|
|
2000 yılında dünyada gerçekleşen doğrudan yatırım tutarı 1.270 trilyon dolar seviyesinde. Bu rakamın yaklaşık 1 trilyon doları gelişmiş ülkelere, kalanı gelişmekte olan ülkelere yönelmiş*. Bizi ilgilendiren gelişmekte olan ülkeler kategorisinde, en yüksek yatırım alan ülke 64 milyar dolar ile Hong Kong, bunu 41 milyar dolar ile Çin takip ediyor. Hong Konga gelen yatırımların büyük oranda Çine yönelmek isteyen yatırımlar için geçiş amacı taşıdığı biliniyor. Bir başka ifade ile, Çin dünyada en çok yatırım alan gelişmekte olan ülke konumunu sürdürüyor. Güney Doğu Asya - Pasifik bölgesinin aldığı toplam yatırım 140 milyar dolar civarında. Latin Amerika ve Karayipler bölgesi yaklaşık 90 milyar dolar, Orta ve Doğu Avrupa bölgesi ise 26 milyar dolar yatırım alıyor. TÜRKİYENİN ALDIĞI RAKAM 1.7 MİLYAR $ 2000 yılında Türkiyenin aldığı doğrudan yatırım miktarı 1.7 milyar dolar. Bu Türkiyenin yıllık bazda aldığı en yüksek rakam. 2001 yılında muhtemelen 2 milyar doların üzerine çıkarak yeni bir rekor kıracağız. 1990lı yılların sonlarına doğru yıllık 1 milyar doların üzerinde yatırım alan 23 gelişmekte olan ülke bulunuyor. 2000li yıllar ile beraber bu 20-25 gelişmekte olan ülke arasına Türkiyenin de girmeye başladığını söyleyebiliriz. YABANCI YATIRIMDAN BÜYÜMEYE DESTEK Bazı olumsuzlukları olabilmekle birlikte doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeye önemli bir katkı sağladığı konusunda çok fazla şüphe bulunmamakta. Bu nedenle de yabancı yatırımları çekmek özellikle gelişmekte olan ülkelerin yarıştığı bir konu. Doğrudan yabancı yatırımların neden ve nasıl ekonomik büyümeye katkıda bulunabileceği ayrı bir tartışma konusu. Bu konuyu başka bir yazıda tartışmayı düşünüyoruz. Burada vurgulamak istediğimiz konu, Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne göre hala çok düşük miktarda yatırım alan bir ülke olduğu ve bunda bir artış sağlanabilmesi için nelerin gerekli olduğudur. Bize göre 3 konuda ilerleme kaydedilmesi gerekiyor. Birincisi, yatırımlarda karşılaşılan idari engellerin ortadan kaldırılmasıdır. İkincisi, kayıt dışı ekonominin ve bununla ilintili olarak yolsuzluğun azaltılmasıdır. Üçüncüsü ise enflasyonun tek haneli rakamlara düşürülmesidir. İDARİ ENGELLER KALDIRILMALI Yatırımlarda karşılaşılan idari engellerin ortadan kaldırılması hükümetin gündeminde olan bir konu. Hazine Müsteşarlığının internet sitesinde yapısal reformlara ilişkin hazırlanan raporlardan birisi bu konuya ayrılmış. Bu raporda, yabancı yatırımlara ilişkin detaylı bir incelemenin var olduğu, aynı belgelerin bir çok kurum tarafından istendiği, kurumsal yapılar ve resmi yetkilerin kimi kez birbiri ile çakıştığı, mevzuatın sıklıkla değiştiği, açık, yeknesak ve genel kabul görmüş idari uygulamaların olmadığı, merkezi idareler ile yerel idareler arasında eşgüdüm eksikliğinin bulunduğu açık bir şekilde belirtilmekte. Bu sorunu çözmek üzere son bir yıldır yapılan çalışmalar bir kararname haline gelmiş durumda. Bu kararname, IMF İcra Direktörleri toplantısından önce hükümetin imzalaması gereken 5 kararnameden birisi. Bu kararnamenin yürürlüğe girmesi yabancı yatırımların önünü açan önemli bir faktör olacak. Kayıt dışı ekonominin ve yolsuzluğun azaltılması çok hızlı gerçekleşebilecek bir değişiklik değil. Bu konuda önemli yasal değişiklikler gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulunda imzalanması gereken Türkiyede Şeffaflığın Arttırılması ve Kamuda Etkin Yönetimin Geliştirilmesi Eylem Planı kararnamesi ile Vergi Stratejisi önemli bir adım olacak. Bu stratejilerin ilk aşamada 2002-2004 yılları için oluşturulduğunu düşünecek olursak kayıt dışı ekonomi ve yolsuzlukla mücadelenin belli bir zaman alacağını söyleyebiliriz. ENFLASYONDA POLİTİKA OLUŞMADI Türkiyeye gelen yabancı yatırımların önündeki en temel engellerden olan enflasyon ile mücadelede henüz kararlı bir politika oluşturabilmiş değiliz. Sermayeyi eriten, göreli fiyatlar konusunda doğru sinyaller alınmasını engelleyen, yatırım kararlarını geciktiren enflasyonun mutlaka yok edilmesi gerekiyor. Kamu ve finans sektörü reformları konusunda belli bir aşamayı geçtikten sonra, Türkiyede enflasyon ile mücadeleye kararlı bir şekilde başlanmasını bekleyebiliriz. Türkiyede yabancı yatırımlar 2000 yılı ile beraber artma eğilimine girdi. Bunun artan bir ivme ile devam edebilmesi için de bir reform süreci başlamış bulunuyor. Önemli fakat aynı zamanda zor olan, artık uygulamaların hayata geçirilmesidir. Eğer önümüzdeki yıllarda yabancı firma yöneticilerinin ... evet bürokrasi fark edilir biçimde azaldı.. ya da ... KDVsiz mal satanların, sigortasız işçi çalıştıranların azaldığını gözlüyoruz... şeklinde demeçlerine rastlıyorsak, başarılı olacağına inanılan bir enflasyon ile mücadele programı başlamışsa, işte o zaman Türkiyeye tahminlerimizin ötesinde yatırım artışı izlememiz mümkün olacak. *Doğrudan yatırımlara ilişkin veriler UNCTAD tarafından yayınlanan World Investment Report, 2001den alınmıştır. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||