| | | | Sürekli övündüğümüz üç tarafı denizlerle kaplı bir yarımada konumumuz, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan üç kıtanın ortasındaki jeopolitik avantajımız, Türkiye’yi dünya üzerinde maalesef önemli bir lojistik üs yapmaya yeterli olamamıştır.
SEKTÖR KARAYOLUNA ODAKLI
Türkiye’nin nakliye sektörüne baktığımızda, dış ticaret taşımacılığının %90’ın üzerinde karayolu taşımacılığına endeksli olduğunu görürüz. Bu oran maalesef Avrupa ve dünya lojistik sektöründeki oranlarla kıyaslandığında çok acı bir gerçeği ortaya koymaktadır. Türkiye, coğrafi avantajlarını asla kullanamayan bir ülke olmanın ötesinde, daha ucuz nakliye ücretleriyle taşıma yapamadığı için fiyat rekabetinde geri kalan bir ülke görünümü sergilemektedir. Ya da parasını yabancı taşıma şirketleri aracılığıyla yurt dışına çıkaran bir ülke.
Avrupa’da karayolu taşımacılığının gün geçtikçe diğer taşıma türlerine göre daha geri plana itilmesi yönündeki girişimler dikkate alındığında ülkemizin de bu yönde bir adım atması gerekliliği daha iyi anlaşılacaktır.
Zamanında karayolu nakliye şirketlerine verilen belli bir stratejiden yoksun teşvik belgeleriyle bizzat devlet eliyle sağlanan karayolundaki bu patlamanın deniz ve demiryolları alanında da gerçekleştirilmesi elzemdir. Denizlerdeki zenginliğin farkına varılması gerekmektedir. Osmanlı’dan günümüze kadar süregelen taşımacılık alanındaki gelişmemişliğimizin önüne geçilmedikçe dış ticaret alanında söz sahibi olmamızın da güçleşeceğini unutmamak gerekir.
HUKUKİ ALTYAPI OLUŞTURULMALI
Geçtiğimiz ay çıkartılan Karayolu Taşıma Kanunu, bütün eleştirilere rağmen yine de alanında bir ilki gerçekleştirmesi açısından takdirle karşılanmalı. Ancak bu girişimin arkasının gelmesi gerekir. Lojistik sektörünün sorunlarının masaya yatırılması ve sektörden insanların aracılığıyla sektörün sorunlarına çare olucu nitelikte bir yasa tasarısının hazırlanmasında fayda vardır.
Türkiye’de pek çok alanda olduğu gibi, lojistik alanında da uygulamalar esnasında karşımıza çıkan sorunların hukuki zeminini maalesef tam olarak bulamamaktayız. Ülke gerçekleri dikkate alınarak, başta gümrük ve dış ticaret mevzuatı olmak üzere, genel hukuk sistemi ile uyumlu bir dizi yasal düzenlemeye sektörün acil olarak ihtiyacı olduğu bir gerçektir.
ALTYAPI SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ
Lojistik sektörünün gelişmesi için hükümet tarafından bir master plan hazırlanması ve bilinçli, stratejileri doğru saptanmış bir teşvik politikası izlenmesinde fayda görüyoruz. Türkiye’nin dış ticaretinin gelişmesine olumlu katkıları kadar, güçlü bir lojistik sektörünün aynı zamanda ülkeye gelir getirici bir hizmet ihracat sektörü olduğu da unutulmamalıdır. Dünyanın önde gelen lojistik merkezlerinin özellikleri tespit edilip, Türkiye limanlarının bu yönde yeniden yapılandırılması Türkiye’yi gerçek manada bir lojistik üs konumuna getirecektir.
Bugüne kadar coğrafi olarak bölgedeki stratejik önemimizi askeri alanda bir koz olarak kullanmamız belki dönemin yapısı içinde önemliydi ama bu önemi ticari alana taşımaz isek geleceğin değişen dünya siyaseti içinde bunu ne kadar önemli bir koz olarak kullanacağımızı tartışır hale gelebiliriz.
Ekonomisi zayıf bir Türkiye’nin coğrafi konumunu nereye kadar kullanacağını son gelişmeler bize çok iyi göstermiştir diye düşünüyoruz. | |
Ali Dölek: Karayolu Taşıma Kanunu ne getiriyor?
Bankaların kara tahtaları siliniyor
