ye
bur-da in-saf yok ! Waldir Pereira Didi... Bir derbinin ardından |
|||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||