|
|
Hakan Yaman: Müşteri memnuniyeti bir safsatadır! Hakan Yaman: Irak, Bingöl, İstanbul... Hakan Yaman: Hamburger go home! Hakan Yaman: Savaşı ancak ben durdurabilirim! |
|||
Apaçık belli; ABD, Irak krizi sırasındaki kazara delikanlı duruşumuzdan dolayı ceza kesiyor. Yoksa ortada ne fol vardır ne de yumurta. İşte Tüm dünya bize karşı. Türkün Türkten başka dostu yok refleksimizi kullanmak için kaçmaz bir fırsat. Zaten rapor açıklanır açıklanmaz yukarıdakine benzer yorumları yetkililerden birer ikişer duymaya başladık. İş aslında çok ciddi, hatta acıklı. Okuduklarıma inanmak istemiyorum: İngiltere İçişleri Bakanlığı Göç Hizmetleri Bölümü, son 1 yılda sadece Akdenizde 3 bin kişinin cesedinin bulunduğunu rapor etmiş. Bitmedi, her bulunan ceset için 2 tane de bulunamayan tahmin ediliyormuş. İçişleri Bakanımızın iddialara yanıt verirken aktardığı bilgiye göre de Türkiye son 5 yılda, 3616 insan kaçakçılığı organizatörünü yakalamış. Bir dakika şimdi, dikkat ediniz lütfen; bu sadece organizatörlerin sayısı. Organizatörü bu kadar bol olan bir organizasyona (!) katılanların sayısını da siz tahmin edin Yetkililerin ve basının rapora verdikleri tepkilerde bir kez daha gördük ki Türkiye, kendisini eleştirmekten ve sorunlarıyla yüzleşmekten köşe bucak kaçıyor. Başkalarının verdiği geri bildirimi ise asla kabul etmiyor. Eleştiriler diyor ki Türkiye, savunmak için ölmeye hazır olduğunu yerli yersiz her fırsatta tekrarladığı kutsal sınırlarını kontrol edemiyor, daha doğrusu etmek işine gelmiyor. Dünyada fakir ülkelerden zenginlere doğru bir uyuşturucu ve göçmen akışı var. Türkiye de kendi bölgesinde benzer bir trafiğin tam ortasında yer alıyor. Getireceği sıkı önlemlerle topraklarının kullanılmasını önleyebilir, ama o bu akıştan nemalanmayı tercih ediyor. Tahminler, bir yılda uyuşturucu trafiğinden kazanılan paranın resmi devlet bütçesine yaklaştığını söylüyor. Elbette tüm toplum bir şekilde bu paradan sus payı alıyor. Çünkü Türkiye çalışarak ve üreterek ekonomik değer yaratanların değil çevresindeki faaliyetlerden nemalanarak hayatını kazananların ülkesi. NEMALAN Kİ AÇ KALMAYASIN Yıllar önce Kapadokyayı gezerken bir nema vakası yaşamıştım. Çoğu yabancı olan turistler, gün batımını seyretmek için, şehirden yarım saat uzaklıkta bir tepeye gidiyorlardı. Şimdi gözünüzün önüne getirin; minibüse parayı verip gün batımı tepesine doğru yola koyuldunuz. Bir süre sonra karşınıza birden alaturka bir Kontrol Noktası Charlie çıkıyor (Soğuk Savaş yıllarında Doğu ve Batı Berlini birbirinden ayıran o meşhur kontrol noktası). Toprak yol, demir bir boruyla kapatılmış. Durum komik; dağın başında birileri yolu kesip sizden para istiyor. Aslında kontrol noktasının etrafından basit bir direksiyon hamlesiyle dolaşabilirsiniz. Ama ortada bir toplum sözleşmesi var. Durup, gün batımından nemalanan adamlara ücreti ödüyorsunuz. Bu sistemde Parayı hangi hizmete karşılık ödedik? veya Bu kişiler -tanım gereği girişimciler- nasıl bir yatırım yaptılar, örneğin güneşin batmasını onlar mı organize ediyor? gibi sorular sormak, en masum ifadeyle, yakışıksızdır. Benzeri sorular ortaya gelmeye başlarsa, başka bir sefer de onlar sizin nema alanlarınızı sorgular, ekmeğinizden olursunuz BAŞARIDAN NEMALANMAK Sonradan karşılaştığım durumların hepsini Kapadokyada gün batımı örneği ile açıklamayı başardım. Bir kişi devlette önemli bir pozisyona mı atandı, iki ay içinde en az dört akrabası, hemşehrisi veya askerlik arkadaşı aynı kurumda göreve başlar. Başka yerlerde ise nemalanmanın kitabına uydurulmuş adı ihale, ödenek veya yasa değişikliği olur. Alışkanlık, dış politikamızda bile kendisini belli eder: Yanı başımızda bir savaş mı çıkacak? Politikamız bir koyup kaç alacağımıza kilitlenir Nemaların kardeşliği para kazanmakla sınırlı değildir, hayat biçimimize de dövmelenmiştir. Örneğin Orhan Pamuk, Nuri Ceylan, Süreyya Ayhan gibi aykırılar çalışıp didinip bir şeyleri başarırlar. Ama bu başarılarını yeteneklerine ve bireysel çabalarına yoramazlar. Var mı öyle yağma! Hemen ödüller Türk olmakla açıklanır, böylece ilgili ilgisiz herkes başarıdan otlanır. Oysa bu sanatçılar ve sporcular, toplumdan veya devletten dişe dokunur bir destek veya teşvik almadan rağmen başarılar elde etmişlerdir. Bırakın destek vermeyi, ülke başkentinin belediye başkanı heykele ve sanata açık açık küfreder. Başka yetkililer, çıplak kadın figürü diye Akdeniz isimli bir heykeli Yıldız Parkının en ücra köşesine atmışlardır. Heykel denilince akla Atatürk büstü gelir, spor ise bir futbol takımının fanatiği olmak demektir. EYVAH! ÜRETMEDEN GEÇİNMENİN SONU GELİYOR Ama artık dünyanın derdi tasası serbest ticaret. Ticareti yavaşlatan, yerel pazarların mal ve hizmetlere ulaşmasını engelleyen ve toplumların satın alma gücünü eriten unsurlara hoşgörü gösterilmiyor. Daha on beş-yirmi yıl öncesinde, kendi taraflarında yer alan yönetimlerin darbe yapmasına yeşil ışık yakan zenginler, bugün dev firmaların satışları aksar diye buna karşı çıkıyor. Zenginler; uyuşturucu trafiği, anti-demokratik uygulamalar, insan hakları ihlalleri ve insan kaçakçılığı gibi oluşumları, mal ve hizmet dolaşımını kısıtlayan ve serbest ticareti tehdit eden unsurlar olarak algılıyor. Dünya üretmek, yaratıcı ve yenilikçi olmak kriterleri ile yeni sınıflara ayrılıyor. Kârlarda aslan payları araştırma-geliştirme yatırımı yapan ülkelere ve telif haklarına sahip firmalara akıyor. Ekonomik akla uygun olmayan sistemlerde ısrar eden toplumlar ise borç para bulmakta bile zorlanıyor. Bütün bunlar olurken Türkiye, nemalanmanın tembel rahatlığını bırakıp ürettiğin kadar kazan oyununa girmekte ayak sürüyor. Devletin ekonomideki payı ABde ortalama %10, bizde ise hala %40 civarında. Verimsizliğe rağmen siyasi hükümetlerin hiçbiri yapısal reformları gerçekleştirip kamuyu küçültmeye yanaşmıyor. Bırakın değişimi başlatmayı, insan kaçakçılığı raporunda gördüğümüz gibi, Türkiye sorunlarını tartışmaya veya başkaları tarafından eleştirilmeye de hazır gözükmüyor. Gücünü nemalanma kültüründen alan sistem, sorunları yok kabul ederek direnmeye devam ediyor. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||