|
|
Her şeyden önce yüzde 2.2 olan toptan eşya, yüzde 3.1 olan tüketici fiyat artışlarını neredeyse herkesin doğal karşılaması, enflasyonun düşeceğine olan inancın zayıflamaya başladığının bir göstergesi. Yaz aylarında gelen görece yüksek enflasyon rakamlarının ardından, kamuoyunda enflasyonun yüzde 30 civarında gerçekleşeceği yönünde genel bir beklenti oluşmaya başladı. 25-30 ARALIĞINA YERLEŞTİ Aslında, teknik olarak enflasyon mayıs ayından itibaren yüzde 25-30 aralığındaki bir banda oturdu. Nisan ayına kadar aylık yüzde 2 civarına gerileyen enflasyon daha sonra yüzde 1.5-2.5 aralığında durdu (Yani yaz aylarında bu aralığın biraz altında, kış altında biraz üzerinde enflasyon gerçekleşmesi normal). Eylül ayı rakamları da beş ay önce başlayan bu trendin sürdüğünü ortaya koyuyor. Enflasyonun bu seviyelerde direnmesi karşısında, ekonomi bürokratları özel sektörü suçlayarak psikolojik baskı yaratmaya çalıştı ama bu baskının yanında somut icraatler gelmeyince, fiyat artışlarında yeni bir kırılma yaratmak mümkün olmadı. Yeni önlem paketi açılmadıkça da mümkün olmayacaktır. IMF işte bu nedenle bütçenin çok sıkı tutulmasında, tüketimi frenleyecek, harcamaları kısacak önlemler alınmasında ısrar ediyor. Enflasyonun direnmesi, 2001 yılı için de soru işaretlerini artıracaktır. Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralpin söylediği gibi 2000 yılı artık kapandı, ama acele edilmezse 2001i de kaybetme olasılığı var. Enflasyon yeni bir kırılmayla yüzde 15-20 aralığına çekilmezse cari açık ve kur programı üzerindeki baskı da büyüyecektir. Türk Lirası bu yılı yüzde 10 civarında değerlenerek kapatacak. Cari işlemler açığı ise 10 milyar dolar civarında gerçekleşecek. Enflasyona yeni bir darbe indirilemezse gelecek yıl TL yüzde 10 daha değerlenebilir. Petrol fiyatlarının da bugünkü 30 dolar civarındaki seviyelerini koruması halinde cari açık 15 milyar dolar düzeyine kadar genişleyebilir. Bu da açığın GSMHnın yüzde 7-8ine ulaşması anlamına geliyor. Bu açığın sürdürülebilir olduğunu söylemek ise inandırıcı olmayacaktır. Enflasyonla mücadele programının önemli ayaklarından biri dış borçlanma ve yabancı sermaye girişi. Hükümet, yapısal reformları gerçekleştirmediği için ikincisinden zaten umut yok. Cari açığın genişlemesi halinde dış piyasalar Türkiyeye borç vermekte giderek daha cimri davranacaktır. Zaman aleyhte çalışıyor. Hükümet elini çabuk tutmalı! | ||||
İlk mini revizyon Yabancı niye gelsin! Suçlu hükümet |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||