|
|
||||||||||||||||||||
18 Mayıs Katolik Kilisesi’nin lideri Papa II. Jean Paul bugün 80 yaşına girdi. Yaşlı Papa’nın doğum gününde, San Pietro Meydanı da en kalabalık günlerinden birine tanık oldu. 4000 Katolik rahibin de hazır bulunduğu özel ayin sonrasında Papa, kardinallerle birlikte öğle yemeği yedi. Ardından da, Londra Senfoni Orkestrası, Papa’nın onuruna bir müzik ziyafeti çekti. |
Ağca'nın katıldığı programın tam metni Fatima'nın üçüncü sırrı suikast Ağca: Papa borcumu silsin |
|||
Papa II. Jean Paul, daha şimdiden pek çok rekora imza atmış bulunuyor. En çok konuşan, en çok belge yayımlayan Papa olmasının yanısıra, gerçekleştirdiği seyahatler de tam anlamıyla bir rekor. Papalığı süresince gerçekleştirdiği seyahatlerin toplam kilometresi, 1.178.700! Yani yaklaşık Dünya ile Ay arasındaki mesafenin 3 katı! Rekoru yakalamak isteyenler, dünyanın etrafını 29 kez turlamayı da deneyebilirler! Azizlik ve şehitlik payeleri dağıtma konusundaki rekor da II. Jean Paulün elinde. Papalığı süresince II. Jean Paul, 297 kişiyi aziz, 256 kişiyi de şehit ilan etti. POLONYADAN VATİKANA 18 Mayıs 1920de Polonyada Wadovicede dünyaya gelen Karol Wojtylanın Papalığı, dünyanın başdöndürücü dönüşümlere gebe olduğu bir döneme rastlıyor. Wojtylanın Papalık tahtına oturduğu tarih 16 Ekim 1978. Katolik Kilisesinin kendini II. Vatikan Konsiline göre yeniden yapılandırma sürecinin halen devam etmekte olduğu bir dönemdi bu! Dolayısıyla, hangi alanda ne tür değişiklikler yapılacağına ilişkin tartışmalar henüz noktalanmamıştı.
1978den bu yana Papa olan II. Jean Paul, tüm dünyanın gözü önünde artık iyice yaşlanmış durumda. 75 yaşına bastığı günden bu yana, kimileri Artık bir kenara çekilsin dese de o, geleneğe yaslanarak, ölene dek bu görevi sürdürmekte kararlı. Yaşlandıkça Vatikandaki dedikodular da artıyor. Kimileri, Papanın Vatikanda üst düzey noktaları elinde bulunduran kurmayların bir kuklası haline geldiğini ileri sürüyor. Bu rivayetin savunucularına göre vitrinde, uçağa bindirilerek ülke ülke dolaştırılan, eline kağıt tutuşturularak bir şeyler okutturulan bir papa var. Bu durumun, perde arkasındaki kişilerin, tüm ipleri kendi ellerinde tutmalarını kolaylaştırıcı bir faktör olduğu iddia ediliyor. TELKİNLER VE SALKIMLAR Kim ne derse desin, başta da belirttiğimiz gibi, II. Jean Paul daha şimdiden pek çok rekora imza atmış durumda. Her şeyden önce o, tarihin en medyatik papası! Vaazlarında, televizyonu fazla izlemeyin diye telkinlerde bulunduğu malum. Ama, en azından mesajlarını iletmek için televizyonsuz yapamadığını da dünya alem herkes biliyor! Modern dünyanın tüketim toplumunun hegemonyası altına girmiş olmasından rahatsız! Ama meraklı araştırmacılar için, Vatikanın da aslında bu sistemin bir parçası olduğuna ilişkin kanıtları yakalamak hiç de zor değil! Pek çok dini gelenek de olduğu gibi Katoliklikte de, Tanrıya çıkan yollar sonsuzdur denilir. Bu çerçevede, Vatikan Bankası IORun, tarihinin en büyük skandalını, II. Jean Paulün papalığı döneminde yaşadığını anımsatmakta yarar var. Kara para aklama ve silah ticaretinden karanlık mihraklarla ilişkilere dek uzanan Kardinal Marcinkus davası sonrasında kimi gazeteciler Paraya çıkan yollar da sonsuzdur demişti! İtalyada Ağca tartışmaları sürüyor Kamuoyu Papa II. Jean Paulü daha ziyade televizyon ekranlarındaki barış, kardeşlik vb. kavramların önplana çıktığı mesajlarla tanıyor. Oysa Kilise içinden bakıldığında II. Jean Paulün son derece muhafazakar, hatta tutucu bir kişiliğe sahip olduğunu da unutmamak gerekiyor. II. Jean Paul, Kilisede aşırı merkeziyetçi yapılanmayı tekrar hortlatmakla suçlanıyor. Latin Amerikada Özgürlükçü İlahiyat akımının temsilcilerinin çanlarına ot tıkanması, II. Jean Paul döneminde gerçekteşti. Batıda liberal yaklaşımların savunucusu olan Katolik ilahiyatçılar da, baskısı yöntemlerin kurbanı oldu. Kamera önünde düşünce özgürlüğünün hamisi rolüne bürünen II. Jean Paul, kendi iktidarının hüküm sürdüğü Katolik Kilisesinde tam tersi uygulamalarla dikkat çekti. Merkezle aynı paralelde düşünmeye yanaşmayan tüm ilahiyatçılar ve din adamları, sırf savundukları görüşler nedeniyle kızağa çekildi. Tüm bu gelişmeler, II. Jean Paule, engizisyoncu zihniyeti yeniden diriltme suçlamasını da beraberinde getirdi. Bu eleştirilere kulak tıkayan Vatikan, her şeye rağmen, düşüncelerini beğenmediği din adamları ve ilahiyatçıların Katolik üniversitelerdeki görevlerine son verme, ayin düzenleme haklarını ellerinden alma biçimindeki uygulamaya aynen devam etti. DIŞ DÜNYAYLA İLİŞKİLERDE GERİLEME Katolik Kilisesindeki hiyerarşik ve tekelci anlayışın II. Jean Paul döneminde önplana çıkmazı, dış dünyayla ilişkileri de etkiledi. II. Vatikan Konsili sonrasında Katoliklerin diğer Hıristiyan gruplarla ve diğer dinlerin mensuplarıyla başlattığı diyalog çalışmalarında, eski heyecanın yerinde yeller esiyor. Evet görünürde halen bir takım etkinlikler yapılıyor. Ancak Katolik Kilisesine duyulan güvensizlik had safhada. Başta Ortodokslar olmak üzere, diğer Hıristiyan kesimler, Katolik Kilisesini ekümenizm veya diyalog etiketi altında yayılmacı emeller peşinde koşmakla suçluyor. Peki ya diğer dinlerin bağlılarıyla olan ilişkiler? Bu konuda da güvensizlik unsurunun baskın çıktığı gözleniyor. Konunun meraklıları, II. Jean Paulün 7 Aralık 1990 tarihli Redemptoris Missio başlıklı tamimine göz atabilir. İlgili tamimde II. Jean Paul, dinlerarası diyalog konusundaki tek doğru anlayışın, bu etkinliği Katolikliği diğer dinlerin müntesiplerine de yayma amacı taşıyan misyonerlik faaliyetinin bir parçası biçiminde algılamak olduğunu savunuyor! POPÜLİST ANLAYIŞLARA PRİM Tamamen Katolik dünyasını ilgilendiren bir konu olsa da, II. Jean Paulün Meryem kültünü yeniden ihya eden bir Papa olduğunu da belirtmek lazım. İşin içine Mehmet Ali Ağcanın da karıştığı Fatimanın üç sırrı meselesi, bu olgunun en somut göstergelerinden biri olarak değerlendirmek gerekiyor. Papa, tercihini kimi Katolik gruplar nezdinde son derece revaçta popülist din anlayışından yana kullanıyor. Son olarak, organize toplantılarla binlerce kişinin meydanlara toplanmasının bir tür zafer sarhoşluğunu beraberinde getirdiğine de dikkat çekmek gerekiyor. Ancak bu olgunun, realiteden uzaklaşmayı beraberinde getirdiği de bir gerçek. Katolik Kilisesinin hiyerarşik piramidinin en tepesinde yer alan kişiler, neredeyse tüm dünyanın kendi etraflarında döndüğünün sanısı içerisindeler. Kronikleşmeye yüz tutan bu zaaf, dış dünyayla ilişkilerin bir türlü sağlıklı bir zemine oturtulamamasını da beraberinde getiriyor. | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||