| | | NATO zirvesi vesilesiyle Türkiye’ye gelen ABD Başkanı George Bush’a sunulacak dosyalardan birini oluşturan NSB projesiyle ilgili taraflar arasında geçtiğimiz ay yapılan ön müzakerelerde yine netice alınamadı.
TIKANMANIN SEBEBİ TEKSTİL
Ürdün, Mısır gibi ülkelerde örneklerini gördüğümüz Nitelikli Sanayi Bölgeleri’nin Türkiye’de kurulmasına ilişkin ABD tarafının talebi bu bölgelerde tekstil olmaması yönünde. Türkiye’deki bölgelerin ağırlıklı olarak elektrik-elektronik gibi katma değeri yüksek sektörler olması yönünde eskiden beri görüş bildiren Amerikan tarafına karşılık, Türkiye’nin talebi ise bu sektörlerde mutlaka tekstilin de olması yönünde.
Türkiye’de tekstil sektörünün baskıları sonucunda kurulacak nitelikli sanayi bölgeleri üzerinden Amerika’ya vergisiz ve kotasız tekstil ürünü ihraç etmeyi düşünen Türkiye’nin bu talebine, konunun gündeme geldiği ilk günden bu yana ABD sıcak bakmıyor. Bu durum da elbette müzakerelerin tıkanmasına sebep oluyor.
ABD’nin tekstil ithalatı ve kotaları konusundaki hassasiyeti bilinen bir gerçek. Tartışmaların seyri bu nokta üzerinde toplandığı müddetçe, geçmiş dönemlerde konuyla ilgili çözümsüz biten görüşmelere yenilerinin eklenmeye devam etmesi kaçınılmaz görünüyor.
SEKTÖRLER ARASI TARTIŞMALAR
Kurulması düşünülen nitelikli sanayi bölgeleri konusunda Türk tarafında da tam bir uzlaşma sağlanabilmiş değil aslında. NSB’ler, Türkiye’de sektörleri de birbirine düşürmüş vaziyette.
Nitelikli sanayi bölgelerinin bir an önce kurulmamasında tekstil sektörünün baskılarını eleştiren diğer sektör temsilcileri, bu gecikmenin Türkiye’nin aleyhine olduğunu iddia ediyorlar. Özellikle nitelikli sanayi bölgelerinde üretilen ürünlerin İsrail üzerinden Amerika’ya gitmesi gerekliliğine yönelik proje şartının aslında Türk-İsrail ticari ilişkilerini güçlendireceğini savunuyorlar.
Ayrıca, 2005 yılında tekstil kotalarının kalkacağını hatırlatan iddia sahipleri, nitelikli sanayi bölgelerinde tekstil yatırımı yapmanın uzun vadede çok büyük fayda getirmeyeceğini bir sav olarak ortaya koyuyorlar.
Tekstil sektörü temsilcileri ise Türkiye’nin nitelikli sanayi bölgelerinden elde edeceği asıl faydanın ABD’ye tekstil ihracatı noktasında toplandığına vurgu yapıyorlar. ABD’nin kurulacak bölgelerde istemiş olduğu sektörlere yönelik üretilecek ürünlerin bu ülkeye ithalinde zaten gümrük vergilerinin çok düşük olduğunu ve bu durumun göz önüne alınması halinde NSB’lerin çok da büyük bir artısının olmayacağını ileri sürüyorlar.
ÇÖZÜMSÜZLÜK DEVAM EDECEĞE BENZİYOR
Tekstil sektörüyle paralel düşünen oda yönetimleri de bu konuda ısrar edilmesinden yana. Ancak uzlaşmacı tavırdan yana görüş bildiren kesimler ise tekstilin kabul edilmemesi durumunda en azından tekstil teknolojisine yönelik ve teknik tekstil konusuna ağırlık verilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Tabii Amerika’nın bu konuda da tavrı merak konusu.
Türk-Amerikan ilişkilerinin görece yakınlaşma eğilimi içine girdiği her dönemde gündeme gelen nitelikli sanayi bölgeleri konusu, bu gidişle çözümsüz kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Amerika’nın ısrarcı ve uzlaşma eğiliminden uzak tavrı da çözümsüzlüğü körüklüyor.
ABD’nin tutumu, açıkçası, nitelikli sanayi bölgeleri konusunda zamanında ortaya atılan bu projeyle ilgili samimiyetini şüpheye düşürüyor. Zamanında Türkiye’den değişik amaçlarla destek bekleyen Amerika’nın ağza bal çalarcasına ortaya attığı bu projeden şimdi pişman olup olmadığını bile sorgulayası geliyor insanın.
Türkiye’nin tavrının da çok net olduğu söylenemez doğrusu. Bir biçimde kurulsa da, belirsizlik ve karmaşa içinde kısır tartışmalar ortasında, uzun vadeli bir stratejiden yoksun olarak kurulacak Nitelikli Sanayi Bölgeleri’nin ne kadar nitelikli olacağı da ayrı bir tartışma konusunu oluşturuyor açıkçası. | |