Home page
Haber Menüsü


 
İstanbul, AKP ve CHP
 
İstanbul’a çöken sonbahar, 2002’den itibaren yeniden hareketlenen sermaye birikimi sürecine karşın bahara dönüşemedi.
 
Mustafa Sönmez
NTV-MSNBC
 
15 Mart 2004—  Bir zamanlar CHP’nin kalesi sayılan İstanbul’da henüz “bir merkez sağ parti” bile denemeyecek AKP’nin yüzde 50’nin üstünde bir oy oranına doğru koşması, “İstanbul’a ne oldu?, CHP’ye ne oldu?” sorusunu da sorduruyor. İstanbul, Türkiye’deki toplam seçmenlerin yüzde 15’ine yakınına sahip. İstanbul’daki seçmenler, 1970’li yıllarda daha çok politik tercihlerini merkez soldan yana kullanmışlardı. Merkez solu temsil eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 1973 ve 1977 genel seçimlerinde, sırasıyla toplam oyların yüzde 49 ve yüzde 52’sini almıştı.

   
 
       
   
MSNBC News Mustafa Sönmez: İşsizliğin görünmeyen yüzü
MSNBC News Mustafa Sönmez: Enflasyon tek, faturası beş hane
MSNBC News Mustafa Sönmez: Adı bile konamamış bir soygun...
MSNBC News Mustafa Sönmez: Kentlerde 2,5 milyon işsiz
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  1980 sonrası dönem, tüm ülkede olduğu gibi, İstanbul’da da sosyal sınıf ve grupların sağa savrulduğu , sağ ideolojinin devlet gücü desteği ile yayılan savlarının etkilediği bir dönem oldu. Bunun sonucu olarak merkez sağın 1970’lerde yüzde 30’u bulmayan oyları, 1980’lerde merkez sağı temsil eden ANAP ile yükseldi ve 1987’de İstanbul’da yüzde 52’ye kadar çıktı. 1991’de ise bu oran yüzde 41 oldu.
       1990’larda, ekonomik krizin gelir dağılımında yarattığı tahribata merkez sağın da çözüm getirmemesinin etkisiyle, özellikle düşük ve orta gelirli bölgelerde yaşayan kesimlerden merkez dışı partilere, bilhassa İslamcı Refah Partisi’ne yönelimler hızlandı.
       1995’e gelindiğinde İstanbul’da merkez sağ, oyların yüzde 41.3’ünü alırken merkez solun oylarının yüzde 32.6’ya kadar gerilediği görüldü. Başını RP’nin çektiği merkez dışı partiler ise İstanbul seçmeninin yüzde 26’sının oylarını almışlardı. 1994’teki yerel seçimlerde İstanbul’da aldıkları oyun yüzde 30.3 olduğu dikkate alındığında merkez dışı partilerin gelişiminin durduğu sonucuna varılabilirdi.
       Buna karşılık 1995 genel seçimlerinde merkez sağ ve merkez soldaki oy düşüşünün Türkiye ortalamasının gerisinde olması, ilk elde İstanbul’da merkez partilerden uzaklaşma eğiliminin daha yavaş olduğu izlenimini veriyordu. Ama bu direç çok uzun ömürlü olmayacaktı.
       1990’lardan itibaren sıklaşan ekonomik kriz sonucu bunalan seçmenler siyasi parti tercihlerinde ” parti sadakati” ni bir kenara bırakıp, sürekli her seçimde bir partiyi denemek şeklinde bir ” omurgasız” lığa sürüklendiler. Merkez sağda yer alan ANAP ve merkez soldaki CHP, 1990’ların ikinci yarısından itibaren hızla kan kaybetmeye başlarken 1999’da DSP yüzde 30 oy oranı ile İstanbul’da birinci parti oldu.
       Onu, yüzde 21 ile Fazilet Partisi yani Milli Görüş geleneği izledi. ANAP yüzde 16, CHP yüzde 11 oranlarında oy alabildiler. Ancak 1999 sonunda başlatılan üç yıllık IMF destekli istikrar programının kitleleri yoksullaştırıcı sonuçları, 2002’de DSP ile birlikte ANAP, DYP gibi merkez sağ partileri, hatta MHP’yi baraj altına itti.
       
KRİZ VE İSTANBUL
       2001 kriz yılında ekonomi genelde yüzde 7.5 küçülürken İstanbul’da küçülme oranı yüzde 10.5’a çıkacaktı. Kişi başına gelir 2000’de, yani büyük kriz öncesinde İstanbul’da 4416 dolar iken bir yılda, yüzde 31 azalmayla 2001’de 3063 dolara düşecekti.
        Kriz öncesi , 2000’de 210 bin olan açık işsiz sayısı 2001’de 331 bine, 2002’de ise 483 bine çıkacaktı. Bunlara eksik istihdam edilenler eklendiğinde ” atıl işgücü” oranın 2000’deki yüzde 13’lük düzeyinden 2001’de yüzde 15’e, 2002’de yüzde 19,5’a, yani 611 bine çıktığı görülecekti. Bu, her 5 kişiden birinin işsiz olduğu büyük bir metropol demekti.
       Böylesi bir ekonomik yıkıma uğrayan seçmenin 2002’de reaksiyonu şaşırtıcı olmadı. IMF destekli programı yürüten koalisyon ortakları ve DYP yüzde 10 barajının altında kalırlarken, İstanbul’da Milli Görüşçü yeni AKP, merkez sağa talip olarak yüzde 38’e yakın bir oy patlaması ile birinci parti oldu. Merkez solda CHP yüzde 22 dolayında oy alırken Genç Parti’ye yüzde 9, DEHAP’a ise yüzde 7’ye yakın oy çıktı sandıklardan.
       
2004 YEREL SEÇİMLERİ
       İstanbul’a çöken sonbahar, 2002’den itibaren yeniden hareketlenen sermaye birikimi sürecine karşın bahara dönüşemedi. 2001 krizi ile hanelere giren reel gelir hızla azaldı. Bu, tüketim harcamalarında önemli düşüşlere yol açtı. İç tüketime dönük sektörler ciddi yaralar aldı. Kitleler için ise ya işin kaybedildiği ya da işten eski kazançların sağlanamadığı uzun bir sonbahar başladı..
       Gerçi, Türkiye kapitalizmi, 2002’den başlayarak, ucuz işgücüne ve devalüasyonun etkisine bağlı olarak ihracata ve turizme dönük bir büyüme patikasına girdi. İhracat, daha çok ucuz emeğe dayalı tekstil-konfeksiyon sektörünün lokomotifliğinde arttı. İlkel bir işgücü sömürüsüne dayanan bu süreçte İstanbul, başat bir rol oynadı. Birçok sanayi dalını İstanbul dışına çıkarmış olmakla beraber, konfeksiyon, küçük atölyelerde ve evlerde örgütlenmiş bir sektör olarak İstanbul’da yaşamakta direnmişti.
        Kentin ceperlerinde sosyal güvenliksiz, kayıtsız istihdamdan rekabet gücünü alan bu sektördeki kural dışılığa, ekonomiye yaptığı katkıdan dolayı, resmi makamlar biraz da göz yumdu. Yerli kadın ve çocuk emeğinin yanısıra, çoğu, çevre ülkelerden kopup gelmiş kaçak yabancı işgücünün istihdam edildiği bu sektör, ihracatı hızla yukarılara çekti.
       Ucuz işgücüne dayanan benzer bir ekonomik canlanma süreci Güney’de, Antalya-Muğla aksında, turizmde yaşanırken, bu kez İstanbul turizmini körelten bir pratik önlenemedi. Güney’in “kum-güneş-deniz”ini çok ucuz fiyatlarla pazarlayan global tur operatörleri, katma değeri yüksek kültür, kongre, kruvaziyer turizm çeşitlerinde şansı olan İstanbul’u pek umursamadılar. Önce kapkaç olayları, daha sonra Irak işgali bağlamında yaşanan patlamalarla güvenlik puanı düşen İstanbul, turizm sektöründe yaşadığı sonbaharın uzamasını önleyemedi.
       
HAZIRLIKSIZLIK PUAN KAYBETTİRDİ
       Bu ekonomik inişe bir de İstanbul’un deprem gerçeği boyutunu eklememiz gerekli. 17 Ağustos 1999 depremi İstanbul’un yaşanacak önemli bir depremi olduğunu anımsattı. Adapazarı,Gölcük, Kocaeli ve daha sonra Düzce’de yaşanan depremden ciddi bir biçimde etkilenen İstanbul, sağlıksız yapılanması ve depreme karşı hazırsızlığı ile puan kaybetti ve o ölçüde ” değer” yitirdi.
       2003 Kasım’ında yaşadığı patlamalarla, güvenlik açısından dünya siyaseti ve sermayesi gözünde yeni bir yara alan İstanbul’da sonbaharın son bulması, Türkiye’nin gerçek, sürdürülebilir, güvenlikli bir büyüme patikasına oturmasına, İstanbul’u da bu yeniden büyümeye uygun tahkim etmesine bağlı görünüyor.
       AKP, enflasyonun düşürüldüğü, faiz oranlarının yatırıma imkan tanıyacak makul bir orana oturduğu, kısaca yabancı sermaye yatırımlarını çekecek bir yatırım iklimine kavuşulması ile birlikte İstanbul’da sonbaharın yavaş yavaş yerini bahara terk edeceği umudunu işliyor.
       2002 seçimlerinde AKP’ye bu şansı veren seçmenin, CHP’nin ve diğer partilerin ciddiye alınır bir alternatif olamamalarının da etkisiyle, 2002’de açtıkları krediyi 2004’te de pek değiştirmeyeceklerini, dolayısıyla, AKP’nin hem ülke genelinde hem de İstanbul’da oylarını yüzde 50’nin üzerine taşıyacağını, CHPnin oylarının ise aşağı ineceğini söylemek olası.
       
CHP NEDEN ALTERNATİF OLAMIYOR ?
       İstanbul bir ücretliler kenti, işsizler, yoksullar kenti ama bir sosyal demokrat etiketi olmasına karşın CHP’nin bu kitle ile bağı bulunmuyor. Bu da CHP’nin , kendisini laikliği korumakla yükümlü kılmış bir parti kimliğine kilitlenmesinden kaynaklanıyor.
        CHP, laiklik temelinde kutuplaşmış bir politikaya angaje. Toplumun ” laik/anti-laik kutuplaşmasından” kendisine gelecek çıkarıyor.
       Türkiye’de yaşanan toplumsal dönüşümü algılayamayan CHP, dolayısıyla bir ‘çözüm partisi’ de olamıyor. CHP’ nin şu anda, ordu ve bürokrasinin dışında, sözcülüğünü yaptığı bir kitle yok. CHP hızla o merkezle bütünleşti ve İstanbul gibi ücretlilik oranının yüzde 80’e yaklaştığı, işsizliğin kol gezdiği, gelir uçurumunun en derin olduğu bir metropolde, toplumsal tabanını boşalttı.
       Şimdi kendisine sadece devletçi ve bürokratik söylem temelinde bir toplumsal kitle yaratmaya çalışıyor. Toplumla hiç bağ kurmayan, politik olarak hiçbir çözümü tartışmayan apolitik bir söylem CHP’ninki.
       Bu söylem, AKP’nin her dediğine ‘hayır’ derken, sanayileşme, ekonomik büyüme, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim, işsizlik, yoksulluk, kentleşme alanında hiçbir politika üretmiyor. IMF destekli programın icracısı Kemal Derviş’i partisine alan CHP, Derviş’in bu programı ve AKP icraatını onaylaması karşısında, siyaset yapacağı alan olarak yine ” laik/anti- laik” arsasına dönüyor.
       Bugün 10 milyonluk İstanbul’da günde 1 doların altında bir gelirle yaşayan üç milyon insan var. Ama CHP’nin bu toplumsal sınıflarla bir bağı yok. CHP, sosyal demokrat partinin sahip çıkması gereken kesimlere, konulara sahip çıkmıyor. Oysa Türkiye, özellikle İstanbul 1980’den beri çok ciddi bir dönüşüm geçiriyor. Göç dur, durak bilmiyor. Metropolün hormonal büyümesi sorunları kat be kat artırıyor.
       İstanbul’un işsizliği yüzde 20’yi aşmış durumda. Enformallik hızla tırmanıyor. Ama CHP’nin işsizlerle, ” varoşlar” ile rabıtası yok. CHP, İstanbul’un yoksul ücretlilerinin, işsizlerinin yaşadığı ” varoşlar” ından değil, orta ve üst gelir grupların yaşadığı ” laik ilçeler” den Kadıköy, Şişli, Beşiktaş, Adalar ve Bakırköy’den oy alıyor, oy umuyor.
       Belli ki, CHP için seçim kaybı sonun başlangıcı olacak. 1999’da yüzde 10’un altında kalan CHP, barajı geçememişti. Eski kalesi İstanbul’da bile yüzde 11 oyda kalmıştı. 2002 seçimlerinde kendisine verilen fırsatı ise çok fena harcadı. DYP’yi, ANAP’ı bitiren seçmenin bu seçimlerde CHP’yi bitirmesi işten bile değil. CHP bu seçimlerde anketlerin iddiasındaki gibi, yüzde 12 civarında, İstanbul’da da yüzde 20’nin altında oy alırsa, Baykal ve ekibinin başta kalması mümkün değil. Yeni ekip (Derviş’in adı geçiyor) gelir, ona da bir fırsat verilir.
       Eğer o da beklentileri karşılayamazsa- ki farklı bir programı olması çok zor- CHP ilk genel seçimlerde biter. CHP’yi bitiren de İstanbul seçmeni olacak gibi.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları