|
|
Ticaret, coğrafi açıdan bakıldığında dağılmış durumda. Böyle bir durum ise yetersiz pazarlar ve birbirlerinden habersiz satıcı ve alıcıları getiriyor. Alıcılar, daha iyi-kaliteli-ucuz ürünleri teslime hazır satıcılar, satıcılar da nerede olduklarını bilemedikleri alıcılar hakkında bilgi istiyor. Kurumlararası iş ilişkilerinin çoğu hem karmaşık hem de emek ve bilgi yoğun. Doğru bilgiye, doğru zamanda ve doğru yerde ulaşmak büyük bir organizasyonda bile zorken, çoklu karmaşık organizasyonlarda bu durumun içinden çıkabilmek için katlanılan masraf ve yetersizlik çok fazla. İnternet ortamında bütün kurumlar arası ilişkiler, (sadece satma ve satın alma işlemleri değil, bütün ilişkiler) daha verimli ve etkin olacak, üstelik şeffaflığı da artıracak. Tedarik zincirleri doğru ve hassas öngörü/planlama yapamadıkları için envanter fazlası ile boğuşuyor, çok az satıcı (tedarikçi) müşterilerinin o ürünü ne zaman ve hangi miktarda isteyeceğini biliyor. Bu sebepten, bütün olasılıkları içerecek şekilde bir envanter planlaması yapmak zorunda kalıyorlar. Öte yandan alıcıların pazar dinamikleri değiştiği zaman alternatif bir tedarikçiyi hızla bulma olanakları çok az. İnternet temelli tedarik zincirleri bilgi paylaşımını ve piyasa koşullarına uyum olanaklarını artıracaktır. Bütün bu problemlerin ortadan kalkmasını sağlayabilecek çözüm (ve ne garip rastlantıdır ki bu aynı zamanda demokrasiye ulaşma için de aynı çözüm gibi gözüküyor) şeffaflık. ŞEFFAFLIK ÖNCELİKLİ Bu Satırların Yazarı (BSY) madem çözümler aynı, yeni ekonomi aynı zamanda demokrasiyi mi getirecek? sorusunu soracak kadar gözü kara değil ama ikisinin arasında bir illiyet rabıtası olduğuna dair şüphe tohumlarını da okuyucularının aklına sokmak istiyor Bu şeffaflık 4 alanda kendi gösteriyor: Fiyat şeffaflığı: Fiyat coğrafi bölge ve müşterinin büyüklüğüne göre değişiyor mu? Bulunabilirlik şeffaflığı: Benim bu ürüne şimdi ihtiyacım var, kim satıyor? Tedarikçi (satıcı) şeffaflığı: Bu ürünü başka üreten/satan var mı? Ürün şeffaflığı: Bu ürünün yerine veya alternatif bir ürün var mı? BSY aslında şunu düşünüyor: Yeni ekonominin neleri kapsadığını, ne işe yaradığını tam olarak anlayabilmek için yeni bir düşünce yapısına ihtiyaç var. Bu aşamada BSYnin gurularından birinin aslında başka bir çerçevede söylediği düşünceden bir alıntı yapmak en doğrusu: ( ) (Bu düşüncenin, kavramın) idrâki doğal olarak bilincin transandantal (aşkın) düzeyinde olacaktır.Göreli alandaki herhangi bir şey her zaman her yerde olamaz çünkü göreli demek, zaman, mekân ve nedensellikle sınırlı demektir ama her zaman her yerdelik düzlemi zaman, mekân ve nedensellikle sınırlı değildir. (Maharishi Mahesh Yogi-Varlık Bilimi ve Yaşama Sanatı) ( ) Demek ki düşüncenin ötesine (varolan sınırları aşamadığımız, iş dünyasındaki adı ile bir paradigm shift gerçekleştiremeden) gidemediğimiz müddetçe, yeni kavramları, yeni düzenleri, yeni kuralları anlayamayacak, sadece anlıyormuş gibi yapacağız. DESTEKLEYENLER NEREYE GİTTİ? Şimdi sıra, BSYnin geçen haftadan söz verdiği konulara değinmeye geldi: Dot.comların ekonomide gerçek yerlerini bulmadaki geçiş döneminde (NASDAQ endeksinin korkutucu bir biçimde düşüşe geçtiği dönem) Türkçede risk sermayesi veya girişimci sermaye olarak adlandırılan venture capitalistlerin paraları nereye gitti? Bu işe inanan bir kısmı hala gerçek dot-comları desteklemeye devam ediyor ama bu işten finansal anlamda korkan (veya düşündüğü kadar büyük kârlılık sağlayamayacağına inanan çoğunluk) paralarını hangi sektörlerin finansmanında kullanıyor? 3 alan öne çıkıyor, silah teknolojisi, bio-teknoloji ve nano-teknoloji Ve bu teknolojilere yapılan yatırımlar, Türkiye gündeminde Dabbet-ül Arz olarak yerini alan Stephen Hawkingi haklı olarak korkutuyor. (BSY, Stephen Hawkingle yeni ekonomi arasında bağlantı kurmasına yardımcı olan dostuna teşekkür ediyor- kendisi adının kullanılmasını istemediği için yazıda dost olarak geçiyor ama o kendini biliyor). Stephen Hawking insanlık bu türden küresel yıkım felaketleri karşısında gelecek zaman içinde başka gezegenlerde de yaşam kurabilmedilir derken bu tip teknolojilerin geleceğinden ve gücünden korkuyor. Örneğin Türkiyede pek yankı bulmadı ama geçen sene New Yorkta laboratuvar ortamında ufak bir kara-delik oluşturma girişimine, bazı bilim insanları ne yapıyorsunuz, bunu başarırsanız ilk başta toplu iğne büyüklüğünde olan kara-delik inanılmaz bir hızla bütün güneş sistemini içine alacak kadar büyür diye karşı çıkıyorlardı. HARRY POTTER ÖRNEĞİ Yeni ekonominin sağlayıcısı ve yararlanıcısı olan bu teknolojiler ile yaşadığımız dünyayı Azkaban Hapishanesine çevirmek isteyenler var. Hala seriyi okumamış kişiler için belirtmek lazım. Azkaban Hapishanesi Harry Potterda suç işleyen büyücülerin atıldığı bir hapishane, gardiyanları Ruh Emiciler ve insanların mutlu düşüncelerini emerek, onlardan çalarak ceza uyguluyorlar. En kötü ceza da bir Ruh Emicinin ölüm öpücüğü uygulaması ile büyücünün ruhunu emmesi olarak belirtiliyor. (BSY bu aşamada bunlar bu bu ülkeler, şu şu örgütlerdir diyerek politik şimşekleri üzerine çekmeyecek kadar akıllı Eğer sizden de acaba şu ülkeyi mi kastetti? diye bir soru gelirse, hayır onu kastetmemiştim diyecek kadar kaçak güreşebiliyor.) Eski gazeteci-yazarlardan biri (adını hatırlayamadığım için özür diliyorum) Uzun yazılara 10 lira isterim, kısa yazılara ise 50 lira. Kısa yazı yazmak daha zor demiş. Bu yeni ekonomi yazısı da o kadar uzadı ki, ntvmsnbc yetkilileri benden üste para isteyecekler, onun için bu konuyu, zaman zaman geri dönme hakkımı saklı tutarak, bitiriyorum. Sevgi, saygı, çölleşmesini durdurabilmiş, genç fidanların büyüme seslerini duyabilen bir Türkiye. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||