|
|
|
Kübada çekildiği için fazladan ve de erkenden bolca sükse yapan Şans Kapıyı Kırınca bu hastalıkların hepsinden birden muzdarip. Öncelikle senaryo zayıf. Teselli ikramiyesi olarak Barboonia adasına tatile giden Yurdum ailesinin reisi Kuddusi Yurdumun egzotik tatil beldesinin devlet başkanının ikizi olması iyi bir başlangıç olabilir ama ya devamı? Kalabalık ailenin her ferdine bir espri, her espriye bir süreklilik bulmak derdi ortada ne öykü bırakmış ne de tadı çıkarılabilecek bir mizah. Beşiktaş formasıyla dolaşan oğulun, ülkenin futbol takımını ihya etmesi ilgi çekici olmanın fersah ötesinde. Film, Carlosa niçin ve nasıl suikast yapılacağını bir türlü anlatmıyor, anlatamıyor. Başta tü kaka olan diktatör başkan sonlara doğru cici dünüre dönüşüveriyor. Bir güldürmecenin akması gerekir, oysa bu film sözünü ettiği eski chevroletler gibi öksürüp tıksırıp su kaynatıyor.
|
|
|
|
| | 
Ferhan Şensoy-Rasim Öztekin ikilisini bir kenara bırakırsak geri kalan kadronun varlık sebebi tivi şöhret tarlasında parsel sahibi olmaları. Hele ki Doğa Rutkay, Tamer Karadağlı, Memoli, İpek Tuzcuoğlu karakterlerinin kısa kısa görünmeleri sadece basın bültenlerini ve billboardları doldurmak için. Tabii bu noktada Asuman Dabakın, senaryonun zayıflığından dolayı hakkının yendiğini söylemek gerekir.
|
|
|
|
| | 
Adım başı bir Türkün dünya milletlerini şaşkına çevirmesi ve de Türkleştirmesi esprisi var. Ancak hem çoğu aşılmış anekdotlar hem de çok kör gözüm parmağıma usulü yapılıyorlar. Hani ben mi kendimi kasıyorum da bunlara gülmüyorum? diye düşünmedim değil ama salondaki uzun sessizlik, paranoyanın yersizliğini gösteriyordu. Bu tür esprileri lisede, üniversitede hatta doyamamışsak iş yaşamında da kendi aramızda döndürürüz ama çıkıp da bunları birbirine yapıştırıp bir film haline getirelim demeyiz; çünkü biliriz ki film yapmak espri yapmaktan öte bir beceri gerektirir.
Bu arada yönetmen Güneyerin Küba adını kullanmadım çünkü Kübaya ve Castroya sonsuz saygım var sözü de tamamen samimiyetsiz. Bacağında puro saran kadınlar, sokaklarda göz süzüp dudak büzen genç kızlar, halkına korku salmış diktatörlük vurgusu tamamen cahil turistin zihnindeki önyargılarla dolu Küba resminin parçaları. Adını koysa da koymasa da...
Televizyon dizileri gerçekten de zeka ve gülmece seviyesini düşürüyor olsa gerek. Yoksa Hırsız Var veya Şans Kapıyı Kırınca gibi bulamaçlar bu kadar sık vitrine çıkamazdı. Tabii bu dönüşümün üzücü yanlarından biri de kendine has bir mizahı küçük bir sahnede yıllarca emek vererek oturtmuş Ferhan Şensoy gibi nadir bulunan bir zekanın böylesine sığ sularda yüzüyor olması. Ancak şurası da bir gerçek; Bu bir Ferhan Şensoy filmi değil. Bu esprileri, bu replikleri o yazmamış. Şensoy yazılanı oynamış ve yazılanlar Şensoya uymamış.
|
|
|
|
| | 
Son günlerde çok tartışıldı; Türk filmlerine gitmeyin demek ayıp sayılıyor. Ben size bir şey demeyeyim.
|
|
|