|
|
Bizde nasıl vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü gibi aslında çok önemli kavramlar piyasa malı haline gelmişse, kriz gibi çok önemli bir kelime de bol miktar kullanılır ve hızla devalüe olur (Örneğin: podyumlarda kriz, mankenler saç saça baş başa). Ekonomistlerin anladığı anlamda kriz bitmiştir, bu konuda Kemal Derviş haklı. Para mali sisteme dönüyor, ters para ikamesi başladı, devalüasyon kontrol altında. DURGUNLUK HENÜZ BİTMEDİ Ama, krizin bitmiş olması içinde bulunduğumuz durgunluğun bitmiş olması anlamına gelmez. İkisi çok ayrı şeyler. Örneğin, ABD 1930ların başında bir bankacılık krizi yaşadı. Sonra kriz bitti, ama ekonomi 7 yıl resesyonda kaldı. Elimdeki bütün verilere bakıyorum, biz hala derin bir durgunluktayız. İhracat düşüyor, iç talep yok, kredi büyümesi nanik. Mali piyasalarda tonlarca likidite var, ama bunlar ne uzun vadeli TL cinsi menkul kıymetlere ne üretime ne de tüketime dönüyor. Şu ana kadar bankaların ticari kredi portföyü sadece dolar bazında yüzde 4.4 büyümüş (o da Türk Lirasının değer kazanması ile ilgili), ama büyüme Şubatta durmuş. TİİZİN İKİ ANLAMI VAR İşte burada tiiz (İngilizcesi: tease) kavramı devreye giriyor. Strip-teasede olduğu gibi tiiz kelimesin iki anlamı var. Birincisi, birisiyle hafif tahrik yollu dalga geçmek. Bunu yapan IMF. Yuh olsun. Kahkonen Türkiyeye geliyor, kafasında büyümenin nasıl sağlanacağı konusunda en ufak bir fikir yok ve Türkiye tüm hedefleri yakalar diyor. Sonra da hakikaten sanki onun sorunuymuş gibi, olası bir Irak operasyonunda Türkiyeye yardım yapacağını ima ediyor. Eyvallah, her halde o kadarını yaparsın da, senin yapacağın yardım dış alacaklıların paralarını Türkiyeden kaçırmaya yarar. Sokakta simit satan gariban yine aç. Yani, bunu rating dalkavuğu WEBANİ söylemiyor. Dünyanın en etkin düşünce tanklarından biri olan Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) bile Türkiyede büyümeyi canlandıracak ek programlara ihtiyaç olduğunu söylüyor, IMF maval okuyor. Kelimenin ikinci anlamı ise TVde kullanıldığı gibi, biraz sonra ekrana çıkacak bir programı ya da kişiyi seyirciye takdim ederek zap yapmamasını sağlamak. Bunu yapan Sayın Derviş ve bizim yöneticiler. İlk çeyreğin çok zayıf geçmesinin bir çok nedeni olabilir. Geçen yılki geçici KDV indirimleri bu yılın ilk çeyreğinde tüketimi frenledi, iki Bayramdan sonra millet yoruldu biraz alışverişten uzak duruyor, havalar kötü gitti fabrikalar çalışmadı, faizler yüksekti ve en önemlisi dünya ekonomisi hala zayıflıyordu (ama yakında güç kazanacak), bu da ihracatı engelliyor. İkinci çeyrekte konjonktür biraz Türkiyenin lehine dönebilir. İnşallah. KONJONKTÜR LEHİMİZE DÖNMEYEBİLİR Ama, dönmemesi ihtimali yüksek. Euronun zayıflığı ve petrol fiyatlarındaki artışa dikkatinizi çekerim. Irak sorunu hem yatırım yapmak isteyen fabrikatörün, hem de tüketicinin çok tedbirli davranması sonucunu getiriyor. Daha da önemlisi, hükümet enflasyonu ciddi bir şekilde düşürmek niyetinde. Sayın Derviş eğer büyüme sağlamak için enflasyon yeniden artacaksa, bu oyunu artık oynayamayız diyor. Haklı. O film bitti. Hem enflasyonu düşürmek, hem de büyümeyi sağlamak için çok ciddi bir yapısal değişime; yani yapısal reformların hızla uygulamaya konulmasına ve sonuç vermesine ihtiyacımız var. Yoksa, enflasyonla savaşın maliyeti bir yıl daha resesyon olur ki, bunu kaldırmamız biraz güç olur. Bu konuda ilk görev Ankaraya düşüyor. Artık kanun çıkartmayı öğrendik, ama uygulamayı öğrenemedik. Hala bağımsız piyasa düzenleyici kurumların yetkilerini kısmaya çalışıyoruz, bankacılıkta kısır bir döngü içine girdik. Türkiyeyi global ekonomiye entegre edecek, piyasaları rekabete açacak, verimliliği artıracak tedbirleri alıp uygulamakta sıfır çekiyoruz. Tabii, işadamlarında da ciddi hata var. Hala talebi gördün mü, zammı getir anlayışı değişmedi. İşçinin ücretini kes, ama kendin Mercedesle gez, alem yap. Adamın biri, şirketini Pepsi Colaya 100 milyon dolara satıyor, beş gündür gazetelerde ailenin tüm kirli çamaşırları ortada. Kimse daha 100 milyon dolar makul bir fiyatmıdır diye sormadı basında. Herkesin derdi hanımefendi adamı aldatmış mı, değerli kerimelerinin kiloları çok mu fazla. Bir şeyler kırılacak ve Marmaranın altındaki fay hattı gibi kırılacak. Yoksa, hepimiz piize takılacağız. Piiz nedir mi? Tüm akşamcılar bilir, rakı şişelerinin dibini görmek. Toplumsal intihardan önce son adım. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||