|
|
Ali Dölek: NSB'lerde çözümsüzlük sürecek Ali Dölek: Korumacılıkta çifte standart Ali Dölek: Satamayınca yakıyoruz Ali Dölek: Türk tarımı nadasa yattı |
|||
İç pazardaki üretimin yetersiz kalması durumunda yerli imalat sektörünün ihtiyacı düşünülerek bazı yabancı ürünlerin mevcut gümrük vergilerinden daha düşük vergiyle belli bir dönem içinde belli miktarlarda ürün ithaline izin verilmesi olayına tarife kontenjanı adı verilir. İthalatta yabancı ülke mallarına karşı koruma önlemi olarak uygulanan ve miktar kısıtlaması olarak tanımlanabilecek olan kota uygulamalarının tam tersi olarak da düşünülebilir. Tarife kontenjanı uygulaması ağırlıklı olarak demir-çelik, tarım ürünleri türünden yerli üreticiler için hammadde niteliği taşıyan malzemeler için uygulanan bir sistemdir. Türkiyede de ağırlıklı biçimde bu sektörlerde karşımıza çıkar. MISIRDA TARİFE KONTENJANI GEREKİYOR MU? Türk tarımının son yıllarda can çekiştiğini hepimiz biliyoruz. Üretimin yetersizliği karşısında tarım ürünleri ithalatında gün geçtikçe artış kaydediliyor olması dikkatlerden kaçmıyor. Aynı artışı ve olumsuz değişimi mısırda da görüyoruz. Türkiyenin yıllık mısır ihtiyacı yaklaşık olarak 3,5 milyon ton civarında seyrediyor. Türkiye ise bu ihtiyacın ise sadece yüzde 70ini üretebiliyor. Mısırda her yıl yaklaşık 1 milyon ton civarında ithalat gerçekleşiyor. Mısırdaki yetersizlikten dolayı özellikle yem sanayinin ve dolaylı olarak da hayvancılık sektörünün zarar gördüğü gözleniyor. Bu sıkıntılardan dolayı da devlet her sene bu tarz uygulamalara gitmek zorunda kalıyor ve ithalatın önünü açmaktan başka çare bulamıyor. Mısır ithalatında tarife kontenjanı aslında yeni değil. Sözkonusu bu açıktan dolayı her yıl olduğu gibi bu yıl da öncelikle geçtiğimiz aylarda 900 bin ton tarife kontenjanı uygulanacağına ilişkin bir karar alınmıştı. Ancak bu rakamın yetersizliği karşısında geçtimiz hafta 400 bin tonluk yeni bir tarife kontenjanı kararı alınarak Resmi Gazetede yayınlandı. Önceki ilk karara göre bu ikinci son kararın bu ölçüde tepki çekmesinin gerçek sebebi, kararın mısır hasat zamanına denk gelmiş olmasından kaynaklanıyor. TEPKİNİN SEBEBİ Mısırda tarife kontenjanı uygulaması aslında yeni bir olay değil. Geçen sene mayıs aylarında da mısır için düşük vergiyle ithalat izni verilmiş idi. Ancak geçen sene olduğu gibi bu sene de tarife kontenjanı uygulamasının mısır hasat zamanına denk getirilmiş olması, özellikle küçük üreticileri zor durumda bırakacak bir uygulama olması açısından tepki çekiyor. Hasat sonrası üreticinin elinde kalacak olan veya ithal mısırdan dolayı oluşabilecek fiyat dengeleri noktasında düşük fiyatla elindeki mısırı satmak zorunda kalan üreticinin kaybını kim karşılayacak? Türkiye, tarım ürünleri üretimi noktasında yetersiz kalmaya devam ettiği müddetçe, yerli sanayi görece gelişme kaydedip hammadde ihtiyacı arttıkça ithalat kaçınılmaz gözüküyor. Üretimin geriliyor olması ve dolayısıyla ithalat artışı temelde eleştiri konusu olabilecek bir husus olmakla birlikte, şu anda kaçınılmaz görünen bu tarz uygulamaların en azından daha tutarlı bir zamanlama ile alınması temel beklentiler arasında. Tarımsal üretimin artmasına yönelik köklü, uzun vadeli, belli bir stratejiyle hareket edilerek yapılacak planlamalar yürürlükte olmadığı müddetçe, anlık çözümler kısır kalmaya devam edecek. Mısır da bu kısırlıktan nasibini almış görünüyor. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||