|
|
Ali Dölek: Suriye ile ticari yakınlaşma Ali Dölek: ABD'nin kredi desteği sorun yaratıyor Ali Dölek: DTÖ Cenevre'de imaj tazeledi Ali Dölek: Organize sanayi bölgeleri organize olacak mı? |
|||
Eylül ayında yakalanan bu ihracat rakamı ile 2004 yılı toplam ihracatı bugünkü tarih itibariyle 60 milyar dolara ulaştı. Yıl sonunda ihracat rakamının 75 milyar dolara ulaşacağını söylemek şimdiden mümkün görünüyor. SANAYİ İHRACATINDAKİ BAŞARI YÜZDELERİ Eylül ayı ihracat rakamında sanayi ürünleri 4.9 milyar dolarla birinci sırayı alırken, tarım ürünleri 800 milyon dolar ile ikinci sırayı, 113 milyon dolar ile madencilik sektörü de üçüncü sırayı alıyor. Sanayi ürünleri ihracatında özellikle otomotiv sektörünün atağa geçtiğini görüyoruz. Geçen yılın Eylül ayına kıyasla yüzde 50ye yakın bir artışla 980 milyon dolarlık ihracat hacmini yakalayan otomotiv sektörü, bugüne kadar Türkiyenin ihracat liderliğini yürüten hazır giyim ve konfeksiyon sektörünü yakalamış görünüyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün Eylül ayı ihracat rakamının 1 milyar doların biraz üzerinde olduğu göz önüne alınırsa otomotiv sektöründeki başarı kendisini daha da belirgin kılıyor. Sanayi ürünleri ihracatında dikkati çeken diğer alanlar ise yüzde 93lük artışla demir ve demir dışı metaller sektörü, yüzde 47lik artışla makine sektörü, yüzde 31lik artışla elektrik-elektronik sektörü. Sanayi sektörünün ihracattaki başarısı, ülke adına sevindirici. Katma değeri yüksek ürünlerde ihracat artışı, ülkede yatırımların hızlanmaya başladığının da bir işareti niteliğinde yorumlanabilir. Nitekim Ağustos ayında Hazine Müsteşarlığının dağıttığı yatırım teşvik belgesi toplamının 1,5 katrilyonu aştığı düşünülecek olursa yatırımdaki artışın devam ettiğini söylemek zor olmayacaktır. Teşvik belgeli yatırımların 2001 ve 2002 yıllarında 9 katrilyon lira civarında seyrettiğini hepimiz biliyoruz. 2003 yılında 21 katrilyon sınırını zorlayan teşvikli yatırımların bu yıl itibariyle henüz sekiz dokuz aylık dönemde 15 katrilyon liraya ulaştığını, bu durumun istihdam artışını olduğu kadar, ihracat artışını da beraberinde getireceğini söyleyebiliriz. Bu nedenle önümüzdeki sonbahar döneminde Eylül ayında yakalanan başarının devam edeceğini ve yıl sonu hedeflerinin tutturulacağını öngörmek zor değil. TARIM ÜRÜNLERİ İHRACATI Tarıma dayalı işlenmiş sanayi ürünlerindeki ihracat artış oranı ise geçen yılın Eylül ayına oranla yüzde 21 civarında. Tarımsal ürün ihracatının artış oranının yüzde 44ler seviyesinde olduğu düşünülecek olursa, sözkonusu durum Türkiyenin halen tarım ürünlerini işleyemeyen bir ülke olmaya devam ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Tarım ürünleri ihracatında Eylül rekortmeni yine fındık olarak karşımıza çıkıyor. 215 milyon dolarlık ihracat rakamı ile fındık, geçen yılın Eylül ayına kıyasla yüzde 158lik artış kaydetmiş görünüyor ki bu artış oranı, diğer ürünlere oranla rekor düzeyde birincilik koltuğuna oturmuş durumda. Kuru meyve ihracatının da geçen yılın Eylül ayına kıyaslandığında yüzde 73lük bir artış kaydederek 100 milyon dolar rakamını zorladığını gözlemliyoruz. Zeytin ve zeytinyağında yüzde 30luk, kesme çiçekte yüzde 43lük artışlar da dikkati çeken rakamlar. Ancak yaş meyve ve sebze ihracatında halen beklenen başarıyı yakalayamadığımızı söylemek hiç de zor değil. Zira bu alandaki ihracat artışı sadece yüzde 2 seviyelerinde. SATIR ARALARINDA GİZLENEN SORUNLAR Sektörlerin Eylül ihracatlarında genelde gözlemlenen artışlara karşın tütün ve deri mamulleri ihracatında ise gerileme dikkati çekiyor. Deri mamulleri ihracatında yüzde 0.2lik bir gerileme sözkonusu iken, tütündeki gerileme oldukça vahim oranlarda: yüzde 41. Bu durumun geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi tütün stoklarını artıracağını ve stok maliyetlerinden dolayı hazineden yine ciddi tutarlarda ödemeler yapılacağını öngörmek için müneccim olmaya, ya da moda tabirle fütürist ekonomik teoriler ileri sürmeye gerek yok. Sadece tarım alanında değil sanayi alanında da istatistiklerde dikkati çeken bir durumu gözden uzak tutmamak gerekiyor. Çünkü sanayi alanındaki ihracat artış başarısı sadece hazır giyim, otomotiv, demir-çelik ürünleri, elektrik ve makine sanayinde karşımıza çıkıyor. Bu alanlar dışındaki diğer sanayi ürünleri ihracatında yüzde 37lik bir gerilemenin yaşandığını görüyoruz. Diğer sanayi alanlarında da zaman içinde doğru kurgulanmış stratejiler çerçevesinde yatırımı destekleyici önlemler alınması zorunluluğu unutulmaması gereken hususların başında geliyor. Türkiyenin sürdürülebilir ihracat artışı için istikrarlı siyasi ortam kadar, istikrarlı ekonomiye ve yatırımı destekleyici teşvik politikalarına da ihtiyacı olduğunu unutmamak gerekiyor. İhracatın önündeki sorunların çözümü için gerekli yapısal reformlar gerçekleştirilmeli ki ihracattaki artışlar gün gelip de sabun köpüğü olarak yorumlanmasın. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||