Home page
Haber Menüsü


 
Ya devlet başa, ya kuzgun leşe-2
 
Ekonomik açıdan, eğer hedef Paris’e vizesiz gidip ucuza alışveriş yapmak değilse, AB üyeliğinin bize çok fazla katkı sağlamayacağını iddia ediyorum.
 
Atilla Yeşilada
CNBC-E
 
1 Şubat—  Şu ntvmsnbc yazı işlerine hergün söylüyorum, ama dinletemiyorum. Bakın kardeşim diyorum, şu yazımın sol üst köşesine koyduğunuz fotoğrafım müşteri kaçırıyor. Lütfen modaya uyun, gömleğimin göğüs dekoltesi “yanlışlıkla” açılmış ve Arnold Schwartzanegger vari pectorallerimin göründüğü bir fotoğraf koyun, paraya para demeyiz. İnşallah birgün pazarlamayı öğrenecekler, o zamana kadar iyi içerik çıkartarak sizden “hit” almaya çalışacağız, 21.ci Yüzyılın pazarlama felsefesine tamanen aykırı bir tutum.

   
 
       
   
MSNBC News Atilla Yeşilada: Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe-1
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Kısa vadede, ekonomi ve global politik ortamda kaderimizi belirleyecek olay, ABD’nin Irak’a yapmak istediği müdahele. Bunun getirebileceği sonuçları son yazımda sizle paylaştım. Uzun vadede ise kaderimizi belirleyecek olay AB üyeliği. Bu konu da son derece kritik ve acil, çünkü eğer gerçekten AB’ye üye olmak istiyorsak Kopenhag kriterlerini bu sene sonunda yapılacak zirveden önce tamamlamak ve bir görüşme randevusu almak zorundayız.
       
AB DIŞINDA KALACAĞIZ
       2003’ün başında dönem başkanlığına Yunanistan getiriliyor, ondan sonra da zaten AB ilk dalgada üye yapacağı 10 ülkeyle ve kendi seçimleri ile uğraşmak zorunda kalacak, biz de havayı alacağız.
       Değerli milletimizin büyük bir çoğunlukla AB’ye üye olmak istediği kesin, ama Türkiye’de bu üyeliğin getireceği yükümlülükler ve avantajlar konusunda doğru dürüst fikri olan kaç kişi var, Tanrı bilir. Ben size bu konudaki görüşümü kısaca vereyim:
       Avrupa’yla bütünleşmeye evet, AB üyeliğine hayır. AB üyeliği, Küçük Karlofça Anlaşması’ndan sonra yapacağımız en aptalca hareket olur. Diyeceksiniz ki, AB’ye girmeden nasıl Avrupa ile bütünleşiriz. Çok basit, kafa yapısı ve davranış biçimi olarak Batılılaşmayı becerdiğimizde, AB üyesi olmasak da Avrupalı oluruz. Sokaklarda kurban kesmediğimiz zaman, 50 metre öne geçmek için 5 araba sollayıp hayatımızı tehlikeye atmadığımız zaman, karakollarda şüphelilere gübre yedirmediğimiz zaman, Avrupalı olma yolunda önemli bir adım atarız.
       Bence üyelik, bundan sonra düşünülmeli, çünkü kültürel olarak asla Avrupalı olmamamız da mümkün. Mesela ben asla Avrupalı olmak istemiyorum. Osmanlıyım ve Levantenim, halkımızın da çoğu böyle diye düşünürüm. Buna ek olarak, üyelikten önce muhakkak halk oylamasına gidilmeli.
       Dizinin bir sonraki bölümünde anlatacağım gibi, AB üyeliği belki 21. Yüzyılın ana trendi olan ekonomik bloklaşma ve globalleşme trendlerine tam katılım sağlıyor, ama binlerce şehit vererek kurduğumuz bu bağımsız TC’den de çok şey alıp götürüyor.
       
EN AZ YARDIM BİZE YAPILACAK
       İşin ekonomik boyutuna şöyle bir göz atalım. Eğer bir gün AB’ye girersek, en az yardım alarak giren ülke olacağız. AB şu ana kadar bize verdiği mali taahhütlerin hiç birin yerine getirmediği gibi, tarım ürünleri ihracatı konusunda da hergün yeni bir sorun çıkartıyor.
       Hangi endüstride ihracatımız biraz parlasa, hemen anti-dumping soruşturması geliyor. Buna karşın, eğer üyelik yolunda olduğumuz kesinleşirse, Avrupa’dan doğrudan yatırımlar artar. Ayrıca, AB’ye üye olmayıp da gümrüksüz ihracat yapmak isteyen, Japonya ve ABD gibi ülkelerden de yatırım alırız. Finans boyutunda kredi derecelendirme notumuz artar, Avrupalı fon yöneticilerinden de portföy yatırımı alırız.
       
ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI
       Ama, AB üyeliği para ve bütçe politikalarını ülke yararına kullanmak konusunda elimizi kolumuzu bağlıyor. Diyeceksiniz ki, bunlar zaten şu ana kadar bize tek kuruş yarar sağlamadı. Eyvallah, ama dikkat edin, konuştuğumuz ortam Türk kurumlarının ve politikacılarının Avrupa’ya uyum sağladığı, yani doğru dürüst çalıştığı bir sanal dünya. İşin daha kötüsü, AB üyeliği üçüncü ülkelerle olan ilişkilerimize de ciddi bir ambargo koyuyor. AB üyesi Türkiye’nin artık Orta Doğuda, Kafkaslarda ve en önemlisi Orta Asya’da bağımsız ekonomik stratejiler uygulaması çok güçleşecek.
       Bu risklerin hepsini kabul ederim bir noktada ekonomist olarak. Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin doğrudan yabancı yatırım çekmek olduğun her yerde söyleyen bir insan olarak, kendimle çelişkiye düşmek istemem. Ama, beni en çok rahatsız eden şu: İngiltere’nin de manzarayı çaktığı gibi, AB ekonomik evriminde Anglo-Saxon değil, Continental dediğimiz modeli uyguluyor.
       Almanya ve Fransa’nın uygulamada başını çektiği, İskandinav ülkelerinin de katıldığı bu model, işçiyi korumak için işsizliği artıran, enflasyona engel olmak için büyümeyi sıfıra indiren, bürokrata serbest pisaya mekanizsmasının çalışmasını nasıl isterse öyle engelleme hakkı veren bir model. Yani, bizim kurtulmak istediğimiz bir yapı.
       
AB YİNE YAVAŞ BÜYÜYECEK
       Unutmayın, AB her zaman ABD’den daha yavaş büyüdü, teknolojide geri kaldı ve böyle kalmaya devam edecek. Senede ancak yüzde 7 veya daha hızlı büyürse gelecek nesillere yaşanacak bir ülke bırakabilecek bir toplum olarak, bu kurallar bize uymaz. Aksine, bizi yavaşlatır. Bakın, Polonya AB’ye girsin, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bir yıl içinde feryat etmeye başlayacaklar işsizlikten.
       Ekonomik açıdan, eğer hedef Paris’e vizesiz gidip ucuza alışveriş yapmak değilse, AB üyeliğinin bize çok fazla katkı sağlamayacağını iddia ediyorum. Pazartesi, AB ile ilişkilerimizin politik yönünü inceleyeceğim.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları