|
10 Aralık Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, devletin ekonomik kalkınmadaki rolünün değiştiğini vurgularken, günümüzde devletin rolünün yeniden tanımlanması gerektiğini söyledi. Chhibber, günümüzde devletin rolü, düzenleyici hakem, bir antrenör gibi görünmeli dedi. Maliye Bakanlığı ve Dünya Bankasının ortaklaşa düzenlediği, Etkin Devlet İçin Kamu Harcama Yönetimi Reformu konulu uluslararası konferans, ODTÜde başladı. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Chhibber, açılışta yaptığı konuşmada, günümüzde devletin rolü konusunda Türkiyenin, uluslararası alandaki değişime paralel değişim gösterdiğini söyledi. Devlet Bakanı Tunca Toskay da, bütçe hazırlıklarının denetlenmesinde TBMMnin etkin katılamadığını söyledi. |
Chhibber: Ekonomi iyiye gidiyor Chhibber: Desteğimiz artacak Chhibber: Kredi görüşmeleri sürüyor Derviş: Daha gidecek çok yolumuz var Stand-by ve gözden geçirme çalışması birleştiriliyor "2002'de yeni özelleştirme hedefleri" IMF heyeti kendi arasında çalışıyor IMF'ye "öncelikli eylemler" listesi Kahkonen, resen emeklilik ve Telekom'u soruyor IMF: Görüşmeler iyi gidiyor Dünya Bankası desteği artabilir |
|||
Geçen sürede Devletin etkin rolünün, sistemin düzenlenmesinin mümkün olmadığının görüldüğünü ifade eden Chhibber, Düzenleyici kurallar olmadıkça, problemler ortaya çıkar. 1990lı yıllarda Türkiyede de benzer sorunlar yaşandı. Bu çerçevede bağımsız enerji, telekomünikasyon ve bankacılık alanlarında piyasa düzenleyici kurullar oluşturuldu dedi. DÜNYA BANKASI RAPORU: Kamu maliyesinde acilen yeniden yapılanma Türkiyedeki bütün bu gelişmelerin, uluslararası gelişime paralellik arzettiğini ifade eden Chhibber, hükümetin insanlara daha da yakın olması gerektiğini söyledi. Chhibber, şöyle devam etti: Hükümet içinde daha fazla hesap verilebilirlik sisteminin oluşturulması, ademi merkeziyetçi sistemin geliştirilmesi, basın aracılığı ile devletin, hükümetin vatandaşa daha yakın hale gelmesi, yine basın aracılığı ile devletin kontrol edilebilmesi gerekir. Türkiye, bu konuda birçok devletten daha önde. Çünkü Türkiyenin laik ve demokratik bir yapısı var. Fakat daha da gelişme kaydedilebilir. ÇEKİRDEK DEVLET KAVRAMI Günümüzde çekirdek devletin nasıl geliştirileceğinin gündemde olduğunu belirten Chhibber, çekirdek devleti, özel sektörün yapamayacağı şeyler olarak tanımladı. Çekirdek devletin Türk ekonomisinin gelişmesinde en önemli konuya sahip olduğunu kaydeden Chibber, şöyle devam etti: Genel anlamda sistemin, bütçenin geliştirilmesi, koordinasyonun sağlanması gerekir. Devletin ve hükümetin amaçlarını belirlemesi, teknokratların da bu amaçları yerine getirmesi bekleniyor. Bakanlarla hükümet, programın genel amaçlarını belirledikten sonra, bunun uygulanmasını teknotratlara bırakmalı. Türkiye bu yolda ilerliyor. Bu uygulamaya karşı çıkanlar olacaktır, fakat ekonomik zorluklar ortaya çıktığında, bunun gerekli olduğunu düşünenlerin sayısında artış olacak. MALİ SEKTÖR KREDİSİ Chhibber, Türkiyeye verilmesi öngörülen 1.3 milyar dolarlık Mali Sektör Uyum Kredisinin, büyük olasılıkla Ocak ayında Dünya Bankası İcra Kurulunda görüşülüp karara bağlanacağını söyledi. Chhibber, konuşma sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlarken; 3 milyar dolarlık ülke yardım kredisinin (CAS) dağılımı konusunda ise henüz bir anlaşmaya varılmadığını, bu konuda görüşmelerin sürdüğünü ifade etti. Toskay: TBMM etkin katılamıyor Devlet Bakanı Tunca Toskay da, bütçe hazırlıkları ve kamu harcamalarının denetlenmesi konusuna değinirken, yürürlükteki sistem içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bütçe hazırlıklarına etkin bir katılım gerçekleştiremediğini söyledi. Meclisin etkin bir denetim yaptığını söylemenin de mümkün olmadığını ifade eden Toskay, Meclisin bazı kesin hesapları, adeta bir noter gibi tasdik eder durumda olduğunu kaydetti. Meclisin bütçe hazırlıkları ve kamu harcamalarının denetlenmesindeki yeriyle ilgili olarak Toskay, yürürlükteki sistem içinde Meclisin bütçe hazırlıklarına etkin bir katılım gerçekleştiremediğini vurguladı. Meclisin etkin bir denetim yaptığının söylemenin de mümkün olmadığını ifade eden Toskay, Meclisin bazı kesin hesapları, adeta bir noter gibi tasdik eder durumda olduğunu kaydetti. Meclisin rolünün daha etkin hale getirilebilmesi açısından, hem sistem hem de süreçlerde bir takım değerlendirmeler yapılması ve bazı değişikliklere gidilmesi gerektiğini düşündüğünü kaydetti. Toskay, Dünya Bankası raporunda iç denetim sistemi reformunun çok önemli rol oynadığı şeklinde bir ibare bulunduğunu, bunun da doğru olduğunu belirtirken, Bunun gerçekleşmesi lazım diye konuştu. Raporda yer alan katı, amacını aşan, toplumun ihtiyaç duyduğu hizmete imkan vermeyen bütçe, kamu yönetim sisteminin bütçe dışına çıkış eğilimi güçlendirir tespitinin de doğru olduğunu vurgulayan Toskay, Ancak fonların döner sermayeli kuruluşların bütçe içine alınmasının, kamu ile ilişkili vakıfların daha sıkı denetime tabi tutulmasının bu eğilimi tek başına ortadan kaldırmaya yeterli olamayacığı kanaatindeyim diye konuştu. REFORMLARA DİRENİŞ VAR Toskay, 57. Hükümetin 2.5 yıldır çok ciddi yapısal reformlar gerçekleştirme gayreti içinde olduğunu, bununla kaynakları verimli kullanma, küresel rekabete uyum sağlayabilme ve istikrarlı büyüyen bir yapıya ulaşmanın hedeflendiğini söyledi. Bu hedefe varmak için kamu harcama reformunun önemine işaret eden Toskay, bu reformları yapmanın güçlüğüne değindi. Toskay, bunların kolay olmaları durumunda, zaten zaman içinde çözülebileceklerini söyledi. Reform ihtiyacının toplumun değişik kesimlerince dile getirildiğini, 57. Hükümetinde bunları yapmaya başladığını anlatan Toskay, Ancak bazı kesimlerde ciddi direnişlerle karşı karşıya olduğumuzu kabul etmemiz lazım. Ama buna rağmen bunları gerçekleştirmek zorunda olduğumuz noktaya, Türk ekonomisi gelmiş bulunmakta diye konuştu. Yapısal reformlar gerçekleştirildikçe insanların karşısına yeni bir kamu yönetimi yapısı çıkacağını hatırlatan Devlet Bakanı Toskay, Acaba bu noktadan, bugün varacağımız hedefi şimdiden tanımlasak ve tanımladığımız hedefe doğru reformaları daha bilinçli olarak götürsek daha yararlı bir iş yapmış olur muyuz diye sordu. YÖNETİM YAPISI SORGULANMALI Ardından, bu reformlarla ortaya çıkacak kamu yönetimi yapısının, devleti tekrar tanımlama ihtiyacıyla karşı karşıya olup olmayacağı sorusunu dile getiren Toskay, toplumun tek tek reformalarla bir yöne doğru gidildiğini bildiğini, ancak ne yöne gidildiği konusunda net bir fikri olmadığını söyledi. Benim yapmak istediğim, kamu yönetim yapısını dinamik bir analizle tekrar sorgulamak ve değerlendirmek diyen Toskay, Tek tek referans bir noktaya varabilirsiniz veya varacağınız noktayı tek tek olarak tanımlar, referansı hedefe yönelik olarak daha bilinçli sevkedebilirsiniz diye düşünüyorum diye konuştu. - Toskay, raporun Türkiyenin kamu yönetimi ve harcama sisteminin gerçekçi bir biçimde irdelediğini ifade ederek, rapordaki çok yılı kapsayan bütçe uygulamalarının kullanılması fikrine kendisinin de katıldığını söyledi. Toskay, Çok yılı kapsayan bütçe çerçevesinin kullanılabilmesi Türkiye açısından da fevkalade faydalı olacak. Sistemi buna göre modifiye etmekte yarar var dedi. Türkiyede ekonomik istikrarın sağlanması ve dengelerin tesis edilmesinde geleceğe dönük taahhütlerin iyi incelenmesi gerektiğine işaret eden Toskay, yatırım projelerinin maliyetlerinin de, gerçekçi bir şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguladı. CANEVİ: BÜTÇE BÜYÜKLÜĞÜ ÖLÇÜLEMİYOR TEB Yönetim Kurulu başkanı ve IMKB Başkanvekili Yavuz Canevi, Dünya Bankasının raporuna atıfta bulunarak, ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz. Kamu harcamaları ve bütçe büyüklüğü ölçülemiyor dedi. Canevi, yaptığı konuşmada, kamu yatırımlarının tamamlanma sürelerinin gittikçe uzadığını, böyle giderse yatırım tamamlanma sürelerinin 2010 yılında 30 yıla çıkacağını kaydetti. Canevi, belediyelere verilen dış borç garantilerinin, devleti çok büyük yük altın soktuğunu sözlerine ekledi. ATİYAS: REFORMA SAHİPLENME AZ Sabancı Üniversitesinden İzak Atiyas ise reforma siyasi sahiplenme olmadan ilerlemenin zorluğuna dikkat çekti. Atiyas, esas olarak bu reform bugüne kadar bürokrası tarafından omuzlanmıştır dedi. Siyasi sahiplenmenin kuruluşlar arasında koordinasyon sorununu da azaltacağını söyleyen Atiyas, Türkiyenin elinde çok yerli malı bir program olduğunu, bunun sahiplenilmesi gerektiğini söyledi. Bahçeşehir Üniversitesinden Eser Karakaş da, Türkiyenin bütçe açığı oranı ve yüksek enflasyon konusunda dünyada tek kaldığını belirtirken, kendine has bir üslupla sorunları anlattı. Türkiyede yaklaşık 40 milyon ortalama seçmenin gelirinin bin dolar civarında olduğunu, 3 milyon vergi mükkellefinin gelirinin ise 20 bin dolara yaklaştığını kaydeden Karakaş, siyasilerin oy maksimizasyonu için bir kesimden diğerine kaynak transferi yaptığını anlattı. Ancak artık aktarılabilecak kaynak kalmadığında borçlanma veya enflasyon gibi yollara gidildiğini anlatan Karakaş, Bu sistem şu anda kısır döngüye dönmüş vaziyetti diye konuştu. RAPOR TARTIŞMAYA AÇILDI Öte yandan Dünya Bankası tarafından hazırlanan Türkiye Kamu Harcamaları ve Kurumsal Yapının Değerlendirilmesi Raporu, konferansta katılımcılara dağıtıldı. Raporda, Türkiyenin gerek sanayileşmiş pek çok ülke, gerekse gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında, kamu harcamaları yönetimi performansı bakımından zayıf durumda bulunduğu belirtildi. Raporda, devlet tarafından finanse edilen programlar hakkında kapsamlı ve kullanılabilir bilgilerin eksikliğinin de, bu politikalar hakkında önceden karar alabilme ve sonradan değerlendirme yapmayı oldukça zorlaştırdığı ifade edildi. Bütçenin genel olarak, takdir yetkisine bağlı politikaların uygulanması amacına hizmet eden bir araç olarak görülmediği bildirilen raporda, şöyle denildi: Sık yaşanan hükümet değişikliklerin etkisiyle politika oluşturulması bile bakanlıklar tarafından genellikle ihmal edilmektedir. Bütçe uygulaması üzerindeki aşırı kontrol, israf ve verimsizliği önlemede yetersiz kalmaktadır. Kaynakların kamu kuruluşları tarafından verimli ve etkin kullanımına destek verme açısından bütçe oldukça zayıf kalmaktadır. Mevcut ekonomik krizin köklerinde, devletin karar mekanizmasındaki zaafiyetlerin yattığı yönünde görüşler olduğu ifade edilen raporda, söz konusu zafiyetlerin mevcut kamu harcamaları yönetimi sistemi ile kamunun kaynak kullanımı konusunda hesap verme mekanizmasında da görüldüğü belirtildi. Raporda, mali harcamaların tamamının hükümet tarafından etkin bir şekilde yönetilememesine dikkat çekiliyor ve sorunların ana başlıkları şöyle belirtiliyor: Stratejik karar almanın ihmal edilmesi; Politika ve planların bütçe ile bağlantısının kurulamaması; Bütçe uygulaması üzerinde aşırı kontrol olması ve bu kontrolün israf ve verimsizliği önlemede yetersiz kalması. Alınması gereken önlemler ise şöyle sıralanıyor: Devlet organizasyon şeması yeniden düzenlenmeli. Fonlar kaldırılmalı. Döner sermaye gelirleri bütçe içine alınmalı. Bazı kamu gelirlerinin belirli amaçlar için kullanılması uygulaması aşamalı olarak kaldırılmalı. Bütçe kapsamı genişletilmeli. Koşullu yükümlülüklerin değeri bütçe sunumunda belirtilmeli. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||