Home page
Haber Menüsü


 
Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe-Kısım I
 
Kısa vadede, Türkiye için hem ekonomik hem politik bir felaket var ufukta, ama kartlar iyi oynanırsa bölgenin İsrail’den sonra en güçlü ülkesi haline gelebiliriz.
 
Atilla Yeşilada
CNBC-E
 
27 Şubat—  Türkiye’de iki Bayram arası düğün yapılmaz, aslında iki Bayram arası doğru dürüst iş de yapılmaz, hele bir de araya sömestir tatili girerse. İşin asıl ürkütücü yanı, Cumhuriyetin ilk onyılından sonra “iki bayram arası” kavramının Şeker Bayramından Kurban Bayramına olan süreyi değil, Kurban’dan Şekere olan süreyi kapsaması. Bu arada Kurban dedim de, vallahi Türkiye’de demokrasinin gelişmesi hayret verici ve böyle dini günlerde bile kendini belli ediyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bu Bayramda kıymetli kurbanlıklar “cevap haklarını” kullanmışlar, 2.500 civarında amatör kasap adayı sakat. Tabii geviş getiren barışçıl toynaklıların bile bu denli politize olması bir bakıma endişe verici, ama kafanıza takmayın. Nasıl olsa AB’ye girdiğimizde onların hakları sıradan bir Türk vatandaşının haklarından çok daha fazla önemli olacak.
       
EKONOMİ YOL AYRIMINDA
       Türkiye ekonomisi ve politikasıyla artık son yol ayrımına geldi. Dış politikada Kıbrıs ve muhtemel bir Irak operasyonuna yaklaşımımız, AB ile ilişkilerin gidişatı ve ekonomide yeni model arayışlarının büyük bölümü bu sene sonuçlanacak ve yahut geri dönülmez bir mecraya girecek. Dolayısıyla haddim olmayarak bu konularda iki hafta sürecek bir yazı dizisine başlıyorum. Bu yazıyı Kıbrıs ve Irak’a ayırmak istiyorum. Daha sonra AB ile ilişkiler ve ekonomik tercihler konusunda yazacağım.
       Kıbrıs’da yüzyüze görüşmelerin başlaması ve alışılmadık bir samimiyet ortamı içinde devam etmesi çok büyük bir artı. Ancak, görüşmelerin başlaması ile doğan “biz bu işi altı ayda hallederiz” beklentisi bir rüyadan öteye gitmiyor. Sözüm ona, görüşmelerin içeriği basına yansımayacaktı, ama bu palavra. Kıbrıs Rum kesiminin istekleri aşağı yukarı belli.
       Güzelyurt ve Maraş Rumlara verilecek, halen Rum nüfusun bulunduğu bazı köylere özel statü tanınacak. 1100 bin civarında Rum’un Türk bölgelerine veya Güzelyurt’a yerleşmesi söz konusu. Bunlar kabul edilmesi gerçekten çok zor şartlar. Güzelyurt Kuzey Kbırıs tarımının can damarı. Türk nüfusun içine veya hemen yanı başına yerleştirilecek 100 bin Rum demografik dengeleri kökünden bozar. Bence bunlar en önemli sorunlar değil, eminim Sayın Denktaş Baba bir karşı-plan hazırlamıştır. En önemli sorun, Kıbrıs’da bir anlaşma hasıl olduktan sonra başlayacak süreç.
       
AB’YE NE ZAMAN GİRİLECEK?
       Farzedin, Denktas’la Klerides her konuda el sıkıştı ve Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Bu yeni devlet ne zaman AB’ye girecek? Eğer, Türkiye girmeden üye olursa, Kıbrıs Türkleri AB gibi henüz bizim gibi etnik olarak bölünmüş bölgelerde azınlıkların güvenliğini sağlama konusunda hiçbir başarısı olmayan bir güce emanet edilecek. Kıbrıs ve Yunanistan, Türkiye’nin AB’ye girmesini istediği şekilde veto eder. Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesinin Başpiskoposu gibi toplum görüşlerinin şekillenmesinde çok önemli rol oynayan bir makamın “Kıbrıs’dan silahlar değil, Türkler gitsin. Verelim hepsine 5.000 dolar, savalım gitsin” şeklindeki açıklamaları bana pek güven telkin etmiyor. Eğer Ankara’nın bir nebze kafası çalışıyorsa, birleşik bir Kbırıs’ın ancak Türkiye ile birlikte AB’ye girmesini kabul eder, aksi halde Akdeniz’deki staratejik varlığımızın ciddi bir tehlike altında olduğunu ifade etmek isterim.
       
HERBİRİ AYRI TELDEN ÇALIYOR
       ABD yönetimi Irak konusunda hergün ayrı telden bir beste üretiyor, ama bunların çoğu dezenfarmasyon. Bush Saddam’ı nallayacak. Biraz uluslararası desteğe, birkaç ayda Körfez’de gerekli gücü biriktirmek için zamana ihityacı var. Ayrıca, Kasım’da ABD’de ara seçimler var. Operasyon için en uygun zaman hemen seçimlerden önce darbeyi inidrip, Cumhuriyetçi oylarını artırmak. Bu Türkiye açısından çok sakat bir zamanlama. Beyaz Saray yönetimi bu konuyu gündemde tutacak. Siz turist olsanız, bu şartlar altında Türkiye’ye gelirmisiniz?
       Döviz gelirlerinin azalması, ödemeler dengesi açısndan ciddi bir sorun teşkil etmiyor. IMF ve Dünya Bankası delikleri kapar. Ama, o para istihdam üretmeye değil, yine dış borç servisine gider. Türkiye’nin yeniden resesyona sürüklenmesi ciddi bir sorun. Ekonomik izdiraba alıştık, ve eğer Saddam hergelesi gidip yerine halkının menfaatını düşünen bir yönetim gelirse, Türkiye ticari kayıplarını bir kaç yıl içinde kat be kat telafi eder. Politik sonuçlar bambaşka. Anladığım kadarı ile, Kuzey Irak’da bir Kürt devleti kurulması—-İsrail ne kadar israr etse de-olası değil, çünkü bunun ardından Güney’de bir Şii devleti, ve Kuzey’de Türkmen özerk bölgesi gündeme gelecek. Eğer bu ana senaryo doğruysa, Türkiye bu işten kar etemse de zararını azaltarak çıkar. ABD’nin operasyona başladığı zaman TSK’nın Kuzey Irak’a girerek, hem Türkmen azınlığın yaşam hakkını garanti altına alması, hem bağımsızlık ilanını önlemesi hem de muhtemel bir Saddam saldırısında sınırlara Kürt yığılmasını önlemesi lazım. Bence TSK bu işini planını hazırlamıştır.
       Hem Ecevit, hem de Ismail Cem Irak konusunu çok iyi biliyor. Zayıf ve barışçıl bir Irak Türkiye’nin çok işine gelir. Ama, bir noktada bunu sağlamak için askeri bir operasyonda üslerimizi açmanın dışında aktif destek vermek gerekebilir. Irak ve Kıbrıs’daki gelişmeler Türkiye’nin sınır ötesi güvenliği ve daha ileri bir noktada üniter devlet yapısını koruması için çok önemli.
       Benim yorumum Kıbrıs’da en iyi senaryo, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş’ın AB ve Yunanistan’dan gelen tüm tahriklere karşın masada kalması, ama Kıbrıs Türk’ünün güvenliği ve refahı yüzde 100 temin edilinceye kadar hiç bir anlaşmaya yanaşmaması. Türkiye’nin “legitimate” sayılacak bu isteklerine karşı AB’nin alacağı tavır da bu bölgede bir oyun oynanıyorsa, kurallarını bize gösterecek. Ümitli değilim.
       En iyisi, elden geldiğince bir anlaşmazlığın suçunu Yunanistan’ın sırtına atacak stratejiyi hazırlamak. Ama, herkesin düşündüğünün aksine Rumların kaybedeceği çok şey var, Allah Verheugen’den razı olsun. Adam, “anlaşma olmazsa, Güney Kıbrıs’ı birliğe tek başına alırız” diyerek, aslında Rumların mabadlarının altına ateşi yaktı.
       Bir kere Güney Kıbrıs birliğe tek başına girerse Kuzey’den tek karış toprak almak veya tek Rum yerleştirmek hayal olacak. Orada ip kopuyor. Rumların 25 yıldır Türk’ün hakkına tecavüz etmek için ağızları salya akıtarak bekledikleri göz önüne alırsa, onlar da uzlaşmak zorunda.
       
KARTLAR İYİ OYNANACAK
       Irak iki ucu inek gübresine batırılmış değnek. Kısa vade de, Türkiye için hem ekonomik hem politik bir felaket var ufukta, ama kartlar iyi oynanırsa bölgenin İsrail’den sonra en güçlü ülkesi haline gelebiliriz. Bu sefer kartlar doğru oynanacak mı? Bence politik olarak evet.
       Toz-duman dağıldığında Irak Türkiye için askeri bir tehdit olmaktan çıkıp, ekonomik bir Pazar haine gelecek. Kısa vade de azından bu sene ekonomik büyümeyi unutmak zorunda kalabiliriz. Politik boyutta ise, sıkı bir diplomasi ve TSK’nin aktif katlıımı gerekebilir. Merak etmeyin, işin içine TSK girerse, biz zararlı çıkmayız. Cuma günü AB ilişkileri var. Hiç endişlenmeyin, Değerli Ms Karen Fogg’a değinmeden o yazıyı bitirmeyiz.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları