|
Kitapta Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren, özel, kalkınma-yatırım- ve yabancı olmak üzere toplam 24 bankanın 2000 yılı bağımsız denetim raporlarına ve 31 Mart 2001 tarihli mali tablolarına dayalı olarak performansları analiz edilerek değerlendirildi. Abaç: Bankacılığın ilacı şeffaflık Kitapta, uzun yıllardır Türkiye ekonomisinin sağlam bir yapıya kavuşturulması için gerekliliği kamuoyunda tartışılan reformların 2000 yılından itibaren bir programa bağlanması çalışmalarının başlatıldığına işaret edilerek, bunlarla ilgili yasal düzenlemelerin hızlı bir biçimde gerçekleştirildiği vurgulandı. Reformların bankacılık sektörüyle ilgili olanlarının çerçevesinde BDDKnın kurulduğu, kamu bankalarının tek bir yönetim çatısı altında toplandığı belirtilen kitapta, yeni ekonomi yönetiminin, temel hedeflerini kamu bankalarını görev zararı kalkanı arkasında irrasyonal biçimde çalışan kurumlar olmaktan kurtarmak ve özelleştirmelerle devletin bankacılık sektöründeki payını azaltmak olarak açıkladığı hatırlatıldı. SEKTÖRDEKİ GELİŞMELER Kitapta sektördeki gelişmelere ilişkin olarak da şu bilgiler verildi: Ekonomik koşullardaki genel kötüleşme, özellikle küçük ve orta ölçekli Türk bankaları tarafından çok şiddetli bir biçimde hissedilmiştir. Bunun sonucunda sektörde çelişkili bir tablo ortaya çıkmıştır. Hükümet, bir yandan kamu bankalarını özelleştirme çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan genel bir bankacılık güven krizini engellemek için birçok bankayı devralmak zorunda kalmıştır. Son üç yılda toplam 18 bankanın mülkiyeti Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmiştir. TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ Kitapta yer verilen tablolarda Haziran 2001 itibariyle, döviz kurlarındaki hızlı artış ve ekonomik durgunluğun, Türk bankacılık sektörünün konsolide toplam aktiflerinin ilk 6 ayda dolar bazında yüzde 22 azalarak 121.3 milyar dolara inmesine neden olduğu ifade edilerek, Krizin en şiddetli biçimde yansıdığı kamu bankalarındaki reel küçülme dolar bazında yüzde 40 olarak gerçekleşmiş, özel bankalarda ise bu oran yüzde 19 olmuştur. Banka grupları arasında yagane büyüyen ise Fona devralınan bankaların toplam aktifleri olmuştur denildi. Kitapta yer verilen diğer dikkat çekici unsurlar da şöyle sıralandı: Bu gelişmeler sonucunda kamu ve fon bankalarının toplam aktif sektör payları yüzde 42 olarak sabit kalmıştır. Dikkat çekici bir unsur ise, kamu ve Fon bankalarının toplam mevduat piyasa paylarının 2001in ilk 6 ayında 8 puan azalarak yüzde 45e inmesi, buna karşılık özel ticaret bankalarının piyasa payının yaklaşık aynı oranda artarak yüzde 51e çıkması olmuştur. Aynı şekilde kamu ve Fon bankalarının toplam kredi piyasa payı aynı dönemde 9 puan azalarak yüzde 20ye inmiş, özel ticaret bankalarının payı ise 7 puan artarak yüzde 61e yükselmiştir. Sonuç olarak, Haziran sonu itibariyle, kamu ve Fon bankaları, konsolide mevduatın yüzde 45ini toplayıp konsolide kredilerin yüzde 25ini verirken, özel ticaret bankaları konsolide mevduatın yüzde 51ini toplayıp konsolode kredilerin yüzde 61ini vermişlerdir. Bir başka deyişle, özel ticaret bankaları ekonomiyi finanse etme işlevini kamu ve Fon bankalarına göre daha etkin bir biçimde yerine getirmiştir. Bu tablo, özelleştirme çalışmalarının başarısının önemini çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır. AKTİF KALİTESİ Ekonomik durgunluk ve hızlı kur artışlarının reel sektörü içine soktuğu büyük ödeme zorluğunun 2001in ilk 6 ayında da süregeldiğine işaret edilen kitapta, Fona alınan özel bankalar hariç olmak üzere özel ticaret bankalarının kredilendirme ve kredi kontrol mekanizmalarının daha etkin çalıştığı belirtildi. Kitaptaki verilere göre, 2001in ilk 6 ayında özel ticaret bankalarının, ayrılan karşılıklar öncesi takipteki kredi oranı yüzde 6.2den yüzde 4.8e indi. Bu oranın makul olduğu ve kredi riskinden kaçınan yabancı bankalarınkinin aynısı olduğu vurgulandı. Kamu bankalarının takipteki kredi oranı ise yaklaşık 10 puan artarak yüzde 23.8e yükseldi. DÖVİZ POZİSYONU Hızlı bir artış içine giren döviz kurlarının 2001in ilk 6 ayında bankaları kambiyo risklerine karşı daha temkinli stratejiler izlemeye yönelttiği kaydedilen kitapta, bir önceki yılın aynı dönemine göre yabancı aktiflerin TL aktiflerden 48 puan daha hızlı büyüdüğü, yabancı para pasiflerin TL pasiflere oranla daha hızlı büyümesinin ise 21 puanda kaldığı, bu gelişme sonucunda, sektörün bir önceki yılın aynı dönemine göre 19.2 milyar dolar ola açık döviz pozisyonunun 30 Haziran 2001 itibariyle 12.6 milyar dolara gerilediği kaydedildi. Dikkati çeken bir unsurun, açık döviz pozisyonunda çalışma stratejisinin daha çok özel ticaret bankaları tarafından izlendiği, kamu bankalarının kur risklerine karşı daha temkinli davrandığı şeklinde ortaya çıktığı vurgulandı. KARLILIK Ekonomik krizin bankacılık sektörünün karlılığı üzerindeki olumsuz etkilerinin 2001in ilk yarısında şiddetli bir biçimde süregeldiğine işaret edilen kitapta, 30 Haziran 2001 itibariyle sektördeki karlı bankalar yaklaşık 1 milyar dolarlık bir dönem karı gerçekleştirirken, sorunlu bankaların dönem zararının yaklaşık 5 milyar dolar olduğu ifade edildi. Kitaba göre, Fona devredilen bankalar 3.6 milyar dolar ile zararın büyük bölümünü oluşturdu. Kamu bankalarının net zararı ise 763 milyon dolar oldu. İBARın kitabına göre, yabancı bankalar sahip oldukları fonlama olanakları ve etkin yönetimleriyle yine sektörün en karlı bankalarını oluşturdu, özel ticaret bankaları da bu zorlu dönemi karla sonuçlandırmayı başardı. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||