|
Bankacılık sil baştan Derviş'in yeni gündemi kamu bankaları Buğdayda fiyat krizi aşıldı Emlakbank merkezinde protesto Takas koşulları yarın netleşiyor Bankalar Yasası Resmi Gazete'de yayımlandı Tahvil ihalesine talep yok, faiz % 79 İsviçreli dev UBS inceleme yapıyor Taahhütlerde son kritik hafta İşte gündemi belirleyecek 10 gelişme |
|||
Deri Teknologları, Teknisyenleri ve Kimyacıları Derneği (DETEK) tarafından düzenlenen Yaşadıklarımız Bizi Nereye Götürüyor-Çakışan Krizler ve Sonrası konulu toplantıya konuşmacı olarak katılan Öngör, krizlerin nedeninin Türkiyenin çok kötü yönetilmesi olduğunu kaydetti. Şimdi merceklerin finans kesimine yönlendirildiğini ve bu kesimde yeniden yapılandırılma olduğunu anlatan Öngör, Orada da yine IMF ve dış dünyanın baskılarıyla... Yoksa orada da çok büyük menfaat ilişkilerini bir anda yok etmek mümkün değil dedi. Bankacılık sektörünü, kamu, özel bankalar ve zayıf bankalar olmak üzere üçe ayıran ve bunların hepsini bir potaya koymanın yanlış olacağını vurgulayan Akın Öngör, Şu anda kamu bankalarında görev zararı yapılmadığı sözü, şeffaf olacağız sözü, bilançolarının küçüleceği sözü ve özel bankalara uygulanan kamu bankalarının tabi olmadığı birtakım yaptırımların kamu bankalarına da uygulanacağı sözünün uygulanması lazım. Bunlar uygulanırsa Türk bankacılık sektöründe önemli bir atılım olacak diye konuştu. Siyasi ilişkilerle verimsiz kredi vermenin bankacılıkta kredi kültürünün gelişimini olumsuz etkilediğini, krizin yaptığı etkilerin bankacılıkta yeni bir yapılanmayı gerekli kıldığını belirten Öngör, Bu program bir derecede uygulanırsa, devlet iç borçlanma senetleri eğer kamu bankalarına verilir, onların piyasalardan çekilmesi sağlanırsa, faizler düşer. Ama bu programda en ufak bir aksama olursa faizler ve enflasyon tekrar yükselir dedi. Öngör, şu ana kadarki uygulamaların biraz kör topal yürüdüğünü ifade ederek, önümüzdeki dönem vadeli döviz piyasaları oluşması gerektiğini, bununla işadamlarının kendilerine kredi bulma imkanları sağlayabileceklerini anlattı. Akın Öngör, önümüzdeki dönemde bankacılık sektöründe aktif-pasif yönetiminin çok daha sıkı olacağını, BDDKnın bankalara sermaye rasyolarını güçlendirmeleri yolunda doğru bir baskı yaptığını, bu baskıyla bankaların riskli aktiflerini kısacağını, sermaye rasyolarını artıracaklarını söyledi. Siz bankalardan aldığınız hizmetlere daha yüksek ücret ödeyeceksiniz diyen Öngör, bankalara yatırılan mevduata daha düşük faiz alınacağını, bankaların kullandırdığı kredilerin ilk başta daralacağını, fakat bir iki yıl sonra krediler açıldıktan sonra daha düşük faizler ödeneceğini bildirdi. ATMLERDEN BİLE ÜCRET ALINACAK Bankalardan alınan her bir hizmetin ücret karşılığı olacağını anlatan Öngör, bankaların artık verimli olmak zorunda olduklarını kaydetti. Öngör, Önümüzdeki dönem bankaların bir kısmı birleşmek mecburiyetinde. Batı dünyasında olduğu gibi 3-4 banka tüm bankacılık işlemlerinin yüzde 70-80ini yapar duruma gelecek dedi. Önümüzdeki dönemde ATM işlemlerinden bile ücret alınacağını, ilk bir yılda kredilerin sıkışacağını, daha sonra açılacağını, yabancı bankaların etkinliğinin artacağını, banka birleşmelerinin yaşanacağını anlatan Öngör, dericilik sektörüne ilişkin olarak talebin düşük olacağını, bu anlamda önümüzdeki bir yılı zor gördüğünü söyledi. Soruları da yanıtlayan Öngör, iyi haber olarak yeni oluşan mali yapı öngörüldüğü gibi iyi giderse bir yıl sonra banka finansmanı derli toplu çalışan firmalar için daha kolay olacak, ihtiyacı olan finansman sağlayabilecek, değişimden sonra reel sektörde verimli çalışan kuruluşlara kredi açılacak dedi. DEVLET GARANTİSİ YETMEZ... Türkiyedeki yastık altındaki kaynaklarla ilgili bir soru üzerine Öngör, Türkiyede özellikle döviz cinsinden önemli miktarda yastık altı mevduatın bulunduğunu, bunun sebebinin de devlete güvenin zedelenmesi olduğunu bildirdi. Akın Öngör, Devlet garantisi yetmez. İki gün önce devalüasyon yok denilip, iki gün sonra herşey tepetaklak olursa, hangi garantiye güvenilir? Önemli olan güven, bu da zaman içinde oluşacak. Zaten devlet garantisi bunu tam olumsuz etkilemiştir. Devlet garantisi 1994de panik halinde konuldu. Türk bankacılık sektörünü tamamen yozlaştırmıştır dedi. 21 Şubat olmasaydı 20 Şubatta önümüzü nasıl görürdük? sorusuna da Öngör, krizin sebebinin tamamen kötü yönetimden kaynaklandığını bildirdi. Öngör, şöyle konuştu: Türkiye bıçak üstünde gidiyor. Neticede siyasal kararlar önemli. Türkiye bıçak üstünde giderken de o program uygulanıp başarılı olabilirdi. Ne oldu? Başbakan tarafından kriz var diye beyanat oldu. Böyle bir sıkıntıyı yaşamadan geçebilirdik. Fakat bu kriz birtakım yapısal değişimleri getirirse o zaman maliyeti ödemeye değer. İki gün önce bana sorsaydınız, gidin dolara yatırın derdim. Siyasi bunalım ekonomide güvensiz ortama yol açıyor. Çok büyük dış destek gelmesine rağmen aynı hassasiyeti koruyoruz. Siyasal kararlılık olarak bu programın tam uygulanacağını gazetelerden de okuduğumuz kadarıyla tam görüyoruz diyemiyoruz. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||