Home page
Haber Menüsü


 
DİE’ye inanma, DİE’den geri kalma
 
Aradan 8 yıl geçmiş ama ortalama aile, yine aynı bütçeyi kullanıyor. Sekiz yıl önce bu aylık bütçenin yüzde 33’ünü mutfağa ayırırken şimdilerde yüzde 26.7’sini ayırmış.
 
Mustafa Sönmez
NTV-MSNBC
 
14 Ekim 2003—  Hayatımızın fotoğrafını görüp yorumlamak için kısa adı DİE olan Devlet İstatistik Enstitüsü’ne mahkumuz. Haklarını yemeyelim, bir sürü insan çalışıp çabalıyor. İyi kötü, geç, erken bazı sayılar üretip önümüze koyuyorlar. Kah fiyat, kah büyüme, kah gelir. Bu tür bilgi üreten başka kurum ve kuruluş olmadığı için, “Biz de onların yalancısıyız” ihtiyatıyla alıp kullanıyoruz.

   
 
       
   
MSNBC News Halk boğazından kesmeye başladı

MSNBC News Irak batağına bulaşmanın bedeli
MSNBC News Enflasyon düşüyor, ücret daha hızlı düşüyor...
MSNBC News Mali sıkıyönetimle enflasyonu düşürmek
MSNBC News Kültür ve turizme 1, faize 216...
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  DİE verilerini yıllardır en çok ham madde olarak kullanan biri olarak, beni en çok isyan ettiren DİE’nin gelir ve tüketim harcaması anket sonuçları ya da sözüm ona araştırmalarıdır. DİE’nin milli gelir bulguları ile hiç olmazsa tutarlılık göstermesi gereken ankete dayalı bu araştırmalarda hiç böyle bir kaygının gösterildiğine şahit olmadım.
       DİE , yayımladığı bir haber bülteninde 2002 için yapılan yeni bir tüketim harcamasının anketini yayımlayınca, yine aynı şeylerle karşılaştık.
       DİE’nin seçilen ailelerin beyanlarına dayanarak aktardıkları gelir ve tüketim rakamları, milli gelir ile ilgili önceden açıklanan rakamların yine yarısını geçmiyor. Böyle olunca aile başına gelir, aile başına harcama verileri bir tuhaf görünüyor. Türkiye’nin 2002 için ilan ettiği kişi başına gelir rakamları ile yakından uzaktan ilgisi olmayan sayılara ulaşılıyor. Birkaç örnekle gidelim.
       DİE, 2002 yılı özel tüketim harcamalarını 184 katrilyon lira olarak açıklamıştı. Aynı DİE, 2002 tüketim harcamalarının toplamını 120 katrilyon TL olarak veriyor. Böyle olunca arada, az değil 64 katrilyon liralık tüketim güme gidiyor.
       2002 yılında 16 milyon küsur hane var Türkiye’de. 2002 milli gelir tablosundaki 180 katrilyonluk tüketimi alsak, aile başına aylık harcamanın 932 milyon TL olduğu sonucuna varıyoruz. Oysa DİE’nin tüketim harcamaları anketi bunu 611 milyon TL olarak veriyor. Arada üçte birden fazla fark var. Bir yabancı yatırımcı sorsa, Türkiye’nin 2002 yılı gıda harcamaları ne oldu diye, DİE’nin son anketi 32 katrilyon, milli gelir tablosundaki ilgili hane ise 64 katrilyon diye cevap verecek. Az fark mı? Hangisine inansın yatırımcı?
       İlahi DİE’nin son anketini hizmete hazırlayanlar hiç mi iç tutarlılık testi yapmazlar. 2002 milli gelir tablosunda gıda harcamalarının payı yüzde 34.7, bu araştırmada ise yüzde 30.8. Hangisi doğru ?
       
ORTALAMA HARCAMA MİKTARI DEĞİŞMEDİ
        DİE araştırması, tüketim sepetinin iç bileşimi ile ilgili çok da sürpriz olmayan bulgulara ulaşıyor. Ortalama hane harcamasının 1994’ten 2002’e pek değişmediğine ulaşıyoruz bu araştırmada. 1994’te ortalama hane aylık harcaması, 1994 fiyatları ile 9.3 milyon TL imiş. 2002’nin ortalama hane harcaması enflasyondan arındırıldığında (1994 fiyatlarıyla) yine 9.3 milyon liraya yakın.
       Aradan 8 yıl geçmiş ama ortalama aile, yine aynı bütçeyi kullanıyor. Fark şurada. 8 yıl önce bu aylık bütçenin yüzde 33’ünü mutfağa ayırırken şimdilerde yüzde 26.7’sini ayırmış. Dolayısıyla beslenmeye daha az bütçe. Buna karşılık içki ve sigara bütçede payını yüzde 2.8’den yüzde 4.1’e çıkarmış. Yani toplumu efkar basmış. Ailemiz, giyime daha az para ayırırken konut harcamalarına daha çok bütçe ayırmak zorunda kalmış. Elektrik,su gaz,kira v.s.. için daha çok bütçe. Bu arada, biraz da doygunluğa ulaştığı için dayanıklı eşya , beyaz eşya alımlarını 2 puan azaltmış. Ulaştırmanın payı değişmezken haberleşmenin payı cep telefonu ile yüzde 1.8’den 4.5’a çıkmış. Bir de dışarıda yeme, içme, tatil harcamalarına biraz daha para ayırır olmuş.
       DİE’nin yeni araştırması, en alttaki yüzde 20’lik grupların 2002’de toplam harcamalardan 1994’e göre daha fazla pay aldıklarını söylüyor. Yani 1994’teki harcamalardan alınan paya göre, 2002’de daha fazla pay aldılar diyor araştırma. Bu, 1994’e göre, 2002’de en alttakilerin gelirlerinin daha çok arttığını, en zengin yüzde 20’nin ise 8 yıl öncesi gibi harcayamadığını iddia ediyor. 1994’ten 2002’ye gelir dağılımında en alttakiler lehine bir düzelme yaşanmış olabilir mi ?
       1994 kriz yılıydı ve bölüşüm dar gelirliler lehine bir kez daha bozuldu. 1995-2000 arasında kısmi iyileşmeler yaşandığını varsaysak bile, tek başına 2001 gelir dağılımında öyle bir deprem yılıdır ki, bunu DİE bile inkar edemez. İşte DİE verileri ile bir flash-back:
        DİE’nin yayımladığı milli gelirin gelirlere göre dağılımı verileri, işgücü ödemelerinin milli gelir içindeki payının 2000 yılından sonra düzenli olarak azaldığını, bu azalmadan tarım kesiminin de payını aldığını, buna karşılık tarım dışı kar-faiz-rant geliri sahiplerinin süreçten karlı çıktıklarını ortaya koyuyor.
       DİE verilerine göre, 2000 yılında milli gelirin yüzde 28.8 işgücü ödemeleri olarak ücretlilere paylaştırılırken bu oran kriz yılı 2001’de yüzde 27.8’e, krizden çıkış iddiası taşıyan 2002’de ise yüzde 26.7’ye düştü.
       
TARIM ÜRETİCİSİNİN PAYI GERİLEDİ
       Milli gelirden tarım üreticilerinin aldığı pay da azalmış görünüyor. Kriz öncesi 2000’de milli gelirin yüzde 11.8’i oranında pay alan tarım üreticilerinin payı kriz yılı 2001’de milli gelirin yüzde 10.3’üne düştü. Bu düşüş 2002’de de sürdü ve milli gelirin yüzde 9.7’sine indi.
       Tarım dışında kalan kar-faiz-rant geliri sahipleri 2000’de milli gelirin yüzde 39.5’una el koyarken 2001’de bu payları yüzde 39.8 oldu ve yüzde 8 büyüme yaşanan 2002’de , bu kesim, milli gelirin yüzde 42.8’i oranında gelir elde etti. Dolayısıyla, krizdeki daralmadan en az kayba uğrayan da yine varlıklı kesim oldu.
       Bu bulgu ışığında, gelir kaybına uğramış ücretli ve tarım kesimi 2002’de daha çok harcamış olabilir mi ? Ama DİE tüketim anketi ,”En alttaki yüzde 20’lik gruplar 2002’de, 8 yıl önceye göre daha çok harcadılar” savında. Peki neden DİE böyle bir sonuca ulaşıyor? Çünkü, en üsttekiler, DİE anketörlerinden harcama ve gelirlerini saklıyorlar da ondan. Onlar az gelir ve az harcama beyan edince, diğerleri de doğruyu söyleyince, alttakilerin gelir ve harcamaları oransal olarak artmış görünüyor. Bu yanlış beyan, ağırlıkla üst kattakilere ait. DİE’nin adına araştırma dediği çalışmalarda eksik beyandan kaynaklanan bu açığı dolduracak bazı yöntemler kullanması gerekiyor.
       Aksi durumda, milli gelir tablosunun yüzde 50 altında gelir ve tüketim verileri kullanan gelir ve tüketim araştırmalarına itibar etme komikliğine mahkum ediliyoruz.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları