|
Miras: Bankalarla uzlaşacağız Ekonomide kritik zirve Tekstilciler Ankara'ya raporla gitti |
|||
Zirve sırasında dağıtılan raporda, 2000 yılının dış ticarette dengesinin daha da bozulduğu bir dönem olarak yaşandığı ifade edilerek, 2000 yılının 11 aylık döneminde ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 49.7ye gerilediği ifade edildi. Raporda TİM verilerine göre ise 2000 yılında kayda alınan toplam ihracat tutarının 27.2 milyar dolar olduğu hatırlatılarak, 2000 yılının tamamında ihracatın 27 milyar dolar, ithalatın 54.5 milyar dolar, dış ticaret açığının ise 27 milyar dolar düzeyinde gerçekleşeceğinin tahmin edildiği kaydedildi. Raporda, bu durumda ihracatın ithalatı karşılama oranının son 20 yılın en düşük düzeyine inmiş olacağına dikkat çekildi. İhracatın 2000 yılında tehlikeli bir bedel ödemenin aracı olduğunun ifade edildiği raporda, uygulanan program gereği döviz kurunun baskı altında tutulmasının, cari açığı artırması dolayısıyla bumerang işlevi gördüğü ve programa darbe indiren bir araç olduğu iddia edildi. İhraç fiyatlarının önemli ölçüde gerilemesinin ve Euronun dolar karşısında değer yitirmesinin de dolar cinsinden döviz gelirinin azalmasına yolaçan etkenler olarak ortaya çıktığı kaydedildi. Raporda, son iki yıldan bu yana ihraç fiyatlarında gerileme yaşandığı kaydedilirken, Türkiyenin 2000 yılında çok fazla malı çok daha ucuza satmak zorunda kaldığı kaydedildi. Raporda, mevcut koşulların devamı halinde 2001 yılında öngörülen ihracat hedefine ulaşılamayacağı kaydedilirken, cari dengede de iyileşme sağlanamayacağı gerçeğinden hareketle, ihracata yönelik destek tedbirlerinin uygulamaya konulmasının acil önem taşıdığının altı çizildi. GENEL DEĞERLENDİRME Raporun genel değerlendirme bölümünde ise Türkiye ekonomisi değerlendirilirken, 2000 yılı başında uygulamaya konulan makro ekonomik programın amaç ve hedefleri itibarıyla doğru bir program olduğu ve uygulamanın devam ettirilmesi zorunluluğunun bulunduğu belirtildi. Programın ilk yılı sonuçlarının eksikliklerine karşı başarı olarak değerlendirmenin mümkün olduğunun kaydedildiği raporda, ancak programın başarısı ıçin önkoşul niteliğini taşıyan başta özelleştirme ve finans sektörünün rehabilitasyonu olmak üzere yapısal reformların gecikmesi nedeniyle dış sermaye girişi açısından güven artırıcı bir ortamın yaratılamadığı ve bunun sonucunda da mali sektörde bir kriz yaşandığı ifade edildi. Raporda krizin olumsuz etkilerinin 2001 yılına taşındığı kaydedilirken, kriz ortamının bir yandan enflasyonun öngörülen süre içinde kabul edilebilir seviyelerine çekilebileceğine yönelik oluşan psikolojik beklentileri erozyona uğrattığı, diğer yandan da başka enflasyon olmak üzere, 2001 yılı makro hedeflerini tehdit eder hale geldiği vurgulandı. Türk ihracatçılarının uygulanmakta olan kur ve para programının ana hedeflerinde hükümetle mutabık olduklarına dikkat çekilen raporda, bununla birlikte programın yumuşak karnı olan cari denge sorununun aşılabilmesi için, başta ihracat olmak üzere, döviz kazandırıcı hizmetlerin özel bir önemle ele alınması ve uluslararası normlara uygun araçlarla desteklenmesi gerektiği yolundaki uyarılarının bugüne kadar karşılık bulmadığı ifade edildi. İhracat ve döviz kazandırıcı hizmetlere sağlanacak desteklerin kamu maliyesine ek bir yük getirmeyeceği aksine sağlanacak desteklerin bir yıl içinde katı ile geri döneceğinin altının çizildiği raporda, ihracatçıların finansman maliyetlerini düşerecek enstrümanların devreye sokulmasının büyük önem taşıdığı da kaydedildi. İHRACATIN DESTEKLENMESİNE YÖNELİK BEKLENTİLER Raporun son bölümünde ihracatın desteklenmesine yönelik beklentiler yeralırken, Hazine tarafından Eximbank adına 1 milyar dolarlık özel tertip borçlanma olanağının yaratılması ve bu kaynağın süratle Eximbank kanalı ile ihracatçılara kullandırılması istendi. İstihdam teşviğinin bir an önce uygulamaya konulmasının da istendiği raporda, kamu alımlarında off-set uygulamasının kesin bir şekilde devreye sokulması gerektiği kaydedildi. Raporda, yaşanan olaylar nedeni ile geri adım atılan güvenilir ihracatçı kavramına yeniden işlerlik kazandırılması ve KDV iadelerinin aksatılmadan ödenmesi gerektiği de ifade edilirken, ihracatçıların kullandığı enerji fiyatlarının rakip ülkeler düzeyine çekilecek tedbirlerin alınması gerektiği de kaydedildi. 2000 yılındaki kur enflasyon farkı kadar bir tutarın ihracatçının SSK, muhtasar gibi borçlarından mahsubu yolu ile Ar-Ge desteği adı altında verilmesinin, kısa ve orta vadede ihracatçı sektörlere önemli bir rahatlama getireceğinin ifade edildiği raporda, dış ticaret sermaye şirketlerinin de yasal güvenceye kavuşturulması istendi. Dış ticaret sektörleri ve dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketlerinin KDV iadelerinin ödenmesine yönelik olarak geriye dönük ilk üç aylık ihracatları karşılığı oluşan alacakları tutarında bir teminatın depo olarak tutulması yoluna gidilmesi ve uygulamanın izleyen yılların aynı dönemi itibarıyla rotatif hale getirilmesinin de istendiği raporda, dahilde işleme izin belgelerinin verilmesindeki sıkışıklığın acilen giderilmesi ve dahilde işleme izin belgelerinin süre uzatımı ile ilgili kararnamenin bir an önce çıkarılmasınnı sağlanması gerektiği de kaydedildi. Tarım Bakanlığından Koruma Kontrol Belgesi alımında yaşanan sıkıntıların acilen giderilmesinin sağlanması gerektiğinin belirtildiği raporda, hayali ihracat tartışmaları ile bürokraside oluşan endişe nedeni ile ortaya çıkan olumsuz atmosferin ve çekingenlik ortamının giderilmesi gerektiği belirtildi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||