|
|
Seçim ekonomisi açık olarak söylenmeyeceğine göre, bunu izlemenin yolları olmalı. Genel olarak ifade etmek gerekirse, seçim ekonomisinin farklı seçmen kitlelerini memnun edecek kamu harcamalarının normalin üzerinde yapılması olduğunu söyleyebiliriz. KAPILAR KAPATILDI Hükümetin harcama yapabilmek için finansman kaynakları bulması gerekir. Yakın bir zaman öncesine kadar devletin finansman kaynakları; kamu bankaları, Merkez Bankasının Hazineye avansı ve Hazinenin fazla borçlanmasıydı. Geçtiğimiz yıldan bu yana uygulanan ekonomik program, bu finansman kaynaklarını kapatmış bulunuyor. Temmuz 2001den bu yana, kamu bankalarının görev zararı vermesi yasal olarak engellenmiş durumda. Bu bankalar o tarihten sonra kar etmeye başladı. Artık hiç kimse, keyfi olarak kamu bankalarına harcama yaptıramaz. Kasım 2001en bu yana ise, merkez bankasının ay içinde dahi, hazineye avans vermesi yasak. Dolayısıyla, bu yol da kapalı. Hazinenin borçlamasına ilişkin borçlanma kanunu da geçti. Borç stoğunu azaltmayı amaçlayan Hazine, itfalardan daha az borçlanıyor. Bu stratejinin değiştirilmesi açık olarak ekonomik programın ihlali anlamına gelir. KAYNAKLAR KAYDIRILACAK Hükümet yeni kaynak yaratamayacağına göre, yapabileceği, mevcut imkanlar dahilinde bütçe harcamalarını öne almak ve harcama kalemleri arasında kaydırma yapmaktır. Konsolide bütçeye baktığımızda bunun yapılabileceği üç kalem görüyoruz. Bunlar, diğer cari, yatırım ve diğer transfer harcamalarıdır. Örneğin, yatırım harcamalarının bu yılki ödeneği 5.7 katrilyon TL. Haziran ayı sonuna kadar gerçekleşen yatırım harcaması ise 1.5 katrilyon TL. Ödeneklerin çok büyük bölümü hala serbest bırakılmamış. Hükümet, ödenekleri serbest bırakıp bu harcamaları öne alabilir. Böyle bir uygulama, seçim ekonomisi olarak adlandırılabilir. Uygulanan ekonomi programında, ödenekleri geç bırakmanın arkasında önemli bir neden bulunmaktadır. Faiz dışı fazla hedefinin tutturulması hayati öneme sahiptir. Gelir hedefi tutmaz ise, harcamaların kısılacağı niyet mektuplarında belirtilmektedir. Geçtiğimiz yıl, yatırım ve diğer cari gibi kontrol edilebilir harcama kalemlerinin ödeneklerinin önemli bir bölümü hedeflerin tutmasıyla Aralık ayında serbest bırakılmıştır. Geçen yıl 4 katrilyon TL olan yatırım ödeneğinin 1 katrilyonu, 5.2 katirlyon TL olan diğer cari harcama ödeneğinin 1.7 katrilyonu Aralık ayında serbest bırakılmıştır. Hedefler tutmasaydı, bu ödeneklerin tamamı serbest bırakılmayacaktı. GELİR HEDEFİ TUTMALI Sonuçta, hükümetin bu tür harcamaları öne alması bir risk alması anlamına da gelir. Yıl sonuna doğru gelir hedefleri tutmaz ise, faiz dışı fazla hedefini tutturmak için hiç bir esneklik kalmayacaktır. Bu, programın önemli bir hedefinin tutmaması anlamına gelir, IMF ile yapılacak bundan sonraki gözden geçirmeleri riske atar. Harcamaları öne alan ve hızlandıran bir politikayı seçim ekonomisi olarak adlandırabiliriz. Seçim ekonomisi seçim öncesi ekonomiyi hareketlendirir, fakat seçim sonrası için riskleri arttırır. Hükümetin bu çerçevede bir seçim ekonomisi uygulayıp uygulamayacağını bilemiyoruz. Uygulanırsa seçim sonrası oluşacak hükümetin işini zorlaştırabilir. Sayın Türkerin bazı açıklamaları böyle bir riske işaret ediyor: Umarım bizi yanıltır ya da harcamalar öne alınsa bile faiz dışı denge hedefi tutar. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||