| | | | Gelişmiş ülkelerde istatistiğe verilen önem ve istatistiğin etkin kullanımı sayesinde, farklı bakış açıları yakalanabildiği gibi, geleceğe yönelik çalışmalar için bugünden önemli adımlar atılabiliyor. İstatistikler, sadece geçmişe ilişkin bir raporlama ya da arşiv çalışması olmanın ötesinde bir anlam taşıyor. İstatistikler geçmişten çok belki de geleceğe ışık tutuyor.
Türkiye bugüne kadar her alanda olduğu gibi dış ticarette de verilere geç ulaşılan bir ülke görüntüsü çizdi. Bilgi teknolojilerinin bürokrasiye gecikmeli olarak girmiş olması, bilginin öneminin yeteri kadar kavranmamış olması, bilgi toplumunun gerektirdiği eğitim ve teknolojik altyapının sağlanmamış olması gibi sebeplerle Türkiye, kendini ölçemeyen bir toplum olarak karşımıza çıktı. Bu nedenle geleceğe yönelik stratejik kararlar almak, planlı adımlar atmak zorlaştı. Kendi röntgenini çekemeyen Türkiye, sorunlarına çözümler bulmakta zorlandı; anlık, geçici çarelerle, güncelliğini yitirmiş çağdışı kocakarı ilaçlarıyla yetinmek zorunda kaldı.
Geçmiş ve mevcut verileri toplamadan geleceğe yönelik yorumlar yapmak, bilimsel olmaktan çok falcılık ve kehanet söylemlerinden öteye gitmeyen ancak şark toplumlarına has bir özelliktir. Doğru verilerin olmadığı bir ortamda, bilimsel öngörüden ve stratejiden söz edilemez. Bugüne kadar dış ticarette stratejiden yoksun hareket ediyor olmamızın sebeplerinden birini de burada aramak gerekir belki.
Doğru verilere ulaşmak kadar, onlara zamanında ulaşmak da büyük bir önem taşıyor. Türkiye, verilere hep geç ulaşılan bir ülke de olmuştur aynı zamanda. Örneğin, dış ticaret verileri, Türkiye’de ortalama 8 haftalık bir periyotla yayınlanmakta ve araştırmacıların hizmetine oldukça geç olarak sunulmaktadır. Ancak bu konuda geçtiğimiz günlerde atılan bir adım takdire şayandır.
DIŞ TİCARET VERİLERİNDE AB STANDARDI
Geçtimiz hafta Devlet İstatistik Enstitüsü ile Gümrük Müsteşarlığı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı arasında bir protokol imzalanarak veri transferlerinde AB standartlarına uygun çalışmalar yapılması karara bağlandı.
AB İstatistik Ofisi’nin belirlemiş olduğu standartlar ve normlar çerçevesinde veri üretilmesi ve depolanması yönündeki hükümleri içeren protokol, dış ticaret verilerinin yayınlanma periyodunun da AB standartlarına uygun olacak şekilde 8 haftadan 6 haftaya çekilmesi kararını da içermesi açısından büyük önem taşıyor. Böylece dış ticaret verilerine daha hızlı ulaşmak ve veriyi bilgiye dönüştürerek daha hızlı ve dünya ile eşit hızda kararlar alabilmek mümkün olacak.
Bilgi toplumunun gerektirdiği standartların ve özel sektörüyle kamu kesiminin hep birlikte yaşayacakları bir zihniyet değişiminin gerçekleşmediği bir Türkiye’de, her alanda olduğu gibi dış ticaret ve ekonomi alanında da özlenen değişimin gerçekleşmeyeceği gayet açık. Bu nedenle atılan bu türden adımların olumlu olduğunu ama daha yapılması gereken çok şeyin de olduğunu vurgulamak gerekiyor. | |
Ali Dölek: Tekstilde Türk - Amerikan ortaklığı
Bankaların kara tahtaları siliniyor
