|
Sezer Banka Yasası'nı onayladı Deutsche Bank: Türkiye'ye döviz akacak 'Sistemik riski bozacak banka yok' Net İç Varlıklar tartışılıyor Piyasaları karıştıran 3 değil, çok neden var... DPT: Dalgalanmalar kısa vadeli Erçel: Bunlar geçici olaylar Hazine Müsteşarı: Paniğe gerek yok |
|||
Yücaoğlu, TÜSİAD tarafından düzenlenen Yeni Ekonomi Teknoloji ve İnsan (YETİ) konulu seminerin Fırsatlar Dünyasına Son Bilet başlıklı toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiyede gönüllü olarak beyan edilen vergilerin çok düşük olduğunu, dolayısıyla burada ciddi bir düzeltme yapmak gerektiğini ifade eden Yücaoğlu, hükümetin bunun usulünü daha kısa yollu olarak hayat standardı ile ilgili vergiyi uygulamaya geçirmekte bulduğunu söyledi. Bu doğru, fakat bunu her yörede aynı şekilde yapmak zor diyen Yücaoğlu, şöyle devam etti: Çünkü aynı meslek sahibi insanların değişik yörelerimizde, değişik kazançları olduğu bilinmektedir. Burada bazı zorluklar olacaktır. Ama bir yandan da vergi tabanını genişletmek için Maliye Bakanlığının çok ciddi çalışmalar yapması lazım. Demek ki vergi tabanını genişletmekte pek başarılı olamadık. Onun için böyle bir yola gittiler diye düşünüyorum. Eğer vergi tabanını genişletebilseydik, hayat standardı uygulamasına ihtiyaç kalmazdı. VERGİ REFORMLARI EKSİK YAPILDI Yücaoğlu Şu aşamada bunu destekliyor musunuz? şeklindeki bir soruyu da Destekliyoruz, ama birazcık eksik yapıldı. Aslında vergi tabanının genişletilmesine dönük çalışmalar yapılıp vergi öyle toplanabilirdi dedi. Bankalar operasyonuna karışanların aftan yararlanmasına ilişkin olarak, Buna karşı olduğumuzu beyan ettik. Suç unsuru olan her türlü işlemin biz Af Yasası kapsamına girmesini istemiyoruz diyen Yücaoğlu, Dün Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ve Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralpi dinlediniz. Bu konuşmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı: Müsteşar ve Başkanın açıklamaları çok güven vericidir. Bugün hem Merkez Bankası hem de Hazinenin bu program çerçevesindeki imkanları bu tür şeyleri süratle ortadan kaldıracak durumdadır ve nitekim de öyle olmuştur. Telekomünikasyon ve enerjide özelleştirmelerin bu yıl yapılamadığına işaret eden Yücaoğlu, Hükümet ortaklarının kendi içinde uzlaşmaları gecikmektedir. Tabii bu da Türkiyeye zaman kaybettirmektedir. Dünya piyasaları bu varlıkların özelleştirmesine ilgi göstermemiştir. Bunu sebebi bellidir. Eğer biz bu dünyayı doğru algılayıp, şartarı düzelteceksek bu özelleştirmeyi yapacağız. Ama yok yapmayalım diyorsak da özelleştirme ve program ciddi şekilde yara alacaktır dedi. MÜDAHALE ZAMANINDA YAPILDI Bankacılık sektöründeki söylentilerin nedeni nedir? Bazı kesimler rant mı sağlıyor? şeklindeki bir soruya da Yücaoğlu, şöyle yanıt verdi: Söylenti bankaların kendi arasındaki rekabetten çıkıyor deniyor. Kısmen dış yatırımcıların dedikodulardan etkilenip satışa geçmesi gibi hadiseler. Bu ortamda büyük krizler yaşamak mümkün, ama sektör bunları kolaylıkla alt edebilecek bir program ve imkanlar içerisindedir. Hükümetin müdahalesi zamanında olmuştur. Yücaoğlu, Banka dedikodularının devletin üzerine yük olarak geldiğini düşünüyor musunuz? şeklindeki soruya karşılık, Burada suç aranacak bir durum yok, korku ve panik var. Yabancı fonlardan gelen paraların Türkiyeden çekilmesi var. Bunların çekilmesinin de sistemde yarattığı likitide zorluğu var. Bu likitideyi de Merkez Bankası karşıladı. Hazine ve Merkez Bankası Türkiye ekonomisine zarar vermemek için gerekli müdahaleyi yaptı. Ekonomik olarak gündemi saptırmak sağlıklı olmuyor, ama suçlu arama adetinden vazgeçelim diye konuştu. BATIK BANKALARIN İŞTİRAKLERİ Yücaoğlu, batık bankaların iştiraklari ile ilgili olarak da Biz Fondaki bankaların iştirakleri olan şirketlerin ekonomiye kazandırılması için bir gayret gösterilmesini istiyoruz. Ama bu gayret gösterilirken Hazineden para verilmesini istemiyoruz. Bu şirketler küçülsünler, piyasa şartlarına göre yollarına devam etsinler dedi. Bankacılık operasyonlarının ucu nereye kadar gidecek? şeklindeki bir soruya da Yücaoğlu, yargı sürecinin detayını bilemediğini kaydetti. Yücaoğlu, 3 kamu bankasının özelleştirilmesine ilişkin yasa tasarının onaylanmasıyla ilgili de, Gayet olumu değerlendiriyorum. Ama bu uzun bir süreç. 3 yıl bu bankalarını bilançolarının düzeltilmesi, sağlıklı bir yapıya gelmesi sağlanacak, ondan sonra özelliştirme yapılacaktır dedi. YENİDEN YAPILANDIRMA SÜRMELİ Bu arada, TÜSİAD, yayınladığı yazılı açıklamada, Türkiyenin 2000 yılında başlattığı makro ekonomik uyum programını ve AB adaylığının gerektirdiği yeniden yapılanma hamlesini birlikte yürütmek zorunda olduğunu bildirdi. TÜSİAD, son günlerde AB Katılım Ortaklığı Belgesi çerçevesinde yaşanan tartışmalar, mali piyasalarda gözlenen dalgalanmalar ve af yasasıyla ilgili olarak bir açıklama yaptı. Açıklamada, şöyle denildi: Ülkemizin 2000li yıllarda hakettiği refah seviyesine ve her alanda sağlıklı bir büyümeye kavuşması için makro ekonomik uyum programının ve AB adaylık sürecinin kararlı, hızlı ve kapsamlı bir şekilde yürütülmesi şarttır. Türkiyenin AB adaylığını zayıflatmaya ve ABye girmesini önlemeye çalışan çevreleri muhatap alıp, yurt içinde buna karşı popülist bir yaklaşım sergilemek, Türk toplumunun yaşam standartlarını yükseltme beklentisini ve Türkiyenin uluslararası rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir. Ülke gündeminin öncelikli konuları olan yeniden yapılanma ve reform çalışmaları bu amaca hizmet ettikleri için vazgeçilmez niteliktedir. Açıklamada, Türkiyenin AB kurumlarının üyeliğini önlemeye çalışan çevreler kanalıyla gündeme getirdiği bazı haksız söylemleri süratle ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde gündem dışında bırakabilecek güce sahip olduğu kaydedildi. Makro Ekonomik Uyum Programının ana hedeflerden sapmadan ve sektörlere dönük mikro ekonomik düzenlemeler ile birlikte yürütülmesi gerektiği belirtilen açıklamada, banka sisteminin yeniden yapılanmasına işaret edildi. SAĞLIKLI YAPI İÇİN ÜÇ UNSUR ŞART Yüksek görev zararlarına sahip kamu bankalarının ıslahı, banka birleşme ve devralmaları yoluyla sistemin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması ve batık bankaların temizlenmesinin yapılanmanın 3 ana unsuru olduğu kaydedildi. Ekonomik programın başarısı için enerji ve telekomünikasyon sektörleri başta olmak üzere özelleştirmenin hızlandırılması, yerli ve yabancı sermayenin önündeki engellerin kaldırılmasının Türk ekonomisinde istihdam, gelir ve verimlilik artışını hızlandıracağı vurgulandı. Açıklamada, şunlara yer verildi: Siyasi açıdan koalisyon partileri arasında bir uzlaşma sonucunda ortaya çıkacak olan af yasası kamu vicdanında kabul görmelidir. Kamuoyunda suç işleyenin cezasız kaldığı yolunda bir kanı oluşmasının önüne geçilmelidir. Özellikle ekonomik suçlarda hileli iflas ve bankacılığın temel kuralların çiğnenmesi sonucunda ortaya çıkan ekonomik suçların affedilmesi, tasarrufunu yitiren mudiler nezdinde kabul görmeyecektir. Açıklamanın sonuç bölümünde, 2000li yıllara kapsamlı bir yeniden yapılanma ve AB üyeliği hedefiyle giren Hükümetin, gerek makro ekonomik uyum programının uygulanmasında, gerekse AB adaylık sürecinin yürütülmesinde duygusal yaklaşımlardan ve aşırı tepkilerden uzak, soğukkanlı, çalışkan ve başarıya kilitlenmiş bir takım anlayışı içinde uzun vadeli bir stratejiyle hareket etmesi gerektiği kaydedildi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||