|
|
BSY bu yazıyı, hesap kitap ve sonuçta Bakın gördüğünüz gibi bankaların kâr hadleri o kadar yüksek değil savunmasına getirmek istemiyor. Ancak üzerinde durulması gereken noktalardan biri, bankaların sermaye ve nakit-gayri nakit varlıklarının değerleri ile kârlarını karşılaştırıp bir banka sahibinin, banka genel müdürüne Ben bu para ile bankacılık yapmayıp paramı başka bir bankaya yatırsam, bu şubeleri ve genel müdürlük binasını kiraya versem bundan çok daha fazla kâr elde ederim dediğinde aldığı cevabın ne olduğu BSY için bir merak konusudur. Kaldı ki kâr, kapitalist düzenin olmazsa olmaz kavramlarından biri. Emek gücünün aldığı ücret, sermayenin aldığı rant, gayrimenkulün aldığı kira gibi girişimcinin aldığı kâr payı da düzeneğin işleyebilmesi için gereklidir. Hatta ne kadar çok kâr elde ediliyorsa, pazara o kadar çok oyuncu girecek, rekabet ortamı genişleyecek ve verilen hizmet, sunulan ürünlerin kalite ve çeşitliliği artacak hem de dolaylı veya dolaysız olarak bu sektörden yararlanan diğer sektörlere faydası olacaktır. MASRAFLAR NEYE GÖRE YÜKSEK? Masrafların yüksekliği konusu ise şu soruları da beraberinde getirmeli Bu masraf neye göre yüksek?, Yüksekliğin ölçütü ne?, Sizin masraf hesaplamadaki yönteminiz nedir ki bankanın yaptığı hesaplama ile tutmuyor? Telekom konusunda ilgili bakanın yaptığı bir hesaplama çok ilginç: 1 gram otomobil 15 bin lira, 1 gram cep telefonu 3 milyon lira, 1 gram uydu 375 milyon lira, 1 gram genetik aşı 7.5 milyar lira. Bu hesaplamada da hiç kimse kalkıp bu fiyatlar hiç adil değil, aslında o aşı olsa olsa 3 milyar liradır demez. Ancak iş banka masraflarının hesaplanmasına geldiğinde 100 milyon liralık şehirlerarası para havalesinin olsa olsa 500 bin liralık masraf yarattığı konusunda uzman kesiliriz. Kaldı ki bizim paramız zaten bankada kaldığı için o masrafın bile alınmasına gerek yok. Banka, o havale için 500 bin lira yerine 5 milyon lira alıyorsa bu onun yaptığı masrafların yüksekliğinden değil, aşırı kâr hırsından kaynaklanmaktadır. BSY, didaktik yazılardan ne kadar kaçınmaya çalışırsa çalışsın şartlar ve toplum onu zorluyor. Onun için şimdi biraz ders zamanı: Bankaların 2 tip gelirleri var: Faiz gelirleri ve faiz dışı gelirler. Ve banka müşterisini ilgilendiren de bu faiz dışı gelirler kalemi. Bu aşamada sorulması gereken şu, her işlem ile ilgili bir masraf doğacak, çünkü bu dünyada masraf oluşturmayan bir işlem yok, peki bu masrafları kim ödeyecek? Hizmeti alan mı ödemeli, yoksa bu masrafın bedeli başka bir kalemden mi karşılanmalı? MASRAFIN NE KADARI HAKLI? BSY, okuyucuları arasında ben ödemeyeyim de kim öderse ödesin diyecek biri olmadığını umut ediyor. O zaman soru aynı yere dönüyor, bu masrafın ne kadarı haklı bir masraf, ne kadarı haksız bir masraf?Üzerinde durulması gereken iki konu ortaya çıkıyor: Bankaların masrafları arasında müşterinin görmediği kalemler epeyce ağırlık taşıyor. Örneğin bankalar müşterileri gece yarısı para çekebilsin diye ATMlere para koyuyorlar Bu para aslında bankalararasında gecelik faizde para kazanabilecek bir meblağı oluştururken hiç bir kazanç getirmeden (hatta bazı durumlarda interbankta faizle borçlanarak) ATMde duruyor Şimdi bir müşterinin İyi ama ben o akşam o ATMden para çekmedim ki, niye masrafını ben ödeyeyim? diye sorması mantıklı olmuyor. Çünkü o hizmetten yararlanan da parasını kesintisiz çekebiliyor, tıpkı kendisi o hizmetten yararlandığında doğrudan bir masraf ödemediği durumda olduğu gibi. MASRAFI KİM ÖDEMELİ? Ama bu durumda oluşan masrafı kim ödemeli, daha iyi yaygın bir hizmet vermek isteyen banka mı, bu hizmetten yararlanmak, her köşe başında ATM isteyen müşteri mi yoksa halkının bu hizmetten yararlanmasını ve refah seviyesinin artmasını isteyen (gelirinin de aslında bizim vergilerden oluştuğunu göz ardı etmeden)devlet mi? İkinci konu daha ilginç çünkü müşteri ödediği masrafın her kuruşunun bankanın kasasına girdiğini zannediyor (aynı faize yatırdığı paranın tamamının banka tarafından kullanılabildiğinin zannedilmesi gibi), ancak bu meblağın bir kısmının da Banka Sigorta Muamele Vergisi gibi harç, resim ve pul masraflarından oluştuğunu göz önüne almadan Sonuç olarak: Kârın, ne kadar az olursa o kadar iyi bir kavram değil, hatta tam tersi ne kadar çok olursa, piyasaya giren oyuncuların o kadar çoğalacağı ve ekonominin dinamikleri sebebiyle bunun da daha iyi, yaygın, kaliteli hizmet olarak hizmet alanlara yansıyacağı bir olgu olduğu, Banka masraflarının yüksekliği ve düşüklüğünün sadece cebimizden çıkan para ile değil, o masrafı yaratan kalemlerin ölçme kriterleri ile doğrudan bağlantılı olduğu, Bize masraf olarak yansıyan meblağın tamamının banka kasasına girmediği, Bir hizmet alınıyorsa ve daha iyi hizmet isteniyorsa bunun bir bedelinin olduğu, en âdil yöntemin de hizmeti alanın ödemesi olduğu, (aksi halde bu masraf ya bu hizmeti almayan tarafından ödenmeli ya da hizmeti veren tarafından karşılanmalı) kabul edilmeli. Şimdi sıra geldi BSYnin toplumsal hizmetine: Masraflarla ilgili olarak yapılan araştırmalarda şu sonuç ortaya çıkıyor. Bir işlemin; Şubede gerçekleştirilmesinin maliyeti: 1.5 dolar ATMde gerçekleştirilmesinin maliyeti: 30 cent Telefon bankacılığı (IVR-insansız): 15 cent Telefon bankacılığı (insanlı): 75 cent İnternet bankacılığı: 10 cent Cep telefonu bankacılığı: 10 cent Bu durumda banka müşterisinin işlemlerini daha ucuza yaptırma konusunda seçenekleri var ve bu seçenekler içinde sizin için uygun ve banka için daha az masraflı olanı bulmak için biraz çaba harcamak gerekiyor. Sevgi, saygı, karlar altında birbirimizin hayatını kolaylaştıracak önlemleri vatandaş olarak da alabileceğimizin bilincinde bir Türkiye. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||