|
NTV Bilişim 2000 Programı Bilişim hedef büyüttü Bilişim'in Avrasya başkenti: İstanbul |
|||
Savaşın en kritik noktasında, Meclisin Ankaradan Kayseriye taşınmasının tartışıldığı bir ortamda Mustafa Kemal, her işini bıraktı ve Maarif Kongresini topladı. Atatürk öğretmenlere, Vazifeniz pek mühim ve hayatidir diye bu Kongrede seslendi ve muallimlerden gençleri iyi yetiştirmelerini istedi. Gerçekte Mustafa Kemal, Kurtuluş savaşının o zor şartlarında eğitime çok önem verdi. Meclisten önce Ankarada kütüphane kurdurdu ve kitapçı dükkanı açtırdı. Eli silah tutan herkesi askere aldırdı ama öğretmen ve öğrencileri askere almadı. Milli mücadelenin askere ihtiyacı olduğu kadar kurulacak milli devletin de bilim ordusuna ihtiyacı olacaktı. Cumhuriyetin ilanında bilim adamına olan ihtiyaç Atatürk ve Bilim kitabını yazan Güneş Kazdağlıya göre çok yüksekti: 29 Ekim 1923te Cumhuriyet ilan edildiğinde, elde sadece 39 mühendis vardı. Genç Cumhuriyet, Osmanlıdan bilim adına hemen hiçbir şey devralmadı. Tek üniversite olan Darülfünun ise Batıda yapılan bilimsel araştırmaları anlamak ve takip etmekten bile yoksundu. ENSTİTÜLER KURULUYOR Mustafa Kemal bunun üzerine hemen harekete geçti. Önce medrese zihniyetini yok etmek için bir dizi karar alıp uyguladı. Sonra yetenekli ve zeki öğrencileri yurt dışına gönderdi. Bununla yetinmedi, araştırıcı sayısı çoğalsın diye çok sayıda inceleme ve araştırma enstitüsü kurdurdu. Bunlar daha çok tarımsal ürünün arttırılmasına yönelikti. Güneş Kazdağlı o günleri şöyle anlatıyor: Cumhuriyet sadece tarım ürünlerini ihraç edebiliyordu. O yüzden tarım üretiminin artması gerekiyordu. Atatürk de buna uygun, çok sayıda Tarımsal Araştırma Enstitüsü kurdurdu. Çay, pamuk, tekel bunların başlıcalarıydı. Buralar Cumhuriyetin ilk araştırıcılarının çalıştığı merkezlerdi ve çok işe yaradı. Atatürk 1933te üniversite devrimini gerçekleştirmeden önce Harp Okulu, Ankara Hukuk Okulu gibi yüksek okullarla öğretmen yetiştiren okulların açılmasına ağırlık verdi. Bu okullar kendi mezunlarını vermeye ve yurt dışına eğitime giden gençler dönmeye başlayınca sıra üniversite devrimine geldi. Atatürkün bilim stratejisini Güneş Kazdağlı şu sözlerler açıklıyor: Dönemin tek üniversitesi Darülfunun devrimleri savunmuyor tam tersi karşısındaymış gibi davranıyordu. Ama onu kapatıp yerine yeni üniversite açmak için elde öğretim üyesi de yoktu. Atatürk işte o zaman stratejik kararını verdi. Önce bilim adamı yetiştirilecek, araştırmacıların sayısı arttırılacak sonra üniversite reformuna gidilecekti. Atatürk de aynen öyle yaptı. Çok sayıda genci yurt dışına eğitime gönderdi. Matematikte dünyaca ünlü ordünaryüs profesör Cahit Arf, Prof. Dr. Ali Rıza Berkem bunların önde gelen ikisiydi. Yurt dışına giden bu insanlar sonra dönüp geldiler ve İstanbul Üniversitesinin kurulmasında görev aldılar. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇILIYOR 1933te İstanbul Üniversitesinin kurulması gerçekten Cumhuriyet için bir dönüm noktası oldu. Üniversite kısa sürede çağdaş bilim yapan bir kurum haline geldi. Bunda, ikinci dünya savaşı öncesi, Nazi zulmünden kaçan Almanyadaki öğretim üyelerinin rolü büyüktü. Türkiye o dönem başarılı bir politika izleyerek Almanyadan uzaklaşan Yahudi kökenli 36 bilim adamına kucak açtı. Onlara milletvekillerinin aldığı maaşın üç katını ödedi. Karşılığını da aldı. 36 bilim adamı İstanbul Üniversitesine büyük katkı sağladı. Türkiye ilk kez kendi alanında araştırma yapan, matematikte, fizikte, fen bilimlerinde oldukça ileri düzeyde bilgi birikimine ulaştı. Altın çağını yaşayan Matematik Enstitüsü o zaman kuruldu. Kendisi de bilim adamı olan Prof.Dr. Erdal İnönüye göre, o gün yapılan üniversite reformu Türkiyede bilim hayatının yönünü değiştirdi: İstanbul Üniversitesinin Darülfünundan başlıca farkı, bu yeni kuruluşun bilimi eskiden olduğu gibi sadece Avrupadan alıp bir parça öğretmekle kalmayıp, araştırmalarıyla bu bilimin gelişmesine katkı yapmayı amaçlamasıydı. Bu reform anlayışı içinde üniversite öğretim üyeleri arasında araştırma yeteneğini kanıtlamamış kimseler üniversiteye alınmamış, güncel konularda araştırma yaptırabilecek Avrupalı bilim adamları hoca olarak üniversiteye çağrılmışlardır. SANAYİLEŞME HAMLESİ Cumhuriyet kuruluşunun 10. yılıyla birlikte sanayileşmeye ağırlık verdi. Araştırma enstitüleri de bu alana kaydı.Türkiyenin sanayileşmesine öncülük eden şeker fabrikaları, demiryolları, Sümerbank ve Tekel gibi çok sayıda Kamu İktisadi Teşekkülleri o dönemin ürünü olarak ortaya çıktı. Ama asıl önemli olan bizzat Atatürkün emriyle 1935te kurulan Maden Teknik ve Arama Enstitüsü ile Elektrik İşleri İdaresi ve Etibanktı. Bunlar daha o yıllarda sanayi alanında ulusal araştırma uygulamalarını başlatan ilk kurumlardı. Atatürkün o koşullarda verdiği bilim mücadelesini en iyi farkedenlerden biri Başbakan Bülent Ecevitti. Ecevit, Atatürkü, Çağımızda iletişimin, bilimin ve bilginin önemini en erken kavrayan önder ve devlet adamı olarak tanımlıyor ve iletişime verdiği önemin altını çiziyor: Atatürkün Kurtuluş Savaşını başlatmak üzere Samsundan Anadoluya çıktığından itibaren ilk yaptığı iş, iletişim ağını ele geçirmenin, iletişim ağından yararlanmanın bir kurtuluş savaşı için önemini kavramasıdır. Kurtuluş Savaşını Telgraf başında kazandığını söyleyecek kadar iletişime önem veren Atatürk, bütün hayatı boyunca bilimin, sanayinin ve teknolojinin gelişmesi için elinden geleni yaptı. 1938de öldüğünde bize, sadece genç bir Cumhuriyet değil, bütün eğitim kurumlarıyla, araştırma enstitüleriyle, sanayileşmeye hazır bir bilgi birikimini de bıraktı. 2. DÜNYA SAVAŞI DARBESİ Ama şanssızlık İkinci Dünya Savaşı ile başladı. Milli mücadele döneminde öğretmen ve öğrencileri askere almayan Türkiye bu defa bunu yapamadı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında bilim adamları ve mühendisler uzun süreli askerlik görevine çağrıldı. Bu ise yeni yeni oluşan ve başarılı olmaya başlayan araştırma gruplarının dağılmasına yolaçtı. Savaş öncesi Avrupalı bilim adamları için çekim merkezi olan Türkiye o uzun savaş yıllarında bu özelliğini kaybetti. Artık bilim adamları ve araştırıcılar için çekim merkezi Türkiye değil, Amerika Birleşik Devletleriydi. Savaş sonrası siyasal ve askeri dengeler yeniden oluştu. Ama asıl önemli olan endüstriyel üretimin yeni baştan yapılanmasıydı. Bunda, en önemli etken üretim sürecinde otomasyon dönemini başlatan bilgisayarın devreye girmesiydi. İLK BİLGİSAYAR İlk elektronik bilgisayar, ENIAC savaş sonrası 1946da Amerikan Ordusunun balistik hesaplamaları için geliştirildi. Bu, 18.000 lambası ve 30 ton ağırlığı ile dev gibi bir makineydi. 1950lerde elektron tüpleri kullanan bu ilk kuşak bilgisayarlar, 1958de yerini transistörün kullanımı ile ikinci kuşak bilgisayarlara bıraktı. Bu endüstriyel üretim için büyük bir devrim demekti. Gerçekte Türkiye bu devrimi yakından izledi. Bilgisayar öncesi bilgi teknolojisi olarak kabul edilen delikli kart uygulaması bunun ilk örneğiydi. Daha 1927 yılında, Cumhuriyetin ilanından 4 yıl sonra Devlet İstatistik Enstitüsü, nüfus sayımı öncesi delikli kartı Türkiyeye getiren kurum oldu. Onu 1932de Ziraat Bankası izledi. Ama ikinci dünya savaşı bu süreci önemli ölçüde sekteye uğrattı. Toparlanma 1950lerde başladı. Bilgisayar öncesi delikli kartla çalışan, bilgi işlem sistemlerinin kullanımı bu dönem yaygınlaştı. Mesleğe 1954te delikli kart uygulaması ile Karayolları Genel Müdürlüğünde başlayan Güngör Günalçın, o dönemin en yakın tanığıydı: 50li yıllarda bilgisayar öncesi dönemde delikli kartlarla bilgi işlem sistemlerini Türkiye yakalamıştır. Bunları kullanıyordu. Karayolları Devlet Su İşleri, İş Bankası, Emekli Sandığı gibi devlet kuruluşlarında vardır. O zamanlar tabii daha bilgisayar sözcüğü de yoktu. Ve biz işlerimizi kartlar üzerine delerek bu kartları her birinin fonksiyonu ayrı olan işlem makinelerinden geçirmek suretiyle neticelere ulaşıyorduk. İşte ilk bilgisayar, 1960ta, bu bilgi birikiminin üzerine geldi. Karayollarında çalışmaya başlayan IBM 650 sadece Türkiyenin değil, Ortadoğunun da ilk bilgisayarıydı. Ama bu Türkiye için henüz yeni bir başlangıçtı. | ||||
Türkiye'de bilişimin öyküsü - 1 Türkiye'de bilişimin öyküsü - 3 Türkiye'de bilişimin öyküsü - 4 |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||