| | | | Bankalara kaynak aktarımını öngören yeni yasayı nasıl değerlendirdiği yönündeki bir soru üzerine de Özince, mali sektörün sıkıntıda olduğunu düşünmediğini, sektörün önceden sıkıntıları olduğunu söylemenin daha doğru olacağını söyledi. Devlet ve özel otoritenin bugüne kadar birçok şey yaptığını anlatan Özince, şunları kaydetti:
“Bu kadar operasyondan birtakım olumlu neticelerin de çıktığını, bu kadar ızdıraplarla, acılarla adeta ameliyat gören bu sektörün önemli ölçüde rehabilite olduğunu bir kere kabul etmemiz lazım. Bundansonra çok önemli birşey kaldığını düşünmüyorum. Son yasada öngörülen unsurlar da Türkiye’nin dışında benzer finansal kriz geçirmiş bütün ülkelerde uygulanagelmiş şeyler... Türkiye’ye de öneriliyor. Böyle imkanların ameliyatı yapılacak operatörün elinde bulunmaması bence çokyanlış. Ama kullanılır, ama kullanılmaz. İmkanın elde bulunması lazım.Dolayısıyla bu yeni yasanın o imkanları genişleteceğini düşünüyorum. Bunu sonuna kadar belirtilen limitlerde kullanılmasına da gerek kalmayacağını düşünüyorum.”
MİLLİ BANKACILIĞIN GÜCÜ ARTACAK
Ersin Özince, sistemin kendi kendini rehabilite etme sürecinin başladığını bildirerek, şu ana kadar bankacılık sektörüyle ilgili sürekli teredütte olunmadığını, gerektirmeyecek kadar çok reform yapıldığını söyledi.
Bir basın mensubunun “Peki bu ne zaman oturacak?” sorusunu da Özince, “Oluyor zaten. Yani ne yaparsak yapalım, kimse şunu söyleyebilir mi; Sektörde bugüne kadar yani son bir yıl içinde gördüğümüz kadar bir hareketi daha görürüz. Hayır... Hepimiz bunun farkındayız herhalde. Çünkü bugüne kadar çok şey yapıldı. Çok ağır faturalarla...” diye yanıtladı.
Özince, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama artık sona doğru geliyor. Ümit ederim ki, reel sektördeki mali yapıların da güçlenmesiyle bizim finans sektöründeki sıkıntımız yavaş yavaş zaman içinde geçecektir. Türkiye, büyük bir pazar. Türkiye’de her zaman tasarruf etmeye, sermaye biriktirmeye finans sisteminin güçlü, daha verimli olmaya ihtiyacı var. Türk bankacılık sistemi de bunun gereği yapacak. Ve bunun içinde de özellikle gelecekte ben milli bankacılığın gücünün artacağını düşünüyorum. Milli bankacılıktan kastım; Türkiye’de sermayesi oluşturulmuş yabancı bankalar içinde Türk şirketi olarak kurulmuş bankaların bu kapsamda olacağını düşünüyorum. İş Bankası’nın da bunun içinde mutlaka en önde gelen oyunculardan biri olacağına inancım tam.”
BANKA ALMAK GEREKİRSE ALIRIZ
zince, bir basın mensubunun “Şu anda başka bir bankaya ilgi duyuyor musunuz?” sorusu üzerine de, “Hayır... Zaten haksız rekabet unsurları mevcut altyapımızı gereğince kullanamamamızı getiriyordu” dedi.
İş Bankası’nın yatırımlarla 900 civarındaki en büyük şube ağına sahip olduğunu belirten Özince, şöyle dedi:
“Haksız rekabet azaldıkça bu konuda bilakis olumlu gelişmeler bekliyoruz. Önce kendi altyapımızın verimliliğini artırmak niyetindeyiz. Ama ileride Türkiye’de işler ticari hayat gelişmeye başlar, ekonomik hayat kuvvetli adımlarla gelişmeye devam ederse biz tabii bunun için teşkilatımızı büyütmemiz gerekiyorsa büyütürüz. Türkiye’de banka almak gerekirse alırız. Yurtdışında banka almak eğer Türkiye’nin ticaretine katkısı olacaksa alırız. Buna daima muktedir olacağımızı düşünüyorum.”
CAM TİCARETİNİN GELİŞMESİNİ İSTİYORUZ
Bir basın mensubunun, Başbakan Ecevit’in ABD’ye düzenlediği geziye katıldığını hatırlattığı Özince’ye bu geziye dair izlenimlerini sorması üzerine de Özince, gözlemlediği kadarıyla son derece ticari ağırlıklı bir tavır sergilendiğini kaydetti.
Özince, “Bu da gayet iyikabul gördü. Temaslardan çok tatmin olduğumu söyleyebilirim” dedi. İş Grubu’nda ABD’ye çok ciddi ihracat yapıldığını vurgulayan Özince, özellikle Şişecam’ın bunun başını çektiğini söyledi. Özince, “Türkiye ile ABD arasında cam alanındaki ticaretin daha kolaylaştırılması arzumuzdu” dedi.
ABD ile ticaretin gelişmesini kuvvetle ümit ettiklerini dile getiren Özince, “Bugün grubumuz şirketleri, özellikle cam ve demir çelik, ABD piyasasında bu kadar uzaktan rekabet edebilecek güçtedir” dedi. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Özince: Bankacılık fazla eleştiriliyor