|
|
İhracat rekorunun arkasındakiler Suriye ile ticari yakınlaşma Demiryollarımız ve lojistik |
|||
Konuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanlığı, 2006-2010 yıllarını kapsayan 5 yıllık Tarım Stratejisini hazırlayarak tarım alanında yapılması gerekenleri ve Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde atılması gerekli adımları içeren bir stratejik plan yayınladı. STRATEJİK PLAN NELERİ İÇERİYOR? Tarım Bakanlığının hazırlamış olduğu Tarım Stratejisi, temelde Türkiyenin Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde atması gereken adımlar çerçevesinde bir tarım reformu niteliği taşıyan hükümleri içeriyor. Avrupa Birliğinin en eski ve ilk ortak politikası olan Ortak Tarım Politikasına uyum süreci Türkiye için büyük önem taşıyor. Halen Avrupa Birliği bütçesinin yarısının tarım sektörüne ve ortak tarım politikasına ayrıldığı düşünülecek olursa birliğin tarım konusunda ne kadar hassas davrandığını gözden uzak tutmamak gerekiyor. Hazırlanan planın temel amacının ortak tarım politikasına uyum süreciyle bağlantılı belirlenmiş olması bu açıdan önemli ve kayda değer bir nitelik taşıyor. Stratejik planın ele aldığı bir diğer önemli konuyu ise Türk tarımsal üretimine yönelik destekleme araçlarının yeniden yapılandırılması oluşturuyor. Piyasa mekanizmalarını ve dengelerini sarsmayacak bir biçimde tarım üreticisinin desteklenmesi gerekliliğinin altı çizilen planda, Avrupa Birliği ile uyumlu bir biçimde Doğrudan Gelir Desteği (DGD) programının yeniden ele alınıp incelenmesi gerektiğine ilişkin vurgu yapılıyor. Tarım üreticisinin desteklenmesi konusundaki çalışmalarda bölgelerarası farklılıkların giderilmesi yönünde de olayı incelemek gerektiğinin belirtildiği planda tarımsal ürünler bazında da konunun tek tek ele alınıp incelenmesinin şart olduğu vurgulanıyor. Özellikle tarımsal desteklerde önceden belirtilen usul ve esaslara göre hareket edilmesi gerektiğinin altı çiziliyor ki bu durum bugüne kadar Türkiyede çiftçiler ve piyasa için herhangi bir öngörü geliştirmekten yoksun anlık kararlarla alınan destekleme politikalarının bir eleştirisi niteliğini taşıması açısından da önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Stratejik plan, tarım ve hayvancılık alanında ıslah çalışmalarının, teknik altyapı ile ilgili eksikliklerinin giderilmesi gerekliliğinin, tarımsal üretimdeki teknolojik yatırımların öneminin de altını çiziyor. Tarımda Ar-Ge çalışmalarının önemine de vurgu yapılan planda, tarımsal konudaki ihracat teşviklerinin gerekliliği, alternatif ürün üretimi konusunun önemi, prim ödeme sistemlerinin revize edilmesi gibi pek çok önemli konuyu da ele alıp inceliyor. Bu açıdan hazırlanan stratejik plan tarım kesiminin sorunlarını dile getiren gerçekçi bir plan olarak karşımıza çıkıyor. STRATEJİK PLANIN ÖNEMİ Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Müsteşarlığımızın hazırlamış olduğu stratejik plan, konuyu gerçekçi bir biçimde ele almasının yanı sıra, zamanlama itibariyle de büyük önem taşıyor. Türkiyenin Avrupa Birliği ile başlatacağı müzakere sürecindeki en büyük problem alanı olan tarım konusunda önümüzdeki beş yıl süresince neler yapılması gerektiğinin belirleniyor olması özellikle hükümetin icraatlarına ışık tutucu nitelikte. Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl beş yılda bir tarım ve hayvancılık sektöründe yapılması gereken konuları içeren bir Tarım Kanunu çıkarıldığı ve bu kanuna göre icraatların yürütüldüğü düşünülecek olursa, beş yıllık stratejik planın önemi ve ne kadar çağdaş bir boyuta sahip olduğu daha iyi anlaşılacaktır kanısındayız. Son günlerde tarım kesimindeki pek çok sivil toplum örgütünün de İlerleme Raporu ile birlikte gündeme gelen tarım alanındaki sorunlara vurgu yaptığı düşünülecek olursa, Tarım Stratejisinin gerçekçi bir biçimde sorunları dile getirmesi ve çözüm önerilerini belirtiyor olması anlamlı ve önemli bir adım niteliği taşıyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde Türkiye Ziraat Odaları Birliği, İlerleme Raporunda tarıma yapılan vurgular çerçevesinde bir değerlendirme raporu hazırlamış ve Türk tarımının sorunlarını bir kere daha hatırlatarak yapılması gerekenler konusunda hükümeti ve yetkilileri uyarmıştı. Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin raporu benzeri hazırlanan bütün çalışmalarda ve sektör temsilcilerinin demeçlerinde ve açıklamalarında vurgulanan hususları içermesi açısından da hazırlanan Tarım Stratejisini bütün kesimleri toparlayıcı, her kesimin sorunlarını gerçekçi bir biçimde dile getirici ve çözüm odaklı bir plan olarak gözlemliyoruz. HÜKÜMETE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR Hazırlanan her strateji ve plan gibi Tarım Stratejisinin de uygulanabilirliği büyük önem taşıyor. Bu konuda iş yine siyasi iradeye düşüyor. Bugüne kadar en çok ihmal edilen alanların başında gelen tarım sektörünün geleceğini, hükümetin zaman içinde alacağı kararlar belirleyecek. Hükümeti bu konuda zorlu bir sınav bekliyor doğrusu. Zira Dünya Bankası ve özellikle IMFnin tarımsal üretime yönelik desteklerin azaltılması yönündeki baskıları, Dünya Ticaret Örgütünün tarımsal destekler ve sübvansiyonlar konusundaki baskıcı tutumları arasında, Türkiyede tarım kesiminin güçlendirilmesi için yapılacak destekleme ve teşviklerin nasıl gerçekleştirileceği de hükümetin siyasi ve diplomatik kabiliyetine bağlı bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Dünya Ticaret Örgütü toplantılarında Avrupa Birliğinin tarım destekleri konusundaki çifte standartçı yaklaşımı da göz önüne alınacak olursa, müzakere sürecinde tarım alanındaki tartışmalarda hükümete büyük görevler düşüyor. Siyasi rant için hangi şartla olursa olsun Avrupa Birliği yaklaşımından sıyrılarak, Türkiyenin uzun vadeli çıkarları için gerekli kararların alınabileceği bir müzakere süreci sadece tarım kesimini değil, bütün Türkiyeyi mutlu edecek bir süreç olacaktır. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||