Home page
Haber Menüsü


 
Kriz, tiiz ve piiz
 
Türkiye’yi global ekonomiye entegre edecek, piyasaları rekabete açacak, verimliliği artıracak tedbirleri alıp uygulamakta sıfır çekiyoruz.
 
Atilla Yeşilada
CNBC-E
 
21 Mart—  Şu anda Türkiye’de en moda tartışma, WEBANİ’nin değerli katkıları olmadan olmaz. Hem piyasaları, hem ekonomiyi, daha da ötesi sosyal ruh sağlığımızı etkiliyor. Kriz bitti mi? Devlet Bakanı Derviş ve IMF bitti diyor. Sanayi kesimi “Hadi canım sende”yi basıyor. Bence kriz bitti, tiiz başladı. Hükümet ve IMF ve en önemlisi değerli iş adamlarımız gerçeği görmezse, sonunda hepimiz piize takılacağız.

   
 
       
   
MSNBC News Atilla Yeşilada: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe - 4
MSNBC News Atilla Yeşilada: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe -3
MSNBC News Atilla Yeşilada: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe-2
MSNBC News Atilla Yeşilada: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe -1
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bizde nasıl “vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü” gibi aslında çok önemli kavramlar piyasa malı haline gelmişse, kriz gibi çok önemli bir kelime de bol miktar kullanılır ve hızla devalüe olur (Örneğin: podyumlarda kriz, mankenler saç saça baş başa). Ekonomistlerin anladığı anlamda kriz bitmiştir, bu konuda Kemal Derviş haklı. Para mali sisteme dönüyor, ters para ikamesi başladı, devalüasyon kontrol altında.
       
DURGUNLUK HENÜZ BİTMEDİ
       Ama, krizin bitmiş olması içinde bulunduğumuz durgunluğun bitmiş olması anlamına gelmez. İkisi çok ayrı şeyler. Örneğin, ABD 1930’ların başında bir bankacılık krizi yaşadı.
       Sonra kriz bitti, ama ekonomi 7 yıl resesyonda kaldı. Elimdeki bütün verilere bakıyorum, biz hala derin bir durgunluktayız. İhracat düşüyor, iç talep yok, kredi büyümesi nanik. Mali piyasalarda tonlarca likidite var, ama bunlar ne uzun vadeli TL cinsi menkul kıymetlere ne üretime ne de tüketime dönüyor. Şu ana kadar bankaların ticari kredi portföyü sadece dolar bazında yüzde 4.4 büyümüş (o da Türk Lirası’nın değer kazanması ile ilgili), ama büyüme Şubat’ta durmuş.
       
TİİZİN İKİ ANLAMI VAR
       İşte burada tiiz (İngilizcesi: tease) kavramı devreye giriyor. Strip-tease’de olduğu gibi tiiz kelimesin iki anlamı var. Birincisi, birisiyle hafif tahrik yollu dalga geçmek. Bunu yapan IMF. Yuh olsun. Kahkonen Türkiye’ye geliyor, kafasında büyümenin nasıl sağlanacağı konusunda en ufak bir fikir yok ve Türkiye tüm hedefleri yakalar diyor. Sonra da hakikaten sanki onun sorunuymuş gibi, olası bir Irak operasyonunda Türkiye’ye yardım yapacağını ima ediyor.
       Eyvallah, her halde o kadarını yaparsın da, senin yapacağın yardım dış alacaklıların paralarını Türkiye’den kaçırmaya yarar. Sokakta simit satan gariban yine aç. Yani, bunu rating dalkavuğu WEBANİ söylemiyor. Dünyanın en etkin düşünce tanklarından biri olan Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) bile Türkiye’de büyümeyi canlandıracak ek programlara ihtiyaç olduğunu söylüyor, IMF maval okuyor.
       Kelimenin ikinci anlamı ise TV’de kullanıldığı gibi, biraz sonra ekrana çıkacak bir programı ya da kişiyi seyirciye takdim ederek zap yapmamasını sağlamak. Bunu yapan Sayın Derviş ve bizim yöneticiler. İlk çeyreğin çok zayıf geçmesinin bir çok nedeni olabilir.
       Geçen yılki geçici KDV indirimleri bu yılın ilk çeyreğinde tüketimi frenledi, iki Bayram’dan sonra millet yoruldu biraz alışverişten uzak duruyor, havalar kötü gitti fabrikalar çalışmadı, faizler yüksekti ve en önemlisi dünya ekonomisi hala zayıflıyordu (ama yakında güç kazanacak), bu da ihracatı engelliyor. İkinci çeyrekte konjonktür biraz Türkiye’nin lehine dönebilir. İnşallah.
       
KONJONKTÜR LEHİMİZE DÖNMEYEBİLİR
       Ama, dönmemesi ihtimali yüksek. Euro’nun zayıflığı ve petrol fiyatlarındaki artışa dikkatinizi çekerim. Irak sorunu hem yatırım yapmak isteyen fabrikatörün, hem de tüketicinin çok tedbirli davranması sonucunu getiriyor. Daha da önemlisi, hükümet enflasyonu ciddi bir şekilde düşürmek niyetinde. Sayın Derviş eğer büyüme sağlamak için enflasyon yeniden artacaksa, bu oyunu artık oynayamayız diyor. Haklı. O film bitti.
       Hem enflasyonu düşürmek, hem de büyümeyi sağlamak için çok ciddi bir yapısal değişime; yani yapısal reformların hızla uygulamaya konulmasına ve sonuç vermesine ihtiyacımız var. Yoksa, enflasyonla savaşın maliyeti bir yıl daha resesyon olur ki, bunu kaldırmamız biraz güç olur.
       Bu konuda ilk görev Ankara’ya düşüyor. Artık kanun çıkartmayı öğrendik, ama uygulamayı öğrenemedik. Hala bağımsız piyasa düzenleyici kurumların yetkilerini kısmaya çalışıyoruz, bankacılıkta kısır bir döngü içine girdik. Türkiye’yi global ekonomiye entegre edecek, piyasaları rekabete açacak, verimliliği artıracak tedbirleri alıp uygulamakta sıfır çekiyoruz. Tabii, işadamlarında da ciddi hata var. Hala talebi gördün mü, zammı getir anlayışı değişmedi.
       İşçinin ücretini kes, ama kendin Mercedes’le gez, alem yap. Adamın biri, şirketini Pepsi Cola’ya 100 milyon dolara satıyor, beş gündür gazetelerde ailenin tüm kirli çamaşırları ortada. Kimse daha 100 milyon dolar makul bir fiyatmıdır diye sormadı basında. Herkesin derdi hanımefendi adamı aldatmış mı, değerli kerimelerinin kiloları çok mu fazla. Bir şeyler kırılacak ve Marmara’nın altındaki fay hattı gibi kırılacak.
       Yoksa, hepimiz piize takılacağız. Piiz nedir mi? Tüm akşamcılar bilir, rakı şişelerinin dibini görmek. Toplumsal intihardan önce son adım.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları