|
|
Mustafa Sönmez: Bu "büyüme" sürdürülebilir mi ? Mustafa Sönmez: Medyanın açmazları ve kırılma zamanı Mustafa Sönmez: İstanbul, AKP ve CHP Mustafa Sönmez: İşsizliğin görünmeyen yüzü |
|||
Bu dönemde üç negatif büyüme yılı vardır: 1994,1999,2001. Düşük büyüme dönemi ile birlikte, istihdam artışı ortalaması da yüzde 1.5 ile çok düşüktür. Dönem büyüme ortalaması ile istihdam artış ortalaması farkı, iş yaratmada gereken asgari büyüme oranını verir. Yani yüzde 3,5 ile yüzde 1,5un farkı olan yüzde 2, yeni istihdam yaratmak için geçilmesi gereken asgari büyüme eşiğidir. Türkiye, aynı istihdamla yüzde 2 büyümeyi gerçekleştirmekte, ancak sonrasında, yani yüzde 2 büyümeyi geçtikten sonra istihdam yaratabilmektedir. Oysa bu eşik gelişmiş Batı ülkelerinde yüzde 1-1.5 aralığındadır. YÜZDE 6 BÜYÜME İHTİYACI İstihdam artışı, yüzde 2 büyüme eşiğinin ardından gerçekleşiyorsa, örneğin Türkiye önümüzdeki yıllarda ortalama yüzde 6 büyümeyi yakalayabilirse, istihdamda yıllık ortalama yüzde 4 artış sağlayacak demektir. Ne var ki, bir yandan da işgücü ordusu sürekli artmakta ve çalışabilir nüfusta ve işgücüne katılma oranındaki yıllık artış da yüzde 3,5a ulaşmaktadır. Dolayısıyla yıllık yüzde 6 büyüme, ancak işgücü ordusuna yeni katılanları emebilecek, işsizlik oranında sadece yüzde yarım azalmaya imkan verecektir. 2000deki açık işsiz nüfusu 1.4 milyon iken 2003te 2.6 milyona çıkan ve yüzde 10,5luk işsizlik oranına ulaşan Türkiyenin, bu 1 numaralı sorununu aşabilmesi için çok istikrarlı ve devamlı bir büyümeye ihtiyacı olduğu açık. Ama nasıl? Öte yandan biliyoruz ki, 1990ların başından itibaren Türkiyede büyüme, daha çok dış kaynaklarla beslenen bir özellik kazanmış durumda. Dışarıdan kaynak girişi olduğu sürece ekonomi büyümekte, bu kaynak girişi durduğu ya da tersine döndüğü durumlarda ekonomi krize girmekte küçülmektedir. Nitekim, son iki yılın büyümesinin ilkinde 6.4 milyar dolarlık IMF kredisinin, ikinci yılda da 5.2 milyar dolarlık esrarengiz kayıt dışı sermaye girişinin büyüme çarkını döndürdüğünü görmekteyiz. Bu dış kaynak girişi, 2004 ve izleyen yıllarda nereden , nasıl gerçekleşecek, bu olmayınca büyüme nasıl devam edecektir? Öte yandan yatırımların düşük seyrettiği ve milli gelir içindeki payının 1998dea yüzde 26 iken 2003te yüzde 19a gerilediği görülüyor. Verimlilik artışı sağlayıcı makine-teçhizat yatırımının ağırlık taşıdığı bu yatırım harcamaları da beklenen istihdam artışı bir yana, istihdam azalışına yol açmış görünüyor. Özetlemek gerekirse, yüzde 10.5luk işsizlik oranı ile istihdam sorunu gündemin ilk sırasına taşınmış Türkiyenin sürekli, istikrarlı büyümeye ihtiyacı var ve yıllık yüzde 6 büyüme ancak işsizlikte yüzde yarımlık bir azalmayı getirdiğine göre, düzenli olarak büyümesi yüzde 6-7lerden aşağı düşmeyen bir tempo ile işsizliğin daha fazla artmasını önlemek mümkün olacak. Ama, Türkiyenin dış kaynak girişine bağımlı bu büyüme modeli, istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyümeyi hiç mi hiç vaat etmemekte, tersine yeni küçülme belirtileri ile istikrarsızlık sinyalleri göndermekte, işsizliğin Türkiye gündeminin ilk sırasından inmeyeceğini ilan etmektedir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||