|
Köhler: Türkiye ile yeni stand-by Derviş'ten yabancı yatırımcı müjdesi ABD'den stand-by önerisine destek IMF ile 3 yıllık yeni anlaşma IMF, faiz dışı bütçede ısrarlı IMF, kaynak için rapor hazırlıyor IMF'den 10 milyar dolar ek kaynak Özince: Program şartlara uyumlansın Özince: Alınan kararlar bankacılık sisteminin sağlığı için |
|||
Özince, Uluslararası Para Fonundan sağlanan 10 milyar dolarlık ek kredi sağlanması sonrası süreci değerlendirirken, ilave kaynak yaratılmasının önemli olduğunu ve Türkiyenin elinden geleni yapmaya samimiyetle çalıştığını söyledi. Ersin Özince, sözlerini şöyle sürdürdü: (Kaynak, kaynak) dediğimiz borçtur. Dolayısıyla Türkiye kaynağı ancak içeriden üretebilirse (kaynak) diye ifade edilmeli. Bu borçlar değil, kendi imkanlarımızla üreteceğimiz esastır. Bu nedenle ciddi bir tasarruf politikasının çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Nitekim onun mesajları da net olarak verildi. Hükümet tarafından dün açıklanan tasarruf tedbirleriyle ilgili sosyal kesimlerde tepkilerin gözlendiği hatırlatılarak, bunun sosyal huzuru ne ölçüde etkileyeceğinin sorulması üzerine Özince, Türkiyenin bu konumda yapacak çok fazla şeyi olmadığını belirterek, dışarıdan aranacak kaynaklarla düze çıkma sürecinin uzayacağı görüşünde olduğunu söyledi. Mutlaka neyin yapılması gerektiğini, ne kadar acı çekilmesini önerecek durumda değilim diyen Özince, sadece devletin değil, her bireyin tasarrufa önem vermesi, bu gerçekleştirilirken de sosyal huzurun bozulmaması gerektiğini dile getirdi. Ersin Özince, Şu an, bir de sosyal huzur konusunda sıkıntı yaratacak bir dönem değil. Bu demek değil ki özeleştiri yapmayalım. Ama yapıcı olalım diye konuştu. SORUN YAŞANMAYACAK İş Bankası Genel Müdürü Özince, 2002 yılında iç borçların çevirilmesinde zorluk yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin bir soruyu da, şöyle yanıtladı: Türkiye Cumhuriyetinde tasarruf sahiplerinin devlet iç borçlanma enstrümanlarına daima talep göstereceği kanaatindeyim. Biz devlet tahvilleri satıyoruz. Müşterisi de eksik olmuyor. 2002 yılında herhangi bir şekilde bir problem beklemiyorum. Dolayısıyla devamlı felaket beklemenin yararı yok. KREBİLİTEYİ ARTIRMAK HEPİMİZİN GÖREVİ Özince, Son günlerde piyasada olumlu bir hava var. Ancak ardından ANAP kanadından Başbakan Ecevite yönelik açıklamalar geldi. Bunlar bir güven krizine yol açabilir mi? sorusu üzerine Özince, şunları kaydetti: Konunun siyasi yönünü değerlendirmek bana düşmez. Bazı tartışmaların özgürlükle yapılabilmesine kendimizi alıştırmalıyız. Ancak bu dışarıya ülkemizin kredibilitesinin olumsuz etkilenmesi şeklinde yansımamalı. Dış dünyanın bizi anlayabilmesi, bizim birbirimizi anlayabilmemizden daha zor. Türkiyenin bugün ne yazık çok olumsuzlaşmış bir kredibilitesi var. Türkiye ile kıyaslanamayacak bazı ülkelerle eşdeğer kredibilitesi var. Bu kredibiliteyi yükseltmek sadece devletin değil, hepimizin görevi. Bir fikir etrafından birleşemezsek, kredibiliteyi ülke olarak kazanamayız. Son haftalarda borsadaki yükseliş ile dolarda yaşanan gerilemenin yeni bir dönüm noktası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin sorulması üzerine de Özince, finans sektöründe bulunan biri olarak mikro gelişmelerin önemine inandığını, döviz fiyatının çok yükselmesi durumunda talebin azalacağını o zaman da fiyatın düşeceğini daha önce söylediğini hatırlattı. Pahalı mala itibar edildiği görülmemiştir diye konuşan Özince, şöyle konuştu: Ancak bir dönüm noktası olması böyle kısa vadeli mikro gelişmelerle değil, daha uzun vadeli özellikle istikrardan ve yine güvenden geçer. Yani kredibilitenin artırılması şarttır. Türkiyenin kredi notunu artırmak zorundayız. Türkiyenin ticari ilişkilerinde zaafa düşmemek için buna muhtacız, dışarıdan daha çok borç almak için değil. Ticari ilişkilerimize yansıyor. Yani malımıza daha az para veriliyor. Daha zor şartlar uygulanıyor. Bu nedenle bu tür gelişmeleri kredi notumuza yansıtmadıkça sınıfı geçemezsiniz. REFORMLAR SÜRÜYOR Ersin Özince, forumda yaptığı konuşmada da, Türkiyenin son 10 yıldır reformları sıkı bir takvimle uyguladığını söyledi. Özince, yaşanan ekonomik kriz sürecinde en kötü günlerin geride kaldığını ve uygulanan istikrar programının Türkiye için fırsat olduğunu kaydederek; özel sektörün dinamizmi, mali kaynakları, becerikli işgücünü istihdam kapasitesiyle bu süreçte temel rol oynayacağını dile getirdi. Türkiyenin AB sürecinde Gümrük Birliğine girmesinden bu yana sadece uluslararası ticaret kanunlarını kabul etmekle kalmadığını belirten Özince, buna ek olarak Türkiyenin kendi pazarını AB mevzuatlarına uyumlu hale getirdiğini bildirdi. Özince, Türkiyenin yabancı yatırımcılar açısından ne kadar ilginç bir pazar olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti: Türkiyede her zaman güvenilir iş ortakları vardır ve her zaman olacaktır. Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisidir. Büyüme oranı açısından yükselmekte olan ekonomiler arasında başı çekmektedir. İhracatları son 10 yılda 2 misline çıkmış, ithalatı da büyümüştür. AB üyeliği yolunda da hızlı adımlar atılmaktadır. Toplantının İstanbulda yapılmasının anlamlı olduğuna işaret eden Özince, Dün hava bulutluydu, bugün rüzgarlı ve açık, görüşümüz net. Vaktiniz varsa İş Kulelerinin tepesine çıkın. Oradan karın çok iyi görülebileceğini söylüyoruz. Eğer vaktiniz yoksa, uçakla giderken ufkun ardına bakın, pek az yerde iki kıtayı birden görme şansınız vardır dedi. LEİGH: MÜZAKERE TARİHİ SÖYLEMEK ZOR Aynı toplantıya katılan, Avrupa Birliğinin (AB) genişlemeden sorumlu Genel Müdürlük Direktörü ve Türkiye Sorumlusu Michael Leigh, Türkiyenin üyelik müzakerelerine ne zaman başlayacağını açıkça söylemek mümkün değil dedi. 2004te AB Büyümesi Hayal mi, Yoksa Gerçek mi? başlıklı bir konuşma yapan Leigh, AB ile 12 ülkenin tam üyelik müzakerelerini sürdürdüğünü ve AB Komisyonunun bu ülkelerden 10 tanesinin üyelik için az-çok hazır olduğu yönünde rapor sunduğunu kaydetti. Leigh, bu ülkeler için üyeliğin ilk koşulunun, gösterdikleri ilerleme sürecini devam ettirmeleri ve zayıflıkları ortadan kaldırmaları olduğunu söyledi. 2004 yılında bazı ülkelerin üye olacağını, ancak 15 üyeden 25 üyeye yükselmenin bir takım finansal olanakları gerektirdiğini ifade eden Leigh, bu bağlamda ortak tarımsal politikalar ve dayanışma fonlarının tartışıldığını bildiklerini belirtti. Leigh, ABnin genişleme sürecinin coğrafi olarak yeni üyeler kazanmasının yanı sıra, bu süreçte ABnin yapı ve kurumlarının güçlendirilmesi ve daha iyi çalışmasının sağlanması gerektiğini söyledi. ABnin, ilk başta 6 üyeden kurulu bir yapı olduğunu, ancak daha sonra üye sayısının 15e yükseldiğini ve genişleme sürecinde bu sayının 25e çıkmasının gündemde olduğunu anlatan Leigh, AB kurumlarının daha fazla reforma ihtiyacı olacağını ifade etti. Leigh, 2004 yılından sonra genişlemenin gerçekleşeceğini ve müzakereler devam eden ülkelerden bazılarının üyeliğinin gerçekleşeceğini kaydederek, Romanya ve Bulgaristan için 2004ten sonraki bir tarihin söz konusu olacağını söyledi. Michael Leigh, Bu tarih 2007 olabilir dedi. TÜRKİYENİN DURUMU Türk hükümeti ile yapılan görüşmelere de değinen Leigh, geçtiğimiz hafta ilerleme raporunun Ankaraya sunulduğunu hatırlatarak, Tam üyelik için Türkiye kendi talebiyle ABye giremeyeceği için bu konu, öteki aday ülkelerin söz konusu koşulları temelinde belirlenecek diye konuştu. Leigh, Türkiyenin üyeliği için demokrasi ve insan hakları konularında yapması gereken çalışmalara değinerek, şunları söyledi: Türkiyenin bu koşulları sağlamak için çok çaba sarfettiğini, çok ciddi bir ilerleme yaptığını söyledik. Anayasada yapılan değişikliklerin olumlu olduğunu söyledik. Ama idarenin, polisin uygulamalarının günlük yaşama yansıması için bu sürecin ilerlemesi gerektiğini ifade ettik. Politik sorunlar kapsamında, Kıbrıs sorununun çözümü için ilgili bütün tarafların çaba göstermesi gerektiğini söylüyoruz. Kıbrısın üye olmasından önce bir çözüme ulaşılmasını umut ediyoruz. Türkiye ile Yunanistan ilişkilerinde çok önemli adımlar atılabileceğini düşünüyoruz. Türkiyenin üyelik müzakerelerine ne zaman başlayacağı bugün de soruldu. Türkiyenin üyelik müzakerelerine ne zaman başlayacağını açıkça söylemek mümkün değil. Çabalara destek olunacaktır. Bir kez politik koşullar yerine getirildiği zaman müzakereler başlayabilecektir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||