|
3 Aralık Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık, kamu bankalarının 13 katrilyon liralık kısa vadeli borcunun Aralık ayı başı itibarıyla 3 katrilyon liraya indirildiğini söyledi. ODTÜ İşletme Topluluğunun düzenlediği 1. Bankacılık Sektörü Panelinde konuşan Akışık, bu rakamın yıl sonunda 2 katrilyon liraya düşeceğini ifade etti. Aynı panelde konuşan İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince de, konsolidasyon ve daralmadan kimsenin rahatsızlık duymaması gerektiğini söyledi. |
Bankacılığın ilacı şeffaflık Altınok: Fon bankalarının satışı için çalışmalar sürüyor İktisat Bankası "resmen" kapatıldı "Özel bankalar dolar bazında % 19 küçüldü" 'Bankacılıkta yabancı payı artacak' Satılamayan bankalara tasfiye Fon bankalarının zararı 2.8 milyar $ Bankalar 2002'de özelleşmeye hazır Bankacılığın parlak 10 yılı 'Bankacılıkta birleşmeler artacak' |
|||
Akışık, Ziraat Bankasının Ekim ayı sonu itibarıyla karını 723 trilyon, Halkbankın aynı dönemdeki karını da 500 trilyon lira olarak açıkladı. Akışık, kamu bankalarının özel bankalarla aralarındaki 20 puanlık faiz farkını sıfıra indirdiklerini, bu sayede 6 aylık dönemde 6 katrilyon liralık faiz ödemesinden kurtulduklarını kaydetti. Akışık, kamu bankalarının yeniden yapılandırılma programının 2002 yılı sonunda tamamlanacağını bu konuda 2003 yılının ilk çeyreğini son tarih olarak belirlediklerini de sözlerine ekledi. Akışık, bir soru üzerine, Ziraat Bankasında devam eden vezne uygulamasının kalkacağını bildirdi. Türk bankacılık sektöründe Ziraat Bankasının, sermaye rasyonu en yüksek banka olduğunu belirten Akışık, kamu bankalarının teknolojik kullanım açısından geri olan durumunun, 2002 yılı sonuna kadar kalkacağını ifade etti. Akışık, Merkez Bankası yasasının değiştirilmesi ardından Merkez Bankasının yerini Ziraat Bankası alacak şekilde değerlendirmelerin kesinlikle doğru olmadığını, Ziraat ve Halkbankın risk yönetimi bakımından rasyolara uymak zorunda olduklarını hatırlattı. ÖZİNCE: DARALMADAN RAHATSIZ OLMAMALI Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince de, konsolidasyon ve daralmanın piyasa ekonomisinin gereklerinden olduğunu belirterek, bundan herhangi bir şekilde rahatsızlık duyulmaması gerektiğini söyledi. Özince, yaptığı konuşmada böyle bir ayıklanmanın, serbest piyasa sisteminin doğal bir sonucu olduğunu kaydetti. Özince, şunları söyledi: Bunun olağan tasfiye yöntemleriyle olmayıp, bankaların batıp, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devrolarak vergi mükelleflerinin sırtına yük olması son derece sakıncalıdır. Bankacılık sisteminde ayıklanma mutlaka gereken bir şey. Bundan orta vadede kamu yararı elde edileceğini düşünüyorum. Türkiyede özellikle son yıllarda ortalama birikimli bir vatandaşın banka kimliği hakkında pek olumlu duyguları olmadığını ifade eden Özince, Türk bankacılık sisteminde çok iyi bir altyapı kültürünün olmasına karşın, krizin baş nedeni olarak gösterilmesinin üzücü olduğunu bildirdi. Bunun banka kimliğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini anlatan Özince, Türkiyede uygulanmakta olan ekonomik sistemde bankaların fevkalade kimlik ve kişilik gereksinimi olduğunu söyledi. BANKACILIK SİSTEMİ ÇOK SIĞ Türkiyede bankacılık sisteminin çok sığ olduğunun altını çizen Ersin Özince, bu sektörde yabancı sermayaye ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. Bankaların halk arasında anlamlı bir kimliğe sahip olması gerektiğini ifade eden Özince, Türkiyede bankacılık sisteminin çok zayıf olmakla birlikte gelişme eğilimli bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Türk bankacılık sisteminin risk yönetimi konusunda uluslararası normlara ayak uydurması gerektiğini belirten Özince, Türk Bankacılık sisteminin yapısal dönüşüm açısından büyük problemleri olduğunu düşünmediğini, yüksek teknolojik yatırımlar yapıldığını anlattı. 2000li yıllarda Türk bankacılık sektörünün en büyük başarısının uluslararası normlarda performans gösterebilirliği olduğunu vurgulayan Özince, sektörün Cumhuriyetin ilanından bu yana önemli gelişmeler kaydettiğini söyledi. Özince, sözlerini şöyle tamamladı: Türk bankacılık sistemine, kamu maliyesinin bozulması nedeniyle sektörde yaygınlaşan ilizyon, sektörde fevkalade sıkıntı, kriz ve ekip krizinin olduğu düşüncesinin genel kanaat olarak bulunuyor. Bunun tümüyle olayı izah etmediğini düşünüyorum. Bankacılık sektörü Türk ekonomisine birey menfaatlerine uygun hareke edebilmeyi sürdürmüştür. Olumlu örnekler kadar olumsuz örnekler de vardır. Krizin bu şekilde geçilmesinde dahi sektörün kaliteli genç insan birikimi rol oynadı oynayacaktır. Dolayısıyla bu büyük sıkıntıların ardından yeniden yapılanan Türkiyenin rekabet üstünlüğü yaratılan bu dönemde Türk bankacılık sistemi daha sağlıklı daha güçlü altyapısı Türkiye için gereklidir. YANLIŞLAR HERGÜN SORULMALI Öte yandan İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ise konuşmasının bir bölümünde, bankacılık sektörüne ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: Cenaze namazında soruyorlar, merhumu nasıl bilirdiniz diye. Asıl olarak iyi söylenir. Bu bankalar için hergün söylenir. İlla bankaların ölmesi gerekmez. Yaptıkları yanlışların, doğruların değerlendirilmesi için, her gün sorulması, her bir hareketinde yalnızca otoritenin, denetleyicinin değil, toplumun her bir bireyinin değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum dedi. SIĞIN: BİRLEŞMELER HIZ KAZANACAK Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdürü Naci Sığın da, bankacılık sektöründe birleşme ve satın almaların sadece bankalar arasında olmayacağını, varlık yönetim ve sigorta şirketlerinin de bankalarla birleşeceğini söyledi. Kaynakların kıt olmasına rağmen Türk bankacılık sektörünün teknolojik yapı itibarıyla Avrupanın önde gelen bankacılık sektörü haline geldiğini ifade eden Sığın, bu gelişmenin sektörün organizasyon yapısını da değiştirdiğini kaydetti. Toplam bankacılık işlemlerinin yüzde 4.5ının internet dağıtım kanalıyla yapıldığını, şubelerde bu oranın yüzde 55.5a çıktığını, ATMler de ise bu oranın yüzde 31.9 olduğunu belirten Sığın, herşeyin maliyet olmadığını, maliyet nedeniyle dağıtım kanallarında radikal değişikliklerin olmayacağını kaydetti. Sığın, gelecekte banka şubelerinin bir operasyon merkezi değil, satış merkezi olacağını ifade etti. Sığın, panelde bir soru üzerine, deprem vergisinin 2000 yılında geriye dönük uygulanmasından dolayı bankacılık sektöründen 2.6 milyar dolarlık bir kaynağın çıktığını söyledi. ÇULHACI: BANKA SERMAYELERİ % 50 AZALDI Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı, yaşanan krizden dolayı yılın 9 ayında, özel bankaların sermayesinin yüzde 50 azaldığını söyledi. Çulhacı, paneldeki konuşmasında, sektörün 2003 yılına kadar en az 5 milyar dolarlık özsermayeye ihtiyacı bulunduğunu kaydetti. Programın başarıya ulaşmasıyla birlikte, yoğun bir birleşme ve satınalma aktivitesi gerçekleşeceğini ifade eden Çulhacı, birleşmelerin kamu bankalarının satışı ile de hızlanacağını anlattı. Yabancı sermayenin çekilmesinde sıkı denetim ve şeffaflığın önemli olacağına dikkati çeken Çulhacı, 2-2,5 yıl içerisinde 1,5 milyar dolarlık sermaye girişi olabileceğini anlattı. Çulhacı, Sektörü riske atan oyuncular var ise bu oyuncuları yumuşak bir şekilde çıkarmak zorundasınız. Problemi yok sayamazsınız. Yok sayarsanız, kar topu gibi büyümesine neden olursunuz şeklinde konuştu. Bankaların nefes alışlarının bile kontrol edilmesinin önemine işaret eden Çulhacı, mali tablolardan izleyebilirsiniz. Ancak mali tablolar şeffaf olmalı. Kamu adına kontrol yapan kurum, şeffaflığı sağlamalıdır. Ümit ediyorum ki bankacılıkta şeffaflık için adımlar atılacaktır dedi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||