|
Özen: Birleşme 14 Aralık'ta tamam Özince: Zayıf müesseseler tasfiye edilmeli Akışık: Kamu bankalarının borcu 3 katrilyon S&P'den bankalara iyi haber Bankacılık krizin diyetini ödüyor İktisat ve EGS'nin mevduatı Vakıf'ta Mevduat devri 10 Aralık'ta tamam Toprakbank Fon'a devredildi İktisat Bankası "resmen" kapatıldı ABank, Bayındırbank'ı inceleyecek |
|||
Fondaki bankalardaki mevduatların özel bankalara devri için başarılı bir ihale yapıldığını ve 4 tane ihalenin daha yapılacağını bildiren Pazarbaşıoğlu, Bu bankalardaki mevduatları mümkünse özel bankalara devredeceğiz. Bu ihaleler başarılı olursa özel bankaların mevduatı artmış olacak. Özel bankalara devredilmemesi halinde Ziraat ve Halk Bankası gibi kamu bankalarına devri söz konusu olabilir dedi. ÖZEL BANKALARIN PAYI ARTTI Özel bankaların kredilerdeki paylarının artığını ifade eden Pazarbaşıoğlu, bu bankalardaki yabancı mevduat oranının yüzde 72.2ye yükseldiğini kaydetti. Özel bankalardaki yabancı para açık pozisyonunun 1.4 milyar dolar gerilediğini vurgulayan Pazarbaşıoğlu, önemli konulardan birisinin de kredilerin takipteki alacaklara dönüşmesi olduğunu kaydetti. Bankaların ne kadar risk taşıyabileceklerinin belli olduğunu ifade eden Pazarbaşıoğlu, bankalardan bu konuda her hafta rapor aldıklarını bildirdi. ŞUBE VE PERSONEL SAYISI AZALDI Mali yeniden yapılandırmanın yeterli olmadığına işaret eden Pazarbaşıoğlu, operasyonel yapılandırma ile şube sayısında indirime gitmenin önem taşıdığını söyledi. Özince: Zayıf müesseseler tasfiye edilmeli Fondaki bankalardan Oyakbankın Etibanka teklif verdiğini hatırlatan Pazarbaşıoğlu, Sitebank ile Novabankın ilgilendiğini ve satış görüşmelerinin sürdüğünü, Kentbank ile TEBin ilgilendiğini ve Bayındırbank için de satış süresinin 25 Aralık olarak belirlendiğini söyledi. Pazarbaşıoğlu, Fondaki bankaların şube sayısında yüzde 27, personel sayısında da yüzde 35 oranında azaltma yapıldığını bildirdi. Takipteki alacakların çözümlenmesi için İstanbul yaklaşımı çerçevesinde borçların yeniden yapılandırılması çalışmaları olduğunu belirten Pazarbaşıoğlu, varlık yönetimi şirketleri konusunda da çalışmaların devam ettiğini, düzenleme yapılacağını kaydetti. Bağımsız denetim kuruluşlarıyla ilgili çalışmanın tamamlandığını bildiren Pazarbaşıoğlu, gerektiğinde lisans iptaline gidileceğini ve konunun ciddiyetle ele alınacağını söyledi. Ocak 2002 itibariyle yapılması gereken çalışmalara da değinen Pazarbaşıoğlu, sermaye yeterliliği hesabında piyasa risklerinin gözönüne alınmasıyla ilgili genelge yayınlanacağını söyledi. Ceyda Pazarbaşıoğlu, yapılacak çalışmalar arasında repo işlemlerinin bilanço içinde olması bankaların iş denetim ve risk yönetimi sistemi ile muhasebe uygulaması ile ilgili çalışmaların yapılacağını bildirdi. Pazarbaşıoğlu, Kıbrıs ve Bahreyndeki off-shore bankalarının tüm denetimlerinin yapıldığını ve hazırlanan raporların o ülkelerle paylaşıldığını ifade etti. Bankaların yurt dışı şubelerinde de denetimin yapıldığını vurgulayan Pazarbaşıoğlu, Malta, Luxemburg ve Hollandada denetimlerin yapıldığını kaydetti. KAMU BANKALARI REFORMU Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız, Kamu bankaları reformu, yakın tarihin en büyük olaylarından biridir dedi. Özyıldız, kamu bankalarının uzun yıllar popülist politikaların en ciddi silahlarından biri olduğunu ifade ederek, Türkiye 2001 yılında, kamu bankalarını reforma tabi tuttu. Bu, yakın tarihin en büyük olaylarından biri ve çok ciddi bir operasyondur. Bundan sonra kamu bankaları siyasete alet edilemeyecek diye konuştu. Yaşanan iki ekonomik kriz nedeniyle, Türkiyenin 2001 yılında çok büyük zararlara uğradığını belirten Özyıldız, krizlerin ardından kamu bankalarının yeniden yapılandırılmasına karar verilmesinin ise çok büyük bir kazanç olduğunu vurguladı. İki ekonomik krizin, bankacılık sektörünü çok ciddi bir şekilde yaraladığına işaret eden Özyıldız, dövizle borçlanmaları, açık pozisyon, kur ve tahsili gecikmiş alacak problemleri gibi nedenlerle bankaların büyük zararlara uğradıklarını söyledi. TÜZMEN: MB BAYRAMDA PARA BASMALI Dış Ticaret Müsteşarı Kürşad Tüzmen de, enflasyon tahminlerinin tutmadığını ifade ederken, reel sektörün desteklenmesi anlamında Merkez Bankasının bayram ve yılbaşında biraz para basması önerisinde bulundu. Tüzmen, yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşmasının yerine, Türkiyenin daha esnek olan Serbest Ticaret Anlaşması yapmasının daha iyi olacağını söyledi. Tüzmen, artık Gümrük Birliğinden de dönüş olmadığını belirterek, daha iyisinin yapılmaya çalışılması gerektiğini kaydetti. Reel sektör ve sorunları ile sürekli içiçe olduklarını anlatan Tüzmen, benin kapımın önü, doktor muayenehanesi gibi. İhracatçılar ve ithalatçılar sürekli bizim oraya geliyorlar dedi. Avrupa ve Amerikada reel sektörün bankalar tarafından değişik şekillerde desteklendiğini vurgulayan Tüzmen, Türkiyede reel sektörle bankacılık sektörü arasında, sağlıklı bir ilişki oluşmadığını söyledi. Kriz sonrasında ihracata dayalı sektörlerin ayakta kalabildiklerini, diğerlerinin ise üretimlerinin aşağıya düştüğünü vurgulayan Tüzmen, bazı kişiler özel bankalardan aldıkları dövizi, kamu bankalarına yatırdılar ve öyle para kazandılar. Taşıma su ile değirmen dönmez. Suyu Atlantiğin diğer tarafından taşımaya başladılar dedi. Tüzmen, yeterince güven ortamı olmadığını vurgularken, Türkiyede yüzde 100 garantili ihracat kredisi dahi verilmediğini, bankacıların ihracatçıya güvenmediğini ve teminat mektubu vermediğini de kaydetti. İhracatçıya verilen kredinin toplam kredi içerisindeki payının yüzde 19 olduğunu belirten Tüzmen, amaçlarının bu rakamı yüzde 25 seviyelerine getirebilmek olduğunu söyledi. Türkiyede güçlü bir yatırım bankası ağı kurulması gerektiğini anlatan Tüzmen, yatırım bankalarının tabela bankası değil, gerçek yatırım bankası olması gerektiğini vurguladı. Tüzmen, Türkiyede yerli markalar tüketilmesi gerektiğini anlatırken de, Avrupanın en güzel adamları ve kadınlarını biz giydiriyoruz dedi. AYGÜN: İÇ BORCU ÇEVİRMEK ZOR Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiyenin 2002 yılında iç borçları çevirebilmesinin biraz zor göründüğünü söyledi. Aygün, yaptığı konuşmada, Türkiyenin morale ihtiyacı bulunduğunu ifade etti. Aygün, borçların giderek ödenemez hale geldiğini savunurken, Konsolidasyon ya da moratoryum olacak dedi. Türkiyede gelecek yıl kıtlık olacağını, buğday bulunamayacağını da savunan Aygün, şunları kaydetti: Ülkedeki kıtlık, IMF politikalarıyla geliyor. Buğdaya yeterli taban fiyat verilmedi. Dervişe mi oy verdik?. Biz siyasilere oy vermedik mi? Hangi parti IMF ile anlaşma yapacağım diye seçimlerde beyanatta bulundu. Türkiyede 10 milyar dolar para gelecek diye kabine üyeleri neredeyse zil takıp oynuyor. Aygün, IMF ile yapılacak programa güvenmediğini ifade ederken, Türkiye programının yapılması önerisinde bulundu. Türkiyede güven sorununun bulunduğunu anlatan Aygün, Demirbankın devlete güvendiği için battığını ifade etti. Türkiyenin yeraltı kaynaklarına da değinen Aygün Türkiyede petrol var ama bir güç çıkarttırmıyor dedi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||