|
Hisarcıklıoğlu: Ekonominin tahammülü kalmadı Artok: Kotalar için ısrarcı olmalıyız Özince: Program şartlara uyumlansın Özilhan: Seçimde yarar var Yücaoğlu: Erken seçim gerekli değil 2002 yılı büyüme hedefi yüzde 5 |
|||
İSO Dergisinin Ekim ayı sayısında Meclis üyeleri, iç talepteki daralmaya dikkat çekerek, ekonomiye ilişkin bazı değerlendirmelerde bulundular. İşadamı Sakıp Sabancı, Türkiyenin sadece ihracata dayalı bir ekonomik canlanma içine girmesinin imkansız olduğunu ifade ederek, Zaten sınırlı olan iç talep kriz etkisinde büyük ölçüde daralmıştır dedi. Hem rakam olarak hem de talep edilen mal ve hizmet bakımından Türkiyede iç talebin güçlü bir sanayi yapısını ayakta tutacak büyüklükte olmadığını kaydeden Sabancı, şöyle dedi: Milli gelir artacak ki ülkenin iç pazardaki talebi büyüsün. Ama milli gelirin artması, yatırım ve üretimin artmasına bağlı. İç talep büyümeden yatırım ve üretim artmıyor. İşte burada yumurta ve tavuk ilişkisi ortaya çıkıyor. Kamu sektörü belki çılgınca davranabilir ama özel sektör talebi olmayan, satamayacağı bir üretim için yatırım yapamaz. Stoka çalışamaz. Demek ki Türk ekonomisinin canlanması, piyasadaki talebin bir şekilde uyanmasına bağlı. Sabancı, piyasadaki talebin, firmaların batması, işverenin durumunun bozulması, çalışanların işten çıkarılması, parası olanların harcamayı kısması ve kamu kesimi denk bütçe arayışında para harcamanın kısılması, iç borcu döndürmek için piyasadan giderek daha fazla para çekmeye başlanması nedenleriyle daraldığını ifade etti. Bu durumda iç talebin yok olduğunu dile getiren Sabancı, Dünyadaki ekonomik durgunluğa rağmen ihracattaki artış üretimin sürmesine imkan veriyor ama, tek başına ihracat ile ekonomiyi canlandırmak imkansız dedi. Sabancı, kısa sürede ekonomi ve sanayinin canlanmasının zor olduğunu ifade ederek, Ancak suni bir canlanma olabilir. Onun da yolu para musluklarını açarak enflasyonu yukarıya tırmandırmaktır dedi. Sabancı, yeniden yapılanmanın sonuçlarının önümüzdeki yıl ortaya çıkmaya başlayacağını bildirdi. Ekonomi ve sanayinin eski canlılığa erişmesi için bir süre beklenileceğini kaydeden Sabancı, Bu işin sihirli formülü maalesef yok. Olsa başka ülkeler uygulardı. Biz de onlardan örnek alır, durgunluktan kurtulurduk dedi. JAK KAMHİ: SATIN ALMA GÜCÜ TEHLİKEDE Jak Kamhi de, Türkiyede açıkca görülen sorunun iç talepteki çok büyük daralma olduğuna dikkat çekerek, iktisatçıların iç talebin düşüşü adını verdikleri olayın gerçek yüzünün toplumdaki satın alma gücünün tehlikeli biçimde azalması olduğunu dile getirdi. Kamhi, Tehlikelidir. Çünkü dünyamızda gelir dağılımı zaten en kötü olan 4 ülkeden biri Türkiyedir. IMFnin neredeyse yarım yüzyılı bulan reçetesinde değişiklik yoktur. Bu reçetenin denenen her ülkede ne gibi sonuçlar verdiği bilindiği halde, ülkemizde hala satın alma gücünün dramatik bir biçimde ezilmesi için öğütler sıralanması üzüntü vericidir dedi. Kamhi, yapılması gereken işin gelir dağılımının makul ölçülerde iyileştirilmesi ve böylece halkın satın alma gücünün biraz olsun yerine konulması olduğuna işaret etti. OKAN OĞUZ: BEKLENTİ EKONOMİSİ Eski TİM Başkanı Okan Oğuz da, Türkiye ekonomisinin bir tür beklenti ekonomisi niteliği kazandığını ve güven unsurunun tesis edilemeyişi nedeniyle ileriye yönelik beklentilerin tamamının olumsuz beklentilerden oluştuğunu ifade etti. Oğuz, işletmelerin birbiri ardına kepenk kapattığını, yılların birikiminin hızla eriyip yok olduğunu, ayakta kalanların ise katlanılabilir zararlarla günü kurtarmaya çalıştıklarını savunarak, bu durumun devletin vergi gelirlerinde de ciddi bir azalmaya yol açtığına dikkat çekti. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||