Home page
Haber Menüsü


Özince: 2002’de problem olmayacak
İş Bankası Genel Müdürü Özince, ekonomide 2002 yılında bir sorun beklemediğini belirterek, “Devamlı felaket beklemenin yararı yok” dedi. Özince, Türkiye’nin kaynağı içerden üretmesi halinde ‘kaynak’ olarak nitelendirmesi gerektiğini de belirtti.
İstanbul
AA
17 Kasım— Türkiye İş Bankası Genel Müdür Ersin Özince, 2002 yılında ekonomide borçlar açısından bir sorun yaşanmayacağını söyledi. Özince, Yes For Europe ve Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD)’ın düzenlediği forumda açıklamalarda bulundu. Özince, “(Kaynak, kaynak) dediğimiz borçtur. Dolayısıyla Türkiye kaynağı ancak içerden üretirse (kaynak) diye ifade edilmeli” dedi.

   
 
       
   
MSNBC News Köhler: Türkiye ile yeni stand-by
MSNBC News Derviş'ten yabancı yatırımcı müjdesi
MSNBC News ABD'den stand-by önerisine destek
MSNBC News IMF ile 3 yıllık yeni anlaşma
MSNBC News IMF, faiz dışı bütçede ısrarlı
MSNBC News IMF, kaynak için rapor hazırlıyor
MSNBC News IMF'den 10 milyar dolar ek kaynak
MSNBC News Özince: Program şartlara uyumlansın
MSNBC News Özince: Alınan kararlar bankacılık sisteminin sağlığı için
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Özince, Uluslararası Para Fonu’ndan sağlanan 10 milyar dolarlık ek kredi sağlanması sonrası süreci değerlendirirken, ilave kaynak yaratılmasının önemli olduğunu ve Türkiye’nin elinden geleni yapmaya samimiyetle çalıştığını söyledi. Ersin Özince, sözlerini şöyle sürdürdü:
       “(Kaynak, kaynak) dediğimiz borçtur. Dolayısıyla Türkiye kaynağı ancak içeriden üretebilirse (kaynak) diye ifade edilmeli. Bu borçlar değil, kendi imkanlarımızla üreteceğimiz esastır. Bu nedenle ciddi bir tasarruf politikasının çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Nitekim onun mesajları da net olarak verildi.”
       Hükümet tarafından dün açıklanan tasarruf tedbirleriyle ilgili sosyal kesimlerde tepkilerin gözlendiği hatırlatılarak, bunun sosyal huzuru ne ölçüde etkileyeceğinin sorulması üzerine Özince, Türkiye’nin bu konumda yapacak çok fazla şeyi olmadığını belirterek, dışarıdan aranacak kaynaklarla düze çıkma sürecinin uzayacağı görüşünde olduğunu söyledi.
       “Mutlaka neyin yapılması gerektiğini, ne kadar acı çekilmesini önerecek durumda değilim” diyen Özince, sadece devletin değil, her bireyin tasarrufa önem vermesi, bu gerçekleştirilirken de sosyal huzurun bozulmaması gerektiğini dile getirdi. Ersin Özince, “Şu an, bir de sosyal huzur konusunda sıkıntı yaratacak bir dönem değil. Bu demek değil ki özeleştiri yapmayalım. Ama yapıcı olalım” diye konuştu.
       
SORUN YAŞANMAYACAK
       İş Bankası Genel Müdürü Özince, 2002 yılında iç borçların çevirilmesinde zorluk yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin bir soruyu da, şöyle yanıtladı: “Türkiye Cumhuriyeti’nde tasarruf sahiplerinin devlet iç borçlanma enstrümanlarına daima talep göstereceği kanaatindeyim. Biz devlet tahvilleri satıyoruz. Müşterisi de eksik olmuyor. 2002 yılında herhangi bir şekilde bir problem beklemiyorum. Dolayısıyla devamlı felaket beklemenin yararı yok.”
       
KREBİLİTEYİ ARTIRMAK HEPİMİZİN GÖREVİ
       Özince, “Son günlerde piyasada olumlu bir hava var. Ancak ardından ANAP kanadından Başbakan Ecevit’e yönelik açıklamalar geldi. Bunlar bir güven krizine yol açabilir mi?” sorusu üzerine Özince, şunları kaydetti:
       “Konunun siyasi yönünü değerlendirmek bana düşmez. Bazı tartışmaların özgürlükle yapılabilmesine kendimizi alıştırmalıyız. Ancak bu dışarıya ülkemizin kredibilitesinin olumsuz etkilenmesi şeklinde yansımamalı. Dış dünyanın bizi anlayabilmesi, bizim birbirimizi anlayabilmemizden daha zor. Türkiye’nin bugün ne yazık çok olumsuzlaşmış bir kredibilitesi var. Türkiye ile kıyaslanamayacak bazı ülkelerle eşdeğer kredibilitesi var. Bu kredibiliteyi yükseltmek sadece devletin değil, hepimizin görevi. Bir fikir etrafından birleşemezsek, kredibiliteyi ülke olarak kazanamayız.”
       Son haftalarda borsadaki yükseliş ile dolarda yaşanan gerilemenin yeni bir dönüm noktası olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin sorulması üzerine de Özince, finans sektöründe bulunan biri olarak mikro gelişmelerin önemine inandığını, döviz fiyatının çok yükselmesi durumunda talebin azalacağını o zaman da fiyatın düşeceğini daha önce söylediğini hatırlattı.
       “Pahalı mala itibar edildiği görülmemiştir” diye konuşan Özince, şöyle konuştu: “Ancak bir dönüm noktası olması böyle kısa vadeli mikro gelişmelerle değil, daha uzun vadeli özellikle istikrardan ve yine güvenden geçer. Yani kredibilitenin artırılması şarttır. Türkiye’nin kredi notunu artırmak zorundayız. Türkiye’nin ticari ilişkilerinde zaafa düşmemek için buna muhtacız, dışarıdan daha çok borç almak için değil. Ticari ilişkilerimize yansıyor. Yani malımıza daha az para veriliyor. Daha zor şartlar uygulanıyor. Bu nedenle bu tür gelişmeleri kredi notumuza yansıtmadıkça sınıfı geçemezsiniz.”
       
REFORMLAR SÜRÜYOR
       Ersin Özince, forumda yaptığı konuşmada da, Türkiye’nin son 10 yıldır reformları sıkı bir takvimle uyguladığını söyledi.
       Özince, yaşanan ekonomik kriz sürecinde en kötü günlerin geride kaldığını ve uygulanan istikrar programının Türkiye için fırsat olduğunu kaydederek; özel sektörün dinamizmi, mali kaynakları, becerikli işgücünü istihdam kapasitesiyle bu süreçte temel rol oynayacağını dile getirdi.
       Türkiye’nin AB sürecinde Gümrük Birliği’ne girmesinden bu yana sadece uluslararası ticaret kanunlarını kabul etmekle kalmadığını belirten Özince, buna ek olarak Türkiye’nin kendi pazarını AB mevzuatlarına uyumlu hale getirdiğini bildirdi.
       Özince, Türkiye’nin yabancı yatırımcılar açısından ne kadar ilginç bir pazar olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti: “Türkiye’de her zaman güvenilir iş ortakları vardır ve her zaman olacaktır. Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisidir. Büyüme oranı açısından yükselmekte olan ekonomiler arasında başı çekmektedir. İhracatları son 10 yılda 2 misline çıkmış, ithalatı da büyümüştür. AB üyeliği yolunda da hızlı adımlar atılmaktadır.”
        Toplantının İstanbul’da yapılmasının anlamlı olduğuna işaret eden Özince, “Dün hava bulutluydu, bugün rüzgarlı ve açık, görüşümüz net. Vaktiniz varsa İş Kuleleri’nin tepesine çıkın. Oradan karın çok iyi görülebileceğini söylüyoruz. Eğer vaktiniz yoksa, uçakla giderken ufkun ardına bakın, pek az yerde iki kıtayı birden görme şansınız vardır” dedi.
       
LEİGH: MÜZAKERE TARİHİ SÖYLEMEK ZOR
       Aynı toplantıya katılan, Avrupa Birliği’nin (AB) genişlemeden sorumlu Genel Müdürlük Direktörü ve Türkiye Sorumlusu Michael Leigh, “Türkiye’nin üyelik müzakerelerine ne zaman başlayacağını açıkça söylemek mümkün değil” dedi.
       “2004’te AB Büyümesi Hayal mi, Yoksa Gerçek mi?” başlıklı bir konuşma yapan Leigh, AB ile 12 ülkenin tam üyelik müzakerelerini sürdürdüğünü ve AB Komisyonu’nun bu ülkelerden 10 tanesinin üyelik için az-çok hazır olduğu yönünde rapor sunduğunu kaydetti.
       Leigh, bu ülkeler için üyeliğin ilk koşulunun, gösterdikleri ilerleme sürecini devam ettirmeleri ve zayıflıkları ortadan kaldırmaları olduğunu söyledi. 2004 yılında bazı ülkelerin üye olacağını, ancak 15 üyeden 25 üyeye yükselmenin bir takım finansal olanakları gerektirdiğini ifade eden Leigh, bu bağlamda ortak tarımsal politikalar ve dayanışma fonlarının tartışıldığını bildiklerini belirtti. Leigh, AB’nin genişleme sürecinin coğrafi olarak yeni üyeler kazanmasının yanı sıra, bu süreçte AB’nin yapı ve kurumlarının güçlendirilmesi ve daha iyi çalışmasının sağlanması gerektiğini söyledi.
       AB’nin, ilk başta 6 üyeden kurulu bir yapı olduğunu, ancak daha sonra üye sayısının 15’e yükseldiğini ve genişleme sürecinde bu sayının 25’e çıkmasının gündemde olduğunu anlatan Leigh, AB kurumlarının daha fazla reforma ihtiyacı olacağını ifade etti.
       Leigh, 2004 yılından sonra genişlemenin gerçekleşeceğini ve müzakereler devam eden ülkelerden bazılarının üyeliğinin gerçekleşeceğini kaydederek, Romanya ve Bulgaristan için 2004’ten sonraki bir tarihin söz konusu olacağını söyledi. Michael Leigh, “Bu tarih 2007 olabilir’ dedi.
       
TÜRKİYE’NİN DURUMU
       Türk hükümeti ile yapılan görüşmelere de değinen Leigh, geçtiğimiz hafta ilerleme raporunun Ankara’ya sunulduğunu hatırlatarak, “Tam üyelik için Türkiye kendi talebiyle AB’ye giremeyeceği için bu konu, öteki aday ülkelerin söz konusu koşulları temelinde belirlenecek” diye konuştu.
       Leigh, Türkiye’nin üyeliği için demokrasi ve insan hakları konularında yapması gereken çalışmalara değinerek, şunları söyledi:
       “Türkiye’nin bu koşulları sağlamak için çok çaba sarfettiğini, çok ciddi bir ilerleme yaptığını söyledik. Anayasa’da yapılan değişikliklerin olumlu olduğunu söyledik. Ama idarenin, polisin uygulamalarının günlük yaşama yansıması için bu sürecin ilerlemesi gerektiğini ifade ettik. Politik sorunlar kapsamında, Kıbrıs sorununun çözümü için ilgili bütün tarafların çaba göstermesi gerektiğini söylüyoruz. Kıbrıs’ın üye olmasından önce bir çözüme ulaşılmasını umut ediyoruz. Türkiye ile Yunanistan ilişkilerinde çok önemli adımlar atılabileceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin üyelik müzakerelerine ne zaman başlayacağı bugün de soruldu. Türkiye’nin üyelik müzakerelerine ne zaman başlayacağını açıkça söylemek mümkün değil. Çabalara destek olunacaktır. Bir kez politik koşullar yerine getirildiği zaman müzakereler başlayabilecektir.”
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları